Uzmanlar, bir ayrılığın ardından yaşanan duygusal çöküşün kişiden kişiye değişmekle birlikte ortak biyolojik temellere dayandığını vurguluyor. Kişisel geçmiş, ilişki süresi ve bağlanma stili süreci etkileyen unsurlar arasında yer alsa da, yapılan geniş kapsamlı araştırmalar çoğu kişinin benzer bir zaman aralığında toparlandığını gösteriyor.
5 binden fazla kişinin katıldığı araştırmada, katılımcıların büyük bölümü altıncı ay itibarıyla ayrılığın etkilerinden büyük ölçüde kurtulduğunu ifade etti. Psikologlara göre bu süre, beynin bağlanma mekanizmalarını yeniden düzenlemesi için gereken ortalama zaman dilimi olarak kabul ediliyor. Travmatik ayrılıklarda süreç biraz daha uzun sürebiliyor ancak uzmanlar, insan beyninin sandığımızdan daha hızlı adapte olabildiğini belirtiyor.
Aşk Acısı Neden Bu Kadar Yakıcı?
Ayrılık yalnızca duygusal değil, aynı zamanda fizyolojik bir deneyim. Ayrılık anında beyinde bağımlılık döngülerinin devreye girdiğini belirten bilim insanları, dopamin ve oksitosin seviyelerinin hızla düşerken stres hormonu kortizolün yükseldiğini aktarıyor. Bu nedenle ayrılığın ilk günlerinde iştahsızlık, uyku sorunları ve göğüste fiziksel bir ağrı yaşanması oldukça yaygın.
Bağlanma sisteminin kopmasıyla beyin adeta “yoksunluk” tepkisi veriyor. Buna rağmen, beynin kimyasal dengesi zaman içinde kendiliğinden normal seviyesine dönüyor.
İyileşmeyi Hızlandırmanın 4 Yolu
Ayrılık acısını sağlıklı biçimde atlatmak için uzmanların önerdiği dört temel adım öne çıkıyor:
-
Sosyal destek: Arkadaşlarla zaman geçirmek ve duyguları paylaşmak iyileşmeyi hızlandırıyor.
-
Yeni rutinler: Günlük düzeni değiştirmek, beynin eski ilişki döngüsünden çıkmasına yardımcı oluyor.
-
Sosyal medya detoksu: Eski partneri takip etmeye devam etmek iyileşmeyi geciktirdiğinden önerilmiyor.
-
Kendi hedeflerine yönelmek: Özgüveni besleyen aktiviteler, yeni bir duygusal denge kurulmasına katkı sağlıyor.