Gündem

Bilimin Yıldızı Canan Dağdeviren’e Anlamlı Övgü

Ünlü gazeteci İsmail Küçükkaya, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımla hem bilim dünyasının hem de Kocaeli’nin gururu olan Prof. Dr. Canan Dağdeviren’i onurlandırdı.

Abone Ol

Küçükkaya’nın, Cumhuriyet Halk Partisi Körfez İlçe eski Başkanı Cavit Dağdeviren ve Mine Dağdeviren ile birlikte çektirdiği fotoğrafları paylaşarak Canan Dağdeviren’e özel vurgu yapması, kısa sürede büyük ilgi gördü. Paylaşımında “Bu gurur anne ve babanın” ve “Hocamız” ifadelerini kullanan Küçükkaya, yalnızca bir bilim insanını değil; aynı zamanda bu başarının arkasındaki aile emeğini de görünür kıldı. Şıklığı ve zarafetiyle dikkat çeken karelerde, bilimsel başarının insani ve toplumsal yönü ön plana çıktı.

Bilimin Sınırlarını Zorlayan Bir İsim
Dünyaca tanınan fizik mühendisi Prof. Dr. Canan Dağdeviren, Massachusetts Institute of Technology’de (MIT) yürüttüğü çalışmalarla modern tıbbın geleceğine yön veren isimler arasında yer alıyor. Giyilebilir ve vücut içine entegre edilebilen tıbbi cihazlar üzerine çalışan Dağdeviren; kalp ritmini izleyen, kanserin erken teşhisine katkı sunan, Parkinson ve epilepsi gibi nörolojik hastalıkların takibinde kullanılan yenilikçi teknolojilere imza attı. Özellikle piezoelektrik malzemelerle geliştirdiği, vücut hareketlerinden enerji üretebilen cihazlar; hem bilimsel yayınlarda hem de uluslararası prestijli platformlarda büyük yankı uyandırdı. Çalışmaları Nature, Science ve PNAS gibi saygın dergilerde yayımlanan Dağdeviren, genç bilim insanlarına ilham veren bir rol model olarak öne çıkıyor.

Kocaeli’den Dünyaya Uzanan Bir Başarı Öyküsü
Canan Dağdeviren’in başarısı, yalnızca akademik bir kariyer hikâyesi değil; aynı zamanda Kocaeli’den dünyaya uzanan bir azim ve emek öyküsü olarak değerlendiriliyor. İsmail Küçükkaya’nın bu paylaşımı da tam olarak bu noktaya işaret ediyor: Bilimin evrensel diliyle konuşan bir Türk kadını ve onun arkasındaki güçlü aile desteği. Sosyal medyada yankı bulan paylaşım, “ülkesini bilimle temsil eden” bir isme duyulan ortak gururun ifadesi olarak yorumlandı. Küçükkaya’nın satır aralarına yerleştirdiği bu mesaj, tek bir kareyle hem bilime hem de emeğe saygı duruşu niteliği taşıdı.