Kadın işçilerin ölümü sonrası inceleme

Kocaeli'nin Dilovası ilçesinde Ravive Kozmetik fabrikasında 8 Kasım’da meydana gelen patlamada 3’ü çocuk 6 kadın işçi yaşamını yitirdi. Olayın ardından bölgeye giden bir grup feminist, işçilerin aileleriyle ve mahalle halkıyla görüşerek hazırladığı gözlem raporunu kamuoyuyla paylaştı. Raporda, kadınların ve çocukların ağır sömürü koşullarında, denetimsiz ve güvencesiz şekilde çalıştırıldığına dikkat çekildi.

Denetimsiz üretim, tehlikeli çalışma ortamı

Rapora göre patlamanın yaşandığı yapı, tek girişli, yangın merdiveni ve söndürme sistemi olmayan bir depoydu. İçeride tehlikeli kimyasallar gelişigüzel istiflenmiş, yanıcı ve uçucu maddeler ayrılmamıştı. Tanıkların ifadelerine göre, patlama sırasında kadınlar dışarı çıkmak istese de kapıya ulaşamamış; hızla büyüyen yangın ve kimyasal istifler nedeniyle içeride çığlıklar arasında hayatlarını kaybetmişti.

Sigortasızlık ve korumasız çalışma

İşçilerin büyük kısmının sigortasız çalıştırıldığı, koruyucu ekipman verilmediği ve iş kazalarının örtbas edildiği raporda yer aldı. Kadınların kendi kıyafetleriyle çalıştığı, maske, eldiven hatta yara bandı gibi temel malzemelerin bile sağlanmadığı aktarıldı.

Çocuk işçilik ve ucuz emek sömürüsü

Rapor, Ravive’de 13–14 yaşlarındaki kız çocuklarının çalıştırıldığını ortaya koydu. Ayrıca yaşlı kadınların da düşük ücretlerle istihdam edildiği belirtildi. Aileler, bazı çocukların patlama günü tesadüfen işe gitmediğini söyledi. İşçilere verilen maaşların 600–800 TL gibi düşük meblağlar olduğu, yol ve yemek parasının da bu ücretin içinden karşılandığı bildirildi.

Denetim formaliteden ibaret

Mahalle sakinleri, fabrika sahibinin denetim tarihlerini önceden bildiğini, denetim ekiplerinin işyerinden kozmetik ürünlerle ayrıldığını iddia etti. Ayrıca jandarma ve belediyeye yapılan şikâyetlerin sonuçsuz kaldığı, denetimsizlik ve ruhsatsız üretimin bilindiği öne sürüldü.

DİSK 2026 Yılı İçin Asgari Ücret Talebini Açıkladı
DİSK 2026 Yılı İçin Asgari Ücret Talebini Açıkladı
İçeriği Görüntüle

Kadınlar için çıkışsızlık

Kadınlar ve aileleri, işsizlik ve yoksulluk nedeniyle bu koşullarda çalışmak zorunda kaldıklarını ifade etti. Evlerine yakın olması ve “erkeksiz ortam” algısıyla güvenli görülen bu işyerlerinin, aslında katmerli sömürü alanlarına dönüştüğü vurgulandı. Feministler, göçmen kız çocuklarının da bu sistemin bir parçası haline getirildiğini, bazılarının zorla evlendirilerek Suriye’ye gönderildiğini bildirdi.

Sorumlular sadece patron değil

Feministler, bu felaketin yalnızca işverenin değil; taşeron düzeni sürdüren markaların, denetimsizliği görmezden gelen kamu kurumlarının ve yeterli denetimi yapmayan bakanlıkların ortak sorumluluğunda olduğunu belirtti. Zara, LCW, Koton, A101, BİM, Rebul gibi birçok markaya üretim yapıldığı da raporda yer aldı.

Adalet ve dayanışma çağrısı

Feministler, kamuoyu baskısının sürdürülmesi, ölen işçilerin ailelerine sosyal destek sağlanması, kız çocuklarının eğitime dönmesi için somut adımlar atılması ve sendikaların kadın emeği üzerine özel politikalar üretmesi gerektiğini belirtti. “Bu bir kaza değil, kadınlara dayatılan emek rejiminin sonucudur” denilen raporda, örgütlü feminist mücadelenin gerekliliği vurgulandı.

1B15A41A 97C3 4Ca3 9F41 1672Bf70317C