HENÜZ DEVRİLMEDİK AMA İYİ EVRİLDİK!

Abone Ol

Düşünsenize elli yıl önce vefat eden kişi, tekrar dünyaya gelse,yalnış yere geldim diye geri gider.
Hayatımızda o kadar çok değişiklikler oldu ki,geriye dönüp baktığımızda nelerimizi kaybettik,nasıl bu kadar farklı yaşantının içine girdik diye, ister istemez insan kendini düşünmekten alıkoyamıyor.
Bu kadar fabrika ayarlarının bozulacağını,toplumsal yaşantının bu kadar değişken olacağını hiç birimiz düşünmemiştik bile.
Hep beraber isterseniz konuları masaya yatıralım.
Ne dersiniz?
Çok değil yakın zamana kadar anne,baba evde söz sahibi olarak, çocuklarının iyi yetişmesi için gayret gösterir,baskıcı otariter yapıda olmasa bile, evine hakimdi.
Şimdi çocuklar evlere hakim.
Anne babanın çoğu kez evde sözü geçmez hale geldi.
Diyalog kopuluğu had safhada.
Kimse kimseyi anlamaya çalışmıyor.
Toplu taşıma araçlarında gençlerin ellerinde telefon sanal aleme dalmış, oturuyorlar.
Yaşlı yolcular ise, ayakta gidiyor.
Akşamları erken saatlerde eve gitme vardı.
Karanlık olmadan akşamları evde hep birlikte yemek yenirdi.
Nerdeyse evlerde yemek yeme işi rafa kalktı.
Dışarda restoranlarda, cafelerde yemek yeme alışkanlık haline geldi.
Uyku saatlerimiz bile değişti.
Hele gençler!
Gece yatmaz,gündüz kalkmaz oldular.
Cep telefonları,laptop,tablet hayatımıza o kadar çok girdi ki,neredeyse cümle kurmadan,konuşmadan günlerimiz geçiyor.
Zaten konuşsakta cümle kurarken,kelime dağarcığımız yeterli olmayıp, az olunca,onu bile başaramıyoruz.
Yolda,izde selamlaşmayı unuttuk!
Herkes dilsiz sağır!
Alış verişler barkod sistemi.
Kasiyer poşet istermisiniz?
Diye soruyor!
Allah bereket versin demeyi unuttuk.
Sevmelerimizde değişti.
Erkek kıskanır,kızlar utanırdı.
Şimdi Mecnun küpeli,Leyla şüpheli!
Haftalık aşk mı olur?
Yok elektirik alamamış mış mış!
Hadi ordan!
Sevgi bedel ister,fedakarlık ister.
Karşılık güven,saygı sevgi, yürekten paylaşım ister.
Aşk budur işte!
Evlilik hayatı sevgi,saygı,güven olmayınca,gün geçtikçe olumsuzlukları beraberinde getiriyor.
Boşanmalar,kadın cinayetleri bizleri derinden üzüyor.
Ne olursa olsun, en çok çocuklar olumsuz etkileniyor.
Birey olarak toplumda adaptasyon zorlukları çekiyor.
Gençler ayak ayak üstüne atarak, büyüklerinin karşısında oturabiliyor.
Büyüklerde artık bu işe bir şey demiyor.
Öğretmen, öğrencisi ile mesafe koymadan laubalilik yapıyor.
Görgü kuralları anlaşılıyor ki, tozlu raflara kaldırılmış.
Siyasal zemin bile kaydı.
Kimin kiminle olduğu belli değil.
Hak,hukuk, adalet, ahlâkî yapı istenilen şekilde olmayınca,insan ilişkileri ister istemez zorlanıyor.
Paylaşım,yardımlaşma nerdeyse kayboldu.
Güçlü olan,güç zehirlenmesi neticesi, güç deliliğini aşikâr yapıyor.
Her geçen gün, milli duygularımızın,bizi biz yapan değerlerimizin heyecanı zayıflıyor.
Elli yıl önce inanıyorum ki böyle değildir.
Çok daha güzel huzurlu bir şekilde ,toplumu insanca yaşatmaya gayret edilmiştir.
İnsanların samimiyeti içten daha güzeldir.
Ne ara bu kadar evrildik?
Devrilmeden özümüze, değerlerimize dönmeliyiz.
Sevgiyle kalın, sağlıkla kalın.
Niyazi CEBECİ