2024 ve Utanç Siyaseti…

Abone Ol

2024 yılı, ekonomik belirsizliklerden siyasi değişimlere, bilimsel ilerlemelerden toplumsal krizlere kadar pek çok önemli gelişmenin yaşandığı bir yıl olarak zihnimizdeki yerini aldı.

Öyle ki dünya, yaşanan bu olayların etkilerini önümüzdeki yıllarda da hissetmeye devam edecek.

 2024 benim için özel bir yıl oldu.

 Özgün Kocaeli ailesiyle ve Yüksel ağabey ile tanıştım.

 Yaklaşık 3 yıllık internet editörlüğünün ardından yeniden sahada yer almak, muhabirlik yapmak çok güzel…

 Gazetemizin kurucusu ve imtiyaz sahibi Yüksel Demirtaş’a sunduğu tüm fırsatlar için teşekkür ediyorum.

 Özgün Kocaeli olarak genç ve dinamik bir ekiple habercilik yapmaya devam edeceğiz.

 Böyle bir ekibin parçası olmaktan çok mutluyum.

 ****

Gazeteciler açısından hem ulusal hem de yerelde yaşanan gelişmelerden dolayı hareketli bir seneyi geride bırakıyoruz.

Öyle ki bazen gündemi takip etmekte zorlandık. Kafamızı ne tarafa çevirsek manşet olabilecek değerde birçok olaya şahit olduk.

2025 yılı umarım kentimiz, ülkemiz ve dünyamız için 2024’ten çok daha iyi geçer.

Benim açımdan yılın en dikkat çekici olayları özetle şunlardı  

Narin Güran cinayeti. Bu cinayet ülkemizin yakından takip ettiği ve içimizi en çok acıtan olaydı.

Yenidoğan Çetesi’nin ortaya çıkması ve öğrenilen gerçekler başlı başına çok korkunçtu.

Alper Gezeravcı, uzaya çıkan ilk Türk oldu. Bu tarihi adım, Türkiye’nin uzay çalışmalarında yeni bir döneme geçiş yaptığının simgesi oldu adeta, hep birlikte gurur duyduk.

Erzincan İliç'teki bir altın madeninde meydana gelen toprak kaymasında dokuz işçi hayatını kaybetti. Olay, ülkemizde iş güvenliği konusundaki tartışmaları alevlendirdi.

Türkiye’nin yerli savaş uçağı, ilk uçuşunu başarıyla gerçekleştirerek savunma sanayisinde önemli bir adım attı. İşte gururlandığımız, koltuklarımızın kabardığı başka bir gelişme daha…

Yerel seçimlerde CHP 1977’den bu yana ilk kez birinci parti oldu. Bu sonuç, siyasi dengelerin değişmesi açısından kritik bir gelişmeydi.

Suriye’de Esad rejiminin zulmü sona erdi ve ülkede geçiş hükümeti kuruldu. Bu gelişme, on yılı aşkın süredir devam eden iç savaşın sonlanması adına umut verici. Ülkemizdeki Suriyelilerin durumunu da yakından ilgilendiren bu süreci dikkatle takip ediyoruz.

GELELİM UTANÇ SİYASETİNE…

Ancak bu yılın en utanç verici olayı Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin,  bebek katili, terörist elebaşı, elinde şehit kanı olan, kansız Öcalan’a çağrıda bulunmasıydı.

Bu bir muhatap alma çağrısıydı…

O utanmadan çağrıda bulundu, bizler onun yerine utandık, mahcup olduk.

 ****

Türkiye Cumhuriyeti’nin zaman zaman zorlu yollardan geçtiği oldu ama böylesini ne duyduk ne de gördük.

 Aralık ayının son günlerini geçirdiğimiz şu zamanda İmralı’daki bebek katilini resmen muhatap aldık.

Terörist uzantılarıyla seçimde iş birliği yapanlar, teröristlerin terörist olduğunu hatırlayıp iktidarı eleştirdi.

Yani resmen milletin aklıyla oynadılar…

İktidar kanadından “Türk ve Kürt Yüzyılı” paylaşımları yapıldı.

Peki… Sormak lazım, bu yüzyılın “Türk ve Kürt Yüzyılı” olarak anılması için katilleri muhatap mı almamız gerekiyordu?

Vatan toprağının her bir karışında kardeş kardeşin kanını akıtırken, buna sebep olanları adam yerine koymak neyin nesi?

*****

Ne yalan söyleyeyim bir ümit…

Bahçeli’nin, Öcalan’a yaptığı meclis çağrısından sonra, bir ümit Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan aksi açıklamalar bekledim.

Her vatanseverin beklediği gibi…

Uzun süren bir sessizliğin ardından kendisi ittifak ortağının arkasında durduğunu açıkladı.

Hata üstüne hata yani…

Bu bir demokrasi ve kardeşlik meselesi değil, Türk milletinin onur ve şeref meselesidir.

Bu yanlıştan acilen dönülmelidir.

Bu vatan için evlatlarını kaybetmiş olan şehit ailelerinin her birinden tek tek özür dilenmelidir.

 

******

Siyasi olarak da iyi bir yolda gitmediklerini, bu adımın AK Parti ve MHP’ye çok sayıda oy kaybettireceğini söylememe gerek yok.

Fakat merak ediyorum AK Partililer bu ittifakı sonlandırmak için hala neyi bekliyorlar?

Milliyetçi Hareket Partisi’nin bu çağrısı ve sonrasında gelişen olaylar milletin vicdanında derin bir yara açılmasına sebep olmuştur.

AK Parti’nin, MHP ile kurduğu bu ittifakın artık sürdürülemeyecek kadar büyük bir yanlış olduğunu düşünüyorum.

Bu ortaklık daha fazla kaybı beraberinde getirecektir.

Muhataplara duyurulur…

*****

2024 Yılının son köşe yazısını şairimiz Mehmet Akif  Ersoy’un çok sevdiğim şiirinin bir kısmıyla sonlandırmak istiyorum.

Umarım 2025 yılı ülkemiz ve milletimiz için çok daha hayırlı bir yıl olur ve daha refah yarınlara uyanabiliriz. Hepimize iyi yıllar.

“Âtiyi karanlık görerek azmi bırakmak...

Alçak bir ölüm varsa, emînim, budur ancak.

Dünyâda inanmam, hani görsem de gözümle.

İmânı olan kimse gebermez bu ölümle:

Ey dipdiri meyyit, 'İki el bir baş içindir.'

Davransana... Eller de senin, baş da senindir!

His yok, hareket yok, acı yok... Leş mi kesildin?

Hayret veriyorsun bana... Sen böyle değildin.

Kurtulmaya azmin neye bilmem ki süreksiz?

Kendin mi senin, yoksa ümîdin mi yüreksiz?

Âtiyi karanlık görüvermekle apıştın?

Esbâbı elinden atarak ye'se yapıştın!

Karşında ziyâ yoksa, sağından, ya solundan

Tek bir ışık olsun buluver... Kalma yolundan.”