Kocaeli Büyükşehir Belediyesi öncülüğünde, Kent Politikaları ve Araştırmaları Merkezi tarafından düzenlenen Afetlere Dirençli Toplum Çalıştay Kongre Merkezinde saat 9.30'da başladı. Çalıştayda konuşan Cumhurbaşkanlığı Yerel Yönetim ve Afet Politikaları Kurul Üyesi Şükrü Ersoy, nüfus artışı, çevre tahribatı, plansız kentleşme insanlığın geleceğini tehdit eden unsurlara ilişkin değerlendirmelerde bulundu. İnsan türünün bugün geldiği noktayı değerlendiren Ersoy, yeryüzünde yaşamış çok sayıda insan türünden yalnızca Homo sapiens’in kaldığını hatırlatarak, “Ama bugün geldiğimiz noktada kendi neslimizi yok etmekle meşgulüz. O yüzden artık türümüzü korumayı konuşmak zorundayız.” dedi.
"Dünya kalabalıklaşıyor, sorunlar katlanıyor"
Dünya nüfusunun hızla arttığına dikkat çeken Ersoy, bugüne kadar yeryüzünde yaklaşık 150 milyar insanın yaşamış olabileceğinin düşünüldüğünü söyledi. Türkiye ve İstanbul örneğini veren Ersoy, “Türkiye’nin nüfusu saatler içinde, İstanbul’un nüfusu neredeyse bir gün içinde artıyor. Şehirler bu kadar kalabalıklaştıkça sorunlar da doğal olarak büyüyor.” açıklamasında bulundu.
"Su var ama ulaşamıyoruz"
Dünyanın uzaydan bakıldığında mavi bir gezegen gibi göründüğünü hatırlatan Ersoy, buna rağmen tatlı suya erişimin giderek zorlaştığını vurguladı. Ersoy, “Sularla çevriliyiz ama tatlı suyu ya kirletiyoruz ya da ona erişemiyoruz. Bu da önümüzdeki en kritik sorunlardan biri.” ifadelerini kullandı.
"Atmosferi yüzyılda tüketiyoruz"
Atmosferin milyarlarca yılda oluştuğunu belirten Ersoy, insan faaliyetlerinin bu dengeyi kısa sürede bozduğunu söyledi. “Yaklaşık 4 milyar yılda oluşan atmosferi, son yüzyılda ciddi biçimde tahrip ediyoruz.” diyen Ersoy, okyanusların da insan baskısı altında olduğunu kaydetti.
"Denizler boşalıyor, ekosistem çöküyor"
Okyanus ve denizlerdeki canlı yaşamının hızla yok olduğuna dikkat çeken Ersoy, balık türlerinin giderek azaldığını ifade etti. Ersoy, “İnsanoğlu deniz kaynaklarının büyük bölümünü tüketti. Balıklar azalıyor, ekosistem bozuluyor.” dedi.
"Teknoloji var, riskler de artıyor"
Teknolojinin sunduğu olanaklara rağmen yeni risklerin ortaya çıktığını söyleyen Ersoy, biyoteknoloji ve nanoteknolojinin yanlış kullanımına dikkat çekti. “Teknolojik kazalar artıyor. Sorun teknoloji değil, onu nasıl ve hangi amaçla kullandığımız.” değerlendirmesinde bulundu.
Beton Şehirler, Kaybolan Toprak
Konuşmasının önemli bir bölümünü kentleşmeye ayıran Ersoy, plansız yapılaşmanın büyük tehlike yarattığını söyledi. “Şehirler yapılıyor ama toprak kayboluyor. Beton görüyoruz, toprağı artık göremiyoruz.” diyen Ersoy, altyapısı yetersiz kentlerin sürekli krizlerle boğuştuğunu dile getirdi.
"Beton yapılaşma afet riskini büyütüyor"
Kazıklı temeller, yanlış zemin tercihleri ve plansız inşaatların ciddi riskler doğurduğunu belirten Ersoy, geçmişte yaşanan bina çökmelerini örnek gösterdi. Bu tür olayların tekil olmadığını vurgulayan Ersoy, “Bu bir sistem sorunudur. Kentleri bu şekilde yalnızca beton üzerine inşa ederseniz sonuç değişmez.” ifadelerini kullandı. Ersoy, “Şehirleri, yaşamı ve geleceği yeniden tasarlamak zorundayız. Bunun yanında vahşi çöp depolama da büyük bir sorun olarak önümüzde duruyor. Denizlere baktığımızda Karadeniz şu anda ölü bir deniz. Ancak müdahale edilmezse Maramara Denizi'de ölü bir deniz haline gelecek." dedi. Prof. Dr. Şükrü Ersoy, konuşmasını insanın doğayla kurduğu ilişkiyi yeniden düşünmesi gerektiğini vurgulayarak tamamladı.
