Asgari ücrete ara zam dönemi geldi, işveren kesimi hemen ses yükseltmeye, hükümete uyarıda bulunmaya başladı.
Açıklamalar ardı ardına geldi.
Önce Türkiye İhracatçılar Meclisi Başkanı Mustafa Gültepe konuştu.
Seçim sonrası rekor kıran dolar/TL kuruyla bile mevcut asgari ücrete denk gelen 400 dolara işaret eden Gültepe, “Asgari ücrette maksimum dolar bazında 300-400 dolar arasındaki seviyeyi koruyabilmeliyiz. 500'ü verebiliyorsak, sürdürebilir noktada kalabilmemiz için özel çalışmalar yapılması gerekiyor aksi taktirde sanayi bunu kaldırabilecek durumda değil” dedi.
Ardından İstanbul Ticaret Odası Başkanı Şekib Avdagiç, sazı aldı.
Avdagiç prensip olarak Türkiye'de asgari ücretin TL bazlı belirlenmesi gerektiğini savundu. Asgari ücretin hesaplanırken ulusal verilerin dikkate alınması gerektiğini vurgulayan Avdagiç, “Ücret artış oranına ilişkin beklentimiz, ilk 6 ayın TÜFE'si dikkate alınarak yapılması yönündedir” dedi.
***
Köşenin başlığı biraz ağır kaçmış olabilir. Ancak gerçek bu.
Patronlar ön almak için hemen seslerini yükseltmeye, adeta ağlamaya başladı.
Dolar 1 kuruş arttığında ürünlerine 2 hatta 3 kuruş zam yapıp “Ama dolar artıyor” diyen patronlar, iş asgari ücrete gelince hemen lira ile hesaplanmasını istiyor. Üstelik, bugün en fanatik AK Partililerin bile güvenmediği TÜİK’in oranlarının dikkate alınması talepleri var.
Son enflasyon oranı, hazirandaki beklenti de eklenince…
Asgari ücret için yüzde 15’lik bir zam oranı ortaya çıkıyor.
Bu da 10 bin liraya tekabül ediyor.
Oysa gerçekler öyle mi?
Hangi ürünün fiyatı son altı ayda sadece yüzde 15 arttı.
Çarşıya pazara çıkın…
Yüzde 15’i geçmeyen ürün görürseniz bana da söyleyin.
Biz de bilelim…
***
Bakalım, asgari ücret kavgasından kim galip çıkacak.
“500 dolar olmalı” diyen hükümet mi?
“10 bin lira”da ısrar eden işveren mi?
Yoksa “12 bin 500 liradan aşağısı kurtarmaz” diyen vatandaş mı?