İran İslam Devrimi’nin gerçekleşmesinden sonra Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği, İsrail ve Amerika Birleşik Devletleri gibi uluslararası güçler İran’a yönelik olarak çeşitli ticari, siyasi ve ekonomik yaptırımlar uygulanmıştı.
İran’ın nükleer silah üretme kapasitesinin önüne geçmek için uygulanan yaptırımlara, Rusya ve Çin gibi bazı ülkeler yaptırımları tanımayıp İran’la ticari ve siyasi ilişkilerine devam ettiler.
İsrail'in, İran'a başlattığı saldırılarının beşinci gününde görüldü ki İran diğer Ortadoğu ülkeleri gibi kolay kolay teslim olmayacak.
Yıllardır uygulanan her türlü yaptırıma direnen İran halkı da diğer ortadoğu halklarından farklı olarak ülkelerini terk etmedikleri gibi yurt dışında olanlarda ülkelerine dönüyor.
İran, İsrail'in saldırılarına aynı sertlikte karşılık verdiği gibi Hürmüz boğazını da deniz trafiğine kapatarak Dünya ticaretine önemli bir darbe vurdu.
Gazeteye bu yazıyı yazdığım saatlerde İran, Tel Aviv ve Kudüs'ü vurmaya başlamıştı.
ABD ve batılı destekçilerinin desteği ile bütün Ortadoğuya kafa tutan İsrail bu sefer sert kayaya tosladı.
Tanrıyı yendiklerine inanan İsrailoğullarının bu saldırıyı başlatırken karşılarında korkuyu Kerbela’da bırakanların olduğunu hesaplamadıkları açık bir şekilde görülüyor.