Farkında mısınız bu ülkedeki en büyük derdimiz Instagram’ın kapatılması.
Hamas’ın siyasi lideri İsmail Haniye’nin öldürülmesinin ardından insani olarak başsağlığı dileyelim ama Instagram’ın kapatılması da ne oluyor?
Sonraki büyük derdimiz sokak hayvanları konusu.
Bir yasa çıkardılar.
Hayvanseverler buna “Ötenazi” yasası diyor.
Şahsen ben de aynı terimi kullanıyorum.
Yani canı sıkılan bu hayvanların yaşam hakkına rahatlıkla engel olabiliyor.
Niğde’den sonra Ankara’nın Altındağ ilçesinde yaşanan köpek vahşetini duymuşsunuzdur.
Kısacası hayvan popülasyonuna önlem almak yerine durduk yere çıkarılan bu yasa vicdanlarımızı sızlatmaya devam edeceğe benziyor.
Size bir şey söyleyeyim mi, her şeyin suçlusu biz insanlarız.
Hayvanları saldırgan yapan da biziz.
Ya köpeğe, tavuğa tecavüz eden ne idüğü belirsiz yaratıklara ne demeli…
Bence bu yaratıklara ötenazi uygulanmalı…
***
Yani normalde hiç olmaması gereken konular kocaman bir sorun yumağı halinde kucağımıza bırakılıyor.
İnsanlardan sosyal medyayı esirgeyip hayvanların keyfe keder canını alan bir toplum olduk çıktık.
Oysaki bu iki konunun da çözümü çok basit.
Oysa ben bu ülkede yetişmiş insanların bilim ve teknoloji alanındaki başarıları konuşmak isterdim.
Bu ülkede sanat alanında nice başarılı insan var.
Ben bu insanların dünya çapındaki başarılarını konuşmak isterdim.
Paris 2024 Yaz Olimpiyat Oyunları bizim çocukların aldığı dereceleri konuşmak isterdim.
Ama yok, biz ne konuşuyoruz bu yüzyılda kapılan Instagram’ı, katliam yasasını….
***
Oysa neyi konuşmamı lazımdı; bir türlü çıkarılmayan kademeli emeklilik yasasını; staj mağdurlarını, emeklinin ve asgari ücretlinin geçim sıkıntısını; depremlerde binaların yıkılmaması ve insanların ölmemesi için nasıl bir imarlaşma yapılmasını, bu ülke insanını nasıl ranta kurban vermeyizi; milli eğitimimizi ve eğitim-öğretimde her yıl kobay gibi kullanılan neslimizin geldiği son durumu; hareketsiz yaşayan gençleri nasıl spora teşvik ederizi, gençlerin beyinlerini daha etkin kullanmaları için felsefe ve matematik kulüplerini nasıl yaygınlaştırırızı; patates ve soğanın hala neden kilosunun 20 liradan satıldığını; siyasi partiler yasasını, nasıl güvenilir ve dürüst bir siyasetçi olunuru, Meclis’i oluşturan insanların para, kalabalık sülale yada popülerlikleri gibi kriterlerinin sil baştan belirlenmesinin yanı sıra balı tuttuğu zaman parmağını yalamaması için nasıl bir ahlaki eğitimden geçmesi gerektiğini, nasıl ahlaklı bir nesil ve siyasetçi yetiştiririzi; tarım ve hayvancılığın neden azaldığını, Türkiye gibi tahıl ambarı bir ülkenin neden tahıl ithal ettiğini; atanamayan öğretmenleri, asgari ücretin altında çalıştırılan öğretmenleri; İsrail-Filistin savaşının bitmesi için ülke olarak nasıl bir duruş sergileyeceğimizi…
Bunlar gibi daha nicesini konuşabiliriz.
Ama ne yazık ki başka başka ani problemler yaratılarak bizleri farklı kanallara sürüklüyorlar.
Bir taraftan da toplumu ayrıştırıyorlar.
Köpekleri çocuk katiliymiş gibi gösteriyorlar.
***
Uzun lafın kısası ‘insan’ istediği her şeyi yapacak bir varlık.
Hayvanların doğal yaşamını bozan da, hayvanlara şiddet göstererek onları vahşileştiren de, insanlığa ve hayvanlığa sığmayacak şekilde hayvanlara tecavüz eden de maalesef ki insan...
Elbette onlara insan demek zul geliyor biz insanlara…
Onlara hayvan demek, hayvanlara hakarettir ki; ben hayvanlara böyle bir saygısızlık yapamam.
Ben her hafta dağlara çıkıyorum.
Ayı ve çakal izleriyle karşılaşıyorum.
Ve oralarda gezerken hiç korkmuyorum.
Çünkü onlar karşısındakinin niyetini çok iyi anlar.
Tek dertleri karınlarını doyurmak.
Ama biz sığamıyoruz dünyaya.
Her şey bizim olsun bizim dediğimiz olsun istiyoruz.
***
Kocaeli’ye gelirsek, tüm yukarıda yazdıklarımın yanı sıra malumunuz bu kentte günlerdir konuşulan bir konu daha var.
Yani Instagram, Hayvan Yasası ve Çöp Bertaraf Tesisi…
Kocaeli Büyükşehir Belediyesi tarafından Kandıra'da yapılacak olan Biyokurutma Teknolojili Entegre Tesisi…
Kandıra Akçakese Mahallesi’ne yapılmak istenen çöp bertaraf tesisinin Kısalar, Gülbahçe Kadriye, Çubuklubala, Çubukluosmaniye, Düğmeciler, Bağlıca, Mecidiye, Arpalık İhsaniye, Sarıhocalar, Sarışeyh, Nebihoca, Balören, Güvercinlik mahalleleri çevresel kirlilik anlamında tehdit edeceği iddia ediliyor.
Kandıra halkı tepki gösteriyor.
Genel Sekreter Yardımcısı Gökmen Mengüç, geçtiğimiz günlerde konuyla alakalı bir basın toplantısı yaptı ve tesisin maketi üzerinden anlattı.
Tesisin zararsız bir tesis olduğunu ima etti.
Toplantıdan çıkan sonuç buydu.
Kısaca Mengüç, “ÇED süreci bir başlangıçtır. Bir son değildir. ÇED süreci halkın bilgilendirmesidir. 15 kurum ve kuruluş ile ilgili görüş alındı. Her kurum tesisin bölgeye verebileceği zarar ile ilgili fikrini söyledi. Vatandaş toprağımızı, tarımı, suyu kirleteceksiniz, çirkin görüntü oluşturacaksınız, çöplük yapacaksınız ve İzaydaş’ı buraya getireceksiniz diyorlar. Ama asla böyle bir şey değil. Bu kaygıları giderecek bir çalışma olacak” dedi.
Bu arada Kocaeli’deki Akademik odalar’ın konuyla ilgili sürekli gündemde olmalarını beklerdim.
Aynı şekilde CHP Kocaeli İl Başkanlığı’nın da.
Ama sadece CHP İzmit bu konuda açıklamalar yapıyor ve görüş bildiriyor.
Sebahattin Aydın kardeşimin de kaleme aldığı gibi olumlu ya da olumsuz Bülent Sarı ve il örgütünün bir tavrı olması gerekir diye düşünüyorum.
Destekler ya da desteklemez ama bir ses beklediğim doğrudur…
Vahşetlerden uzak, insanların ve hayvanların öldürülmediği barış ve huzur dolu günler dileği ile…