LEGAL UYUŞTURUCU TV KANALLARI

Abone Ol

Halkı Uyuşturmanın En Kolay Yolu: Ekranlar

Bir milletin gözünü boyamak için artık tanklara, coplara ya da sansüre bile gerek yok. Televizyon yeterli. 24 saat boyunca yarışmalar, şovlar, magazin kavgaları… Renkli ışıkların altında halk uyuşturuluyor, düşünme yetisi köreltiliyor.

Sabah kuşağında sözde “yardım” adı altında sergilenen acılar, öğlen saatlerinde dedikoduya, akşamları ise milyonluk ödüller dağıtan yarışmalara dönüşüyor. Hepsi tek bir amaca hizmet ediyor: Halkı unutturmak. Geçim derdini, adaletsizliği, yolsuzluğu, eşitsizliği… İnsanların kafasına gerçekler değil, yapay kahkahalar dolduruluyor.

Bu programlar tesadüf değil, sistemli bir politikanın ürünü. Çünkü cahil bir halk, sorgulamayan bir halktır. Sorgulamayan halk da yönetilmesi en kolay olandır. Eğitim kalitesi yerlerde sürünürken, ekranlar “yeni okul” haline getiriliyor. Ama bu okulda öğretilen tek ders şu: “Sorgulama, sadece izle.”

Televizyon, olması gerektiği gibi bir kültür aracı olsaydı, toplum ilerlerdi. Ama burada tam tersine kullanılıyor: Bilgi yerine cehalet, tartışma yerine magazin, hakikat yerine illüzyon pompalanıyor. Sonuç ortada: Düşünmeyen, hesap sormayan, edilgen bir kalabalık.

Şunu açıkça söylemek gerekir: Sürekli bu şovları izleyen bir toplum, kendi geleceğini başkalarının eline teslim etmiş demektir. Ekran karşısında kaybedilen her saat, aslında özgürlüğümüzden çalınan bir saattir.

O halde yapılacak tek şey var: Televizyonu kapatıp gerçeğe dönmek. Çünkü ancak gerçeğe bakan toplumlar uyanır, ancak uyanan toplumlar kaderini değiştirebilir. Yoksa elimizde sadece alkış sesleri ve yapay ışıkların büyüsü kalır.