Asgari ücret bilmecesi başlıyor

Abone Ol

Siz bu satırları okurken, muhtemelen Asgari Ücret Tespit Komisyonu ilk toplantısını gerçekleştirmiş olacak. Tabii ki bu toplantıdan bir sonuç çıkması beklenmiyor.
Aralık ayının son günlerinde yeni asgari ücret açıklanacak.
Ekonomisi gelişmiş ülkelerde asgari ücret, aslında çok belirleyici bir etken değil. Ancak bizde, son yıllarda çok belirleyici olmaya başladı. Nedeni de bugün 7.5-8 milyon çalışanın asgari ücret alıyor olmasıdır. Aileleri ile birlikte bu, 30 milyona yakın insanın etkilenmesi demek.
Yani çalışanların önemli bir bölümü, asgari ücret kazanıyor.

***

Doğal olarak asgari ücretin ne olacağı da büyük önem arz ediyor.
Senaryolar çeşitli.
Ancak öncesinde küçük bir parantez açmakta fayda var.
Komisyon geçtiğimiz yılın sonunda, 2024'ün asgari ücret rakamını açıklarken, zammın bir kere uygulanacağını söylemişti. Yani, temmuz ayında zam olmayacaktı.
Çünkü iş dünyasını ve hükümete göre asgari ücretteki her artış, enflasyon olarak geri dönüyordu.
Ancak bunun böyle olmadığını anlaşıldı. Aralık ayı rakamları açıklanmadı ama 2024 enflasyonunun yüzde 47 civarında olacağı herkes tarafından dillendirilmeye başlandı.
Demek ki neymiş, asgari ücret, enflasyona neden olmuyormuş.

***

Gelelim senaryolara.
Sermaye kesimi, aylar öncesinden 2025 hedef enflasyonuna göre zam yapılması gerektiğini vurgulamaya başladı. Onlara göre bu rakam yüzde 25 olmalıydı x.
Sermayenin açıklamalarına hükümetin bazı kanadından da destek geldi. Merkez Bankası da benzer bir açıklamada bulundu.
Doğal olarak bu söylemler tepki çekti. Bu nedenle de son günlerde iktidar cephesinde yüzde 30 ile 35 arasında bir zam yapılacağı konuşulmaya başlandı. Yani asgari ücretin 17 bin liradan 22.500 lira ile 23 bin lira arasında bir rakama çıkarılacağı dillendiriliyor.
Asgari ücretli ise gerçekleşen enflasyon üzerinden zam talep ediyor.
Hal böyle olunca yeni zamlı ücretin 25 bin lira olmasını istiyorlar.

***

Herkes kendi açısından haklı.
Ben bir işveren olarak işçilere hak veriyorum çünkü asgari ücret bugün açlık sınırının da altına gerilemiş durumda.
22 bin, 23 bin veya 25 bin yaptığımızda da sorun çözülmeyecek. Muhtemelen 2025 Haziran ayından itibaren yine açlık sınırının altına gerileyecek. Yani sıkıntı devam edecek.
Burada önemli olan alım gücünü arttırmak değil aksine korumak. Bunu yapmak da mevcut iktidarın görevi.
İşverenler de haklı çünkü her gün yeni vergilerle karşılaşıyorlar.
Büyük sermaye şirketlerini değil ama bizim gibi küçük çaplı şirketleri ya da bilinen adıyla küçük esnafı bu vergiler oldukça zorluyor.
Hükümetin yapması gereken, vergi konusunda doğru adımlar atması.
Hem işçinin hem de işverenin üzerindeki vergi yükünü azaltarak bunu yapabilir.
Böylece yeni asgari ücret her iki tarafı da zorlamayacak bir seviyeye çekilebilir ve enflasyonu tetiklemez.
Çözüm belli, önemli olan bunu istemek veya bu iradeyi göstermek.

Hepimiz için hayırlısı olsun...