Kocaeli, Türkiye’nin en büyük bilişim buluşmalarından birine bugün ikinci kez ev sahipliği yapmaya başlıyor. Kocaeli Büyükşehir Belediyesi öncülüğünde ve kent paydaşlarının desteğiyle Kocaeli Kongre Merkezi’nde gerçekleştirilen Kocaeli Bilişim Fuarı, yapay zekâdan akıllı şehirciliğe uzanan geniş yelpazesiyle kentin dijital dönüşüm hedeflerine somut katkı sunacak. 3 gün boyunca açık kalacak fuar; teknoloji şirketleri, girişimciler, akademisyenler ve dijital çağa ilgi duyan binlerce ziyaretçiyi bir araya getirirken üç gün boyunca kentin nabzı bilişimle atacak. Fuarın açılışında konuşan Kocaeli Ticaret Odası(KOTO) Başkanı Necmi Bulut, fuarın düzenlenmesinde emeği geçen tüm paydaşlara teşekkür etti ve ardından plaketler takdim edildi.
Zenginlik yaratma biçimlerinin yaşam düzenini belirlemesi
Fuarın açılışında konuşan Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Büyükakın konuşmasında, insanlık tarihindeki dönüşümün şehir yaşamını nasıl şekillendirdiğini anlatarak bilişim fuarının önemini geçmişten bugüne uzanan bir perspektifle değerlendirdi. Büyükakın, insanoğlunun yaklaşık bin yıl önce toprağı işlemeyi öğrendiğini, yerleşik hayata geçişle birlikte zenginlik yaratma biçimlerinin toplumların tüm yaşam düzenini belirlediğini ifade etti.
Dijitalleşmeyle bambaşka bir kırılma noktasında
Konuşmasında tarihsel dönüşümü sanayi devrimleri üzerinden anlatan Büyükakın, 1750’lerde başlayan birinci sanayi devrimiyle üretim tarzının değiştiğini, James Watt’ın buhar makinesiyle Endüstri 1.0’ın başladığını, elektrik gücünün makinelerde kullanılmaya başlamasıyla Endüstri 2.0’a geçildiğini hatırlattı. 1950’lerde bilgisayar teknolojilerinin devreye girmesiyle bu dönüşümün hızlandığını vurgulayan Büyükakın, bugün yapay zekâ ve dijitalleşmeyle bambaşka bir kırılma noktasında olduğumuzu söyledi.
Sanayi toplumundaki esaslar
Konuşmasında tarım, sanayi ve dijital toplum arasındaki dönüşümü tekrar hatırlatan Büyükakın, zenginlik yaratma biçiminin her çağda şehirlerin yapısını ve iş gücü ihtiyacını belirlediğini söyledi. Tarım toplumunda verimli topraklara hâkim olmanın, sanayi toplumunda ise büyük fabrikalar kurmanın esas olduğunu belirtti.
Kişiselleştirilebilir üretime geçişin kökten değiştirmesi
Robotların üretimin doğal parçası hâline geldiğini hatırlatan Büyükakın, geçmişte bir otomobil için aylarca sıra beklenirken bugün vatandaşların rengini, donanımını, özelliklerini seçebildiği bir döneme gelindiğini söyledi. Üretimin sabit bir modelden esnek ve kişiselleştirilebilir üretime geçişinin iş dünyasını kökten değiştirdiğini vurguladı.
"Gençlerimizin rekabet edebileceği bir gelecek inşa etmeye çalışıyoruz"
Başkan Tahir Büyükakın konuşmasının son bölümünde, şehirleri geleceğe taşıyan temel unsurun vizyon sahibi insanlar olduğunu vurgulayarak belediyelerin bu vizyonu güçlendirme sorumluluğunu anlattı. Bir kentin gelişebilmesi için ilham veren işlere ihtiyaç duyulduğunu belirten Büyükakın, hem yöneticilerin hem de toplumun aynı hedefe odaklanması gerektiğini ifade etti: “Şehirlerine vizyon katan, ilham veren işler yapmak zorunda. Biz de belediye başkanları olarak hem konuşmalarımızla topluma ilham vermek hem de vizyon sahibi olanların önünü açmak zorundayız. Odalarımızın geleceğe dönük çalışmalarını güçlendirmek için var gücümüzle çalışıyoruz. Gençlerimizin rekabet edebileceği bir gelecek inşa etmeye çalışıyoruz.”
"Öğrenci geleceğe hazırlanırsa başarı gelir"
Büyükakın, tarih boyunca toplumların yükseliş ve çöküşlerinin savaşlar ya da felaketlerle değil, anlam kaybı veya kolektif bir hedefe yönelişle açıklanabileceğini söyledi. Başarının, toplumun ortak bir amaca odaklanmasıyla mümkün olduğunu vurgulayarak şunları ifade etti: “Eğer hepimiz aynı şeyi düşünürsek, ülkenin kaderini aynı noktada görür ve aynı yere vurursak, topyekûn hareket edersek yükseliriz. Yönetici iş insanının önünü açarsa, iş insanı dünyayı doğru okursa, öğrenci geleceğe hazırlanırsa başarı gelir.”
"Rekabet gücümüz artacak ve ülkesinden ayrılmak zorunda kalmayacak”
Konuşmasında hayal kurmanın ve fırsat yaratmanın önemine de dikkat çeken Büyükakın, Bill Gates örneği üzerinden gençlere sunulan imkânların ne kadar değerli olduğuna işaret etti: “Bill Gates’in hikâyesi okul aile birliğinin aldığı bir bilgisayarın garaja konulmasıyla başladı. Biz çocuklarımıza bu imkânları sağladığımızda belki bir Bill Gates, bir Steve Jobs yetişecek. Yapay zekâ programlarını yazacak çocuk benim şehrimden çıkacak diye düşünüyorum. O çocuk yeni bir ilaç bulduğunda, uzaya uydu göndermenin farklı bir yolunu geliştirdiğinde rekabet gücümüz artacak ve ülkesinden ayrılmak zorunda kalmayacak.”