Karların lapa lapa yağdığı bir kış günü, bir ülkenin kraliçesi, penceresinden dışarıya bakarak örgü örüyordu. Beyaz karların arasında, yanlışlıkla parmağını iğneyle deldi. Üç damla kan yere düştü ve bembeyaz kar üzerinde parlayan bu kırmızıya bakarak içinden şöyle geçirdi:
“Tenin kar kadar beyaz, kanım kadar kırmızı ve pencerenin çerçevesi kadar siyah saçlı bir kızım olsun…”

Gebze'de Göçen Binayı Yapan Firma Kimin?
Gebze'de Göçen Binayı Yapan Firma Kimin?
İçeriği Görüntüle

Dileği gerçek oldu. Bir yıl sonra, teni kar gibi beyaz, dudakları kan kırmızısı, saçları simsiyah bir kız doğurdu. Adını Kar Beyaz – Snow White koydular. Ancak annesi doğumdan kısa süre sonra hayatını kaybetti. Kral, bir süre sonra yeniden evlendi.

Yeni kraliçe güzelliğiyle övünür, her gün aynasına “Benden daha güzel kim var?” diye sorar, “Yok” cevabını almaktan büyük haz duyardı. Fakat Karbeyaz yedi yaşına geldiğinde ayna ilk kez, “Karbeyaz senden bin kat daha güzel,” dedi. Kıskançlıkla deliye dönen kraliçe, Karbeyaz’ı öldürtmek için sarayın avcısını görevlendirdi.

Avcı, ormanda Karbeyaz’ı öldüreceğine, ona acıyıp bırakır. Kraliceye de bir yaban domuzunun kalbini götürerek kandırır. Kraliçe, bu kalbi tuzlayıp pişirir ve yer. Karbeyaz ise ormanda küçük bir eve rastlar: içeride yedi küçük tabak, yedi yatak ve düzenli bir yaşam vardır. Yedi cüce eve döndüğünde Karbeyaz’ı bulur. Kız, başına gelenleri anlatır. Cüceler, “Ev işlerini yaparsan burada kalabilirsin,” der. Böylece Karbeyaz, güvenli bir hayat kurar.

Ancak kraliçenin aynası yeniden Karbeyaz’ın hayatta olduğunu ve yedi cücelerle yaşadığını söyler. Öfkeden deliye dönen kraliçe, zehirli yöntemlerle üç kez Karbeyaz’ı öldürmeye çalışır:

İlkinde, yaşlı bir kadın kılığına girer, Karbeyaz’a ip satıyormuş gibi yapıp onu boğar. Cüceler kurtarır.
İkincisinde, büyülü bir tarakla onu zehirler. Cüceler tekrar yetişir.
Üçüncüsünde, zehirli bir elma hazırlar. Karbeyaz yalnızca yarısını ısırır, ama o yarı zehirlidir. Karbeyaz yere yığılır.
Bu kez Karbeyaz uyanmaz. Cüceler onun cam bir tabut içinde, dağın zirvesinde yatmasını sağlar. Aylar boyunca hiç çürümez; güzelliği ilk günkü gibidir.

Bir gün uzak diyarlardan bir prens gelir. Tabutun içindeki kıza âşık olur. Onu yanında götürmek ister. Cüceler önce reddeder ama sonunda razı olurlar. Tabut taşınırken bir taşıyıcının ayağı takılır, tabut sarsılır, Karbeyaz’ın boğazındaki elma parçası çıkar… ve Karbeyaz yeniden hayata döner.

Prens ona evlenme teklif eder. Karbeyaz kabul eder. Düğün haberi ülkenin dört bir yanına yayılır.

Kraliçe de davet edilir. Düğün gününde aynasına yine aynı soruyu sorar. Ayna, “Karbeyaz bin kat daha güzel, üstelik bugün evleniyor,” der. Kıskançlıkla düğüne gelen kraliçe, orada tanınır ve cezalandırılır:
Ateşte kızdırılmış demir ayakkabılar giydirilir ve ölünceye kadar dans etmeye zorlanır.

Muhabir: Haber Merkezi