Antalya'da yaşayan 49 yaşındaki Nilşad Parmaksız, 16 yaşındayken nüfusta annesi olarak görünen kişinin biyolojik annesi olmadığını öğrendi.

Gerçek annesinin Münibe Nilsun Pekcan olduğunu öğrenen Parmaksız, 33 yıl boyunca iz sürdü. Annesinin mezarının Nevşehir'de olduğunu düşünen Parmaksız, mahkemeye başvurdu ve mezar açıldı. Alınan örnekler sonucu yapılan DNA testinde Parmaksız ile mezardaki kişi arasında yüzde 99,99 genetik uyum tespit edildi.

"KEŞKE HAYATTA OLSAYDI"


Biyolojik annesinin isminin kimliğinde yer alması için Antalya 5'inci Asliye Hukuk Mahkemesi'nde dava açan Parmaksız, “Annemi buldum ama keşke hayatta olsaydı" dedi.

Güzellik uzmanı Nilşad Parmaksız, 1976 yılında Amasya Ruhi Tingiz Devlet Hastanesi'nde dünyaya geldi. Annesi Münibe Nilsun Pekcan ve babası Mehmet Kürşat Parmaksız’ın evlilikleri kısa sürdü. Doğumdan sonra nüfus kayıtlarına baba tarafından resmi nikahlı eş olan Emel Parmaksız’ın ismi anne olarak yazıldı.

İçişleri Bakanlığı Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü’nün mahkemeye sunduğu raporda, Türkiye genelinde yapılan MERNİS sorgulamasında Münibe Nilsun Pekcan adına doğrudan kayıt bulunamadı ancak benzer bir kayda rastlandı. Ölüm kaydının dayanağı ise arşivde bulunamadı.

Annesini bulmak için yıllardır mücadele verdiğini anlatan Parmaksız, şunları ifade etti:

“16 yaşında gerçeği öğrendiğimde çok şaşırmıştım ama yaşımın etkisiyle herhangi bir şey hissedemedim. Zaman geçtikçe bu konuyu araştırmak, annemi bulmak istedim ve mahkemeye müracaat ettim. Annemin yaşayıp yaşamadığını bile bilmiyordum”

İSMİNİN ANLAMINI AÇIKLADI! "AŞK ÇOCUĞUYUM"


Parmaksız, ailesine dair duygularını şu sözlerle dile getirdi:

Bir Çocuk Cesedi de Elazığ'da Bulundu
Bir Çocuk Cesedi de Elazığ'da Bulundu
İçeriği Görüntüle


“Adım Nilşad, annemin adı Nilsun, babamın adı ise Kürşat. Annemin 'Nil'inden, babamın 'Şad'ından oluşmuş. Aşk çocuğuyum ama kendi anneme dair hiçbir şey bilmiyorum. Hem annemi hem de kendi hayatımı bulmak istedim.”

Münibe Nilsun Pekcan'ın bir dönem eğlence mekânlarında şarkıcılık yaptığını belirten Parmaksız, duygularını şöyle ifade etti:

“Çok mutluyum ama bir yandan da sevinemiyorum. Hala bu olayın travmasını yaşıyorum. Sevinmem gereken bir şey mi, üzülmem gereken bir şey mi hala bilemiyorum. Yaşasaydı, daha güzel olurdu.”

Nilşad Parmaksız'ın avukatı Yaşar Bayar, mezarın 15 Mayıs 2025’te açıldığını ve DNA örneklerinin Adli Tıp Kurumu’na gönderildiğini belirterek şu bilgileri verdi:

“Müvekkilimin biyolojik annesinin ölüm nedeni 'zehirlenme' olarak kayıtlara geçmiş. Sürecin devamında, biyolojik anneye ait olduğu değerlendirilen mezar yeri tespit edildi. Mezar yeri belirlendikten sonra, Nilşad Hanım aracılığıyla gerekli başvurular yapıldı. Ardından 15 Mayıs 2025 tarihinde mezar açıldı. Alınan örnekler DNA incelemesi yapılmak üzere dosya ile birlikte Adli Tıp Kurumu'na gönderildi. 22 Temmuz 2025 tarihinde Adli Tıp Kurumu'ndan gelen rapor doğrultusunda, müvekkil Nilşad Parmaksız ile biyolojik annesi arasında yüzde 99,99 oranında genetik uyum tespit edildi. Bu sonuçla birlikte, annesinin kimlikte yer alması talebimiz yönünde önemli bir aşama tamamlandı. Önümüzdeki günlerde yapılacak işlemler neticesinde müvekkilim, nüfus cüzdanında annesinin isminin yer alması yönündeki hakkına kavuşacaktır. Sürecin sonuna yaklaştık"

TEHDİT EDİLMİŞTİ


Bayar, DNA testi tamamlanmadan önce basına verdiği demeçte annesini arayan Nilşad Parmaksız'ın tehditler aldığını açıklamıştı:

"Müvekkilim daha önceden konuyla alakalı 2 dava açmış fakat biyolojik annesi iddia edilen kişinin eski nüfus cüzdanında TC kimlik numarasının olmaması sebebiyle, bu kişiye ulaşılmaması nedeniyle 2 dava da reddedilmiş. Yapılan araştırmalar ve mahkemeden istenilen belgeler neticesinde müvekkilimin biyolojik annesinin TC kimlik numarasını bulduk. Aslında ölü olduğuna dair kaydı geldi fakat hangi tarihte neden öldüğüne dair herhangi bir ölüm tutanağına ulaşılmadığı belirtildi. Buna ilişkin TC kimlik numarasına ulaştıktan sonra ölü olduğu bilgisinin gelmesi sebebiyle mirasçılarını davaya dahil ettik. Şu aşamada geldiğimiz noktada müvekkilin biyolojik annesinin mezarının yeri açtırılıp, DNA testi yaptırılmadan biyolojik annesi olduğuna dair başka delil bulunamıyor. Müvekkilin dedesinin zamanın belediye başkanı olması ve bize gelen telefonlarda da müvekkilin biyolojik annesinin intihar ettiği, merdivenlerden düştüğü şeklinde söylentiler mevcut. 'Bu işlere bulaşmayın' şeklinde bize birkaç telefon geldi fakat biz hukuk mücadelemizi sürdürmeye devam edeceğiz."

Muhabir: Haber Merkezi