Ahtapot; yumuşak gövdeli, sekiz kollu, Octopoda takımında sınıflandırılan yumuşakçaların genel adıdır. Kabul görmüş 300 civarında türü bulunan ahtapotlar; kalamarlar, mürekkep balıkları ve nautiloidler ile birlikte kafadan bacaklılar (Cephalopoda) sınıfında gruplandırılırlar. Diğer kafadan bacaklılar gibi ahtapot bilateral simetrik, iki gözlü ve tek gagalıdır. Ağzı kollarının ortasında yer alır. Çok hızlı şekil değiştirebilen yumuşak gövdesi sayesinde küçük deliklerden gövdesini sıkıştırarak geçebilir. Yüzerken sekiz kolu arkasından uzanır. Sifon hem solunum hem de su jeti fışkırtmak vasıtasıyla hareket için kullanılır. Karmaşık bir sinir sistemine ve mükemmel bir görme duyusuna sahip olan ahtapotlar; Omurgasızlar içerisinde en zeki ve davranışsal olarak en büyük farklılıkları gösteren hayvanlar arasındadır. Bu omurgasız deniz canlısı hakkında bilgilerdirme yaptıktan sonra; Ülke gündemindeki ahtopot operasyonlarına bir göz atalım.
Deniz canlıları içindeki omurgasızlar sınıfından olan ahtopotun kolları gibi bütün ülkeyi saran bu ahtopotun kolları;
- Türgev
- Tüğva
- Ensar
- Türken
- A.Mahmut Hüdai
- Darül Fünun İlahiyat
- İstanbul Endurun Eğitim ve Kültür
- İlim Yayma Vakıfları olarak bilinmektedir.
Bu Vakıflar, tarikatlara iş ve ihale takipçiliği yaparak elde ettikleri gelirlerle yoksul halkın dini duygularını istismar ederek siyasi iktidara hizmetle görevlidirler.
Kendilerine aktarılan kaynaklarla yurt içinde ve yurt dışında değerleri milyar dolarları bulan mal varlıkları ile parlementer sistemi yok etmek için çalışan bu ahtopot, parlementer sistemin düşmanları, cemeatler, tarikatlar ve dernekler ile koordineli bir şekilde yargı gözetiminde ve korumasında çalışmalarını hız kesmeden sürdürürken, Reisin İBB’ye yapılan operasyonlara atıfta bulunarak “belediyeleri ahtopot gibi sarmışlar.” metaforu nereden bakarsak bakalım ülkeye zarar vermekten öteye geçmeyen içi boş siyasi bir söylem olarak siyasi hafızamıza yerini alacak.