“Birçok alanda insan hakları açığı bulunmaktadır”
Sudan, “10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü, Türkiye’de demokrasi, adalet ve eşitlik mücadelesinin ne kadar hayati olduğunu bir kez daha hatırlatan önemli bir gündür. Bugün ülkemizde ifade özgürlüğü, adil yargılanma hakkı, sosyal adalet ve kadınların yaşam hakkı başta olmak üzere birçok alanda ciddi bir insan hakları açığı bulunmaktadır. Bu tablo, Türkiye’nin yeni bir siyasal yenilenmeye, özgürlükleri ve insan onurunu esas alan güçlü bir demokratik dönüşüme ihtiyaç duyduğunu açıkça göstermektedir” dedi.
“İnsan Hakları Eylem Planımız dönüşümün temelini oluşturmaktadır”
DEVA Partisi'nin İnsan Hakları Eylem Planı'na dikkat çeken Sudan, “DEVA Partisi’nin İnsan Hakları Eylem Planı bu dönüşümün temelini oluşturmaktadır. Plan; yargının siyasetin gölgesinden arındırılmasını, ifade ve basın özgürlüğünün güvenceye alınmasını, ayrımcılık ve nefret söylemine karşı etkin mücadeleyi ve kamu yönetiminde tam şeffaflığı hedeflemektedir. Demokratik bir Türkiye için bu ilkeler bir tercihten değil, zorunluluktan ibarettir” ifadelerini kullandı.
“Kadınların yaşam hakkının korunamadığı bir toplumda insan haklarından söz etmek mümkün değildir”
Kadınların yaşadığı eşitsizliklere değinen Sudan, “Bu mücadelenin en kritik boyutlarından biri ise kadın haklarıdır. Bugün kadınlar; şiddet, ekonomik eşitsizlik, siyasi temsilde yetersizlik ve adalete erişimde engellerle karşı karşıyadır. Kadınların yaşam hakkının korunamadığı, şiddetin cezasızlıkla beslendiği, kadın emeğinin görünmez kılındığı bir toplumda insan haklarından söz etmek mümkün değildir. DEVA Partisi olarak kadınların güçlenmesini, siyasette eşit temsilini, şiddete karşı etkili ve hızlı koruma mekanizmalarının kurulmasını ve her alanda eşit yurttaşlık ilkesinin hayata geçirilmesini temel bir insan hakları sorumluluğu olarak görüyoruz. Öte yandan ekonomik kriz, kadınları ve çocukları orantısız biçimde etkileyerek insan haklarını sosyal boyutuyla ihlal etmektedir. Yoksulluğun derinleşmesi, barınma ve beslenme sorunlarının artması, kadınların hem ekonomik hayatta hem de toplumsal yaşamda daha da kırılgan hale gelmesine yol açmaktadır. İnsan hakları mücadelesi aynı zamanda eşit fırsatlar ve onurlu yaşam hakkı için sosyal adalet mücadelesidir” dedi.
“Kadınların özgür olmadığı bir ülke özgür değildir”
Sudan, “10 Aralık vesilesiyle bir kez daha altını çiziyoruz: Kadınların özgür olmadığı bir ülke özgür değildir. Adaletin herkese eşit işlemediği bir toplumda demokrasi yaşayamaz. İnsan haklarını korumayan bir devlet güçlü olamaz. Türkiye’nin geleceği; kadın-erkek eşitliğini, hukukun üstünlüğünü ve özgürlükleri esas alan yeni bir demokratik düzenle mümkün olacaktır. Bu doğrultuda çalışmaya, üretmeye ve mücadele etmeye devam edeceğiz” açıklamasında bulundu.
