Kocaeli’de aynı aileden dört kişinin, 2022–2023 yılları arasında “Hacı Baba” adını verdikleri sözde manevi bir varlık üzerinden vatandaşların dini inanç ve duygularını istismar ederek yaklaşık 2 milyon TL dolandırdıkları iddiasıyla yargılanmasına başlandı. Kocaeli Adliyesi 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya tutuklu sanıklar S.S. ve K.S., adli kontrol şartıyla serbest bırakılan sanık M.S., müştekiler ve taraf avukatları katıldı. Sanıkların, WhatsApp grupları ve yüz yüze yapılan sözde dini sohbetler aracılığıyla mağdurları “musibetlerden korunma” ve “cin musallatından kurtulma” vaadiyle bağış yapmaya yönlendirdikleri öne sürülürken, sanıklar üzerlerine atılı suçları reddederek, tahliye edilmelerini istedi.
"CİNLERLE NAMAZ KILIYORUM DEDİ HİPNOZ ETTİ"
Tutuklu sanık S.S., yaptığı savunmada tek suçlunun kendisi olmadığını, günahlarından kurtulmak için “çok cihat etmesi gerektiği” söylenerek hipnoz edildiğini öne sürdü. S.S. savunmasında şu ifadelere yer verdi: “Söylemek istediğim çok şey var, buradayım ama suçlu sadece ben değilim. Fatma Mercan niye gelmedi? Ben dini bilmiyorum ki dini kullanarak insanları kandırayım. Eşim B.H.'nin sıkıntısı vardı, Hacı Baba’yı kullanarak sıkıntısını giderdi. ‘Günahın çok, cihat etmen gerek’ dedi, beni hipnoz etti. Cinlerle çok sefer namaz kıldığını söyledi. Çok para gelmiştir, Hacı Baba gibi arayalım diyerek böylece Ukrayna’daki oğlumuzu aradı. Fatma Mercan’ın medresesi vardı, Nurcular cemaatine yardım ediyordu. Ben dini bilmiyorum ki dini anlatayım. Eşim B.H.'nin hiçbir şeyden haberi yoktur. B.H. uzun yol şoförüdür, aramızı düzeltmek için Fatma’yı aradı. Onun bu olaylarla ilgisi yoktur. Dolandırıcı olsaydım Arzu Topçu’nun sattığı arabasının parasını alırdım, bana vermek istedi ama almadım. Hastayım, yürüyemiyorum. Oğlum Kaan’ın bu olaylarla ilgisi yoktur.”
"HAYATIM ALT ÜST OLDU"
Tutuklu sanıklardan K.S. ise savunmasında olaylarla hiçbir ilgisi olmadığını belirterek şu ifadeleri kullandı: “Benim bu olaylarla hiçbir ilgim yoktur. Üzerime atılı suçlamaları kabul etmiyorum. Uluslararası çapta bir iş yapıyorum, yıllarımı verdim bu işe. Hayatım alt üst oldu, tahliyemi talep ediyorum.”
"İNSAN AİLESİNİ SEÇEMİYOR"
Tutuksuz sanık M.S., ailesinin işlemiş olduğu suçlar nedeniyle yargılandığını belirterek savunmasında şu ifadelere yer verdi: “İnsan arkadaşlarını eşini seçiyor ama ailesini seçemiyor. Hiç de öyle yüz görümlüğü parası değil, bu toplumumuzun büyük bir yarası. Görüyorsunuz, tedaviye gitmeyen insanlar yüzünden ben tedaviye gitmek zorunda kalıyorum. Ben de uluslararası bir iş yapıyorum.”
"SUÇTAN KAÇMAK İÇİN SAVUNMA YAPIYORLAR"
Müştekilerden D.S., duruşmada dinlediği savunmaların gerçeği yansıtmadığını belirterek adlı kontrol şartıyla serbest bırakılan M.S. ’in de tutuklanmasını talep etti. Banka kayıtlarında, söz konusu kişi tarafından paranın çekildiğine dair dekontlar bulunduğunu ifade etti. F.K. de benzer şekilde D.S.'nin tutuklanmasını istedi.
"OYUN OYNADIK BENDEN BİN DOLAR ALDILAR"
K.K., yaşadığı mağduriyetin kendisini derinden etkilediğini belirterek, Giresun’a fındık toplamaya gittiği sırada kendisinden bin dolar alındığını söyledi. Müştekiler Ü.K. ve Ü.T., sanıkların tutukluluk hallerinin devamına karar verilmesini ve en ağır şekilde cezalandırılmalarını talep etti.
"HEPSİ OLAYDAN HABERDAR"
Müşteki mağdur M.S., sanık savunmalarının gerçeği yansıtmadığını öne sürerek, olayın 2019 yılından bu yana sürdüğünü, bazı kişilerin çocuklarını da sürece dahil ettiğini ve dosyanın organize bir yapı kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini savundu. Müşteki mağdur A.T. ise, bazı isimlerin olayların tamamından haberdar olduğunu ve süreç boyunca sürekli birlikte hareket ettiklerini ileri sürdü.
ERTELENDİ
Mahkeme heyeti, sanık savunmaları ve müşteki beyanlarının ardından tutuklu sanıkların tutukluluk hallerinin devamına, tutuksuz sanıklar yönünden ise adli kontrol sürecinin sürdürülmesine karar vererek, duruşmayı ileri bir tarihe ekledi.
NE OLMUŞTU?
Kocaeli’de aynı aileden dört kişinin, 2022 - 2023 yılları arasında kendilerini “Hacı Baba” adını verdikleri sözde manevi bir varlıkla ilişkilendirerek vatandaşların dini inanç ve duygularını istismar ettiği iddia edildi. Şüphelilerin, WhatsApp grupları ve yüz yüze yapılan sözde dini sohbetler aracılığıyla mağdurları “musibetlerden korunma” ve “cin musallatından kurtulma” gibi vaatlerle bağış yapmaya yönlendirdiği öne sürüldü. Para ve altınların sadaka, infak ve dini yardım adı altında toplandığı, ardından bu değerlerin “cinler tarafından alındığı” yönündeki beyanlarla mağdurların kandırıldığı iddia edildi.
Şikâyetler üzerine başlatılan soruşturma kapsamında S.S., oğlu K.S. ve dini nikahlı eşi B.H. tutuklanırken, kızı M.S. adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Yaklaşık 2 milyon TL’lik haksız kazanç elde edildiği öne sürülen olayla ilgili hazırlanan iddianame mahkemece kabul edilirken, sanıklar üzerine atılı suçlamaları reddetti.




