Kocaeli Büyükşehir Belediyesi(KBB) yaban hayatını koruma ve geliştirme hedefiyle yürüttüğü çalışmaları kapsamında ekolojik hayata olumlu yönde katkı sunuyor. İlk aşamada 15 kızıl geyiği doğaya kazandırarak başlayan yolculuk, bugün 7 geyiğin daha doğaya salımı ile devam etti. Gelecek ay 8 geyik daha doğaya salınarak bu yılki planda olan 15 kızıl geyik salım işlemi tamamlanmış olacak. Proje tamamlandığında 40 Kızıl Geyik doğaya salınmış olacak.
BİYOÇEŞİTLİLİĞİN SAĞLANMASI VE KORUNMASI
Tarım ve Orman Bakanlığı Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü iş birliğiyle hayata geçirilen projeyle Samanlı Dağları eteklerinde Kızıl Geyik popülasyonunun arttırılması, bölgedeki ekosistem dengesinin güçlendirilmesi ve biyoçeşitliliğin korunmasına katkı sağlanması amaçlanıyor.
DOĞAL GÜZELLİKLE TANITMA FIRSATI
Proje, Kızıl Geyik'lerin doğaya salımının yanı sıra GPS tasma ve fotokapan teknolojileriyle izleme ve değerlendirme çalışmalarını da kapsıyor. Söz konusu proje, bölgede ekoturizm açısından da büyük önem taşırken Kuzuyayla ve çevresinde düzenlenmesi planlanan fotosafari ve yaban hayatı gözlem turları, bölgenin doğal zenginliklerini tanıtma açısından da önemli bir fırsat olarak öne çıkıyor.
O DÖNGÜNÜN DEVAM ETMESİ GEREKİR
Geyik salım öncesinde konuşan Kartepe Belediye Başkanı Mustafa Kocaman proje için teşekkürlerini sunarak sözü KBB Başkanı Tahir Büyükakın'a bıraktı. Başkan Büyükakın ise konuşmasında şu ifadeleri kullandı: "Doğada, ekosistemde bir şeyi başka bir şeyle birlikte ayakta tutan bir döngü vardır. Mesela, “Ağaçlardan dökülen yaprakları kötü görünmesin diye altlarından toplayalım” dediğinizde, oradaki ekosisteme zarar vermiş olursunuz. Çünkü o döngünün devam etmesi gerekir.
ORMANYA'DA YETİŞTİRİP KUZUYAYLA'YA GELİYOR
Bu anlamda yapılan çalışmalar sadece bir türün korunması faaliyeti değildir; aynı zamanda o bölgedeki ekosistemin ve biyoçeşitliliğin sürdürülmesinin de bir gereğidir. Onun için yapılan çalışmaların arkasında çok ciddi, detaylı bilimsel bir çalışma vardır. Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü müstah tarafından bölgede ve başka bölgelerde benzer çalışmalar yürütülüyor. Ormanya'da yetiştirdiğimiz bu geyikleri buraya getiriyoruz.
AVLANMA FAALİYETLERİNİ KONTROL ETME
Daha önce 15 tane salmıştık. Bugün 7 tane daha salacağız. Bir ay sonra 8 tane daha salacağız.
Toplam sayı 30 olacak. Hedefimiz 40. İnşallah bu yolla, bu bölgedeki hem kızıl geyik popülasyonunu artırmış olacağız hem de onların doğadaki hareketlerini takip edeceğiz. Elektronik GPS’li tasmalar takarak, beslenme alanlarını, doğada nasıl hareket ettiklerini gözlemleyeceğiz. Bunu takip etmemiz de lazım; çünkü onları koruma altına aldığımız için, o bölgelerdeki avlanma faaliyetlerini ve insanların o bölgedeki varlıklarını kontrol altına almış olacağız.
ORMANYA HAYVANAT BAHÇESİ DEĞİL İNSANAT BAHÇESİ
Onların izini sürersek, insanın oradaki izini de bir kontrol alanına hapsedebiliriz aslında. Ormanya’daki mantık da benzer bir mantıktır. Orada ne bir orman hayvanat bahçesi, ne de bir “insanat bahçesi” vardır. Tabirimi mazur görün. Orada hayvanlar serbest, insanlar ise kafestedir. O alanın büyüklüğünden dolayı belki fark edilmiyor ama hayvanlar açık alanda özgürce dolaşırken, insanlar bariyerlerin arkasında izler.
DOĞAYI ANLAMASINI SAĞLAYAN EĞİTİM ALANI
Standart bir hayvanat bahçesinde hayvanları kafesin içine koyarsınız, insanlar gezer ve onları izler. Ama Ormanya’daki mantık, bu anlayışın tamamen dışındadır. Orayı tekrar ziyaret edenler, bu kez bu gözle baksınlar. Orası bir hayvanat bahçesi değil; hayvanların doğal yaşam alanları içinde varlığını sürdürmesi gereken, aynı zamanda çocuklarımızın doğayla buluşmasını, doğayı anlamasını sağlayan bir eğitim alanıdır.
Çünkü biz onları geleceğin dünyası için yetiştiriyoruz.
GELECEĞİN DÜNYASINDA AYAKTA KALMA
İlgili kurumlar tarafından yayınlanan raporlar var.
Her yıl yayımlanan “Dünya Risk Raporu”na baktığınızda zaten göreceksiniz; o raporda küresel iklim kriziyle birlikte ortaya çıkacak doğal yaşam tehditleri, biyoçeşitliliğin azalması, ekstrem iklim olaylarının yol açacağı kuraklıklar, bunun sebep olacağı gıda krizleri gibi başlıklar yer alıyor.
Hatta “su savaşları”, “gıda savaşları” gibi kavramlar bile artık bu raporların içinde yer buluyor. Buralara hazırlıklı olmayan milletlerin, geleceğin dünyasında ayakta kalma şansları da olmayacak.
HEPSİ PLANLANMIŞ VE HESAPLANMIŞ İŞLER
Biz, bir taraftan denizdeki çamuru temizlerken, diğer taraftan kızıl geyikleri doğal yaşam alanlarına bırakıyoruz. Bu biyoçeşitliliğin devamı ve ekosistemin sürdürülebilirliği açısından da son derece önemli bir çalışma. Bir yerden denize balıklar bırakıyoruz, akarsulara alabalıklar salıyoruz.
Üstelik o türleri seçerek, özel üreterek o bölgelere salıyoruz ki biyoçeşitlilik devam etsin. Denizlere resifler bırakıyoruz. Yani yaptıklarımız sadece “kirletmemek” ya da “temizlemek” faaliyeti değildir.
Dolayısıyla yaptıklarımızın hepsi planlanmış, hesaplanmış, aklı başında işlerdir.
GEYİK MUHABBETİ YAPAN YAPMAYA DEVAM ETSİN
Konu geyik bırakmak olunca, şöyle bir espriyle aklınızda kalsın: “Geyik muhabbeti yapmıyoruz.”
Gerçekten böyle. Biz “iki tas çorba dağıtalım, aferin desinler” gibi çalışmıyoruz. Bunu söylerken çorba dağıtmayı hafife almıyorum, onu da yapıyoruz.
Ama bir koliyle kapıyı çalıp, 32 diş sırıtıp fotoğraf çekerek bu işi yapmıyoruz. Geyik muhabbeti yapan, geyik muhabbeti yapmaya devam etsin. Biz iş yapıyoruz.




