Reuters’ın çok sayıda tanık ve belgeye dayanan özel araştırmasına göre, “Toprak Taşıma Operasyonu” adı verilen bu faaliyetle, on binlerce ceset başkent Şam’ın doğusunda, Zümer kasabası yakınlarındaki çöl bölgesine taşındı.
Operasyonun amacı, Suriye iç savaşında işlenen savaş suçlarının ve toplu infazların kanıtlarını ortadan kaldırmak olarak değerlendirildi. Kuteyfe’de uzunlukları 15 ila 160 metre arasında değişen 16 mezar hendeği bulunurken, Zümer’deki yeni mezar alanında en az 34 ve 125 metreye kadar uzanan hendekler tespit edildi.

Reuters, uydu görüntüleri, tanık ifadeleri ve resmi belgelere dayanarak, cesetlerin her hafta 4 gece boyunca 6 ila 8 kamyonla taşındığını ortaya koydu. Operasyona kamyon şoförleri, teknisyenler, buldozer operatörleri ve Esed’in elit Cumhuriyet Muhafızları’ndan subaylar dâhil edildi. Tanıklar, taşınan kalıntıların çoğunlukla rejim hapishanelerinde ve askerî hastanelerde ölen tutuklulara ait olduğunu belirtti.

Kuteyfe’deki mezarın varlığı, 2014 yılında Suriyeli bir insan hakları aktivisti tarafından belgelenmişti. Ancak toplu mezarın yeri ilk kez bu kadar ayrıntılı şekilde kamuoyuna yansıdı. Operasyonun ardından Kuteyfe’deki 16 mezar hendeğinin tamamının boşaltıldığı bildirildi.
Suriye Acil Durum ve Afet Yönetimi Bakanı Raid el-Salih, ülkedeki kaynak yetersizliği ve yargı sisteminin yeniden yapılanma sürecinin, toplu mezarların araştırılmasını geciktirdiğini söyledi. Suriye’nin yeni yönetimi, kayıp kişilerin kimliklerinin belirlenmesi için DNA bankası kurmayı ve adli tıp alanında uzman yetiştirmeyi hedefliyor.

Suriye Adalet ve Hesap Verebilirlik Merkezi Başkanı Muhammed el-Abdullah, cesetlerin plansızca taşınmasının, kayıp yakınları için büyük bir trajedi yarattığını ifade ederek, “Bu kalıntıların ailelere ulaştırılması çok karmaşık bir süreç olacak” dedi.
Savaşın en karanlık izlerinden biri olan bu toplu mezar olayı, Suriye'de yıllardır süren insan hakları ihlallerinin yeni bir boyutunu gözler önüne seriyor.





