Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan, 23 Nisan’da meydana gelen 6.2 büyüklüğündeki depremin ardından kamuoyunda ortaya çıkan iki karşıt görüşü değerlendirdi. Bir kesimin bu depremin "beklenen büyük deprem" olduğunu savunduğunu, diğer kesimin ise “her an 7.5 büyüklüğünde bir deprem olabilir” şeklinde açıklamalarda bulunduğunu belirten Ercan, bu iki görüşün de bilimsel temelden yoksun olduğunu ifade etti.
Tarihsel Deprem Verileri Üzerinden Analiz
Marmara Bölgesi'ndeki yaklaşık 2000 yıllık yıkıcı deprem geçmişine değinen Ercan, 0 ile 553, 553 ile 1509 ve 1509 ile 1999 yılları arasındaki dönemleri içeren üç ayrı doğrultu üzerinde depremlerin kümelendiğini söyledi. Bu tarihsel çizgiler doğrultusunda 17. büyük depremin 2064 yılında gerçekleşmesinin en olası senaryo olduğunu kaydetti.
Depremin Olası Zaman Aralığı: 2045-2085
Ercan, geçmiş yıkıcı depremlerde gözlemlenen zaman sıçramaları nedeniyle Marmara’da beklenen büyük depremin geniş bir aralıkta gerçekleşebileceğini belirtti. Buna göre, olası deprem en erken 2045’te, en geç ise 2085’te meydana gelebilir. Bu öngörü, tarihsel veriler ışığında yapılan doğrusal projeksiyonlarla belirlendi.
Küçükçekmece ve Silivri İçin Ayrı Senaryolar
Ercan’ın değerlendirmesine göre, Marmara Denizi’nde iki farklı noktada, Küçükçekmece ve Silivri açıklarında deprem riski bulunmaktadır. Beklenen büyüklükler Küçükçekmece önünde 6.4 ile 6.7, Silivri önünde ise 6.9 ile 7.1 aralığında olacak. Bu büyüklüklerin üzerine çıkılması beklenmiyor.
Depremin Derinliği ve Etki Profili
Beklenen depremlerin yaklaşık 7 ile 10 kilometre derinlikte, granit katmanı içinde gerçekleşeceğini açıklayan Ercan, kırılmaların sağa doğrultu atımlı ve küçük düşüntü bileşenli bir yapıda olacağını belirtti. Ayrıca, bu depremlerin küçük çaplı süpürtü (tsunami) dalgaları oluşturabileceğini ancak ölümcül bir tsunami riskinin bulunmadığını ifade etti.
Bilimsellikten Uzak Korku Senaryolarına Eleştiri
Son olarak Prof. Dr. Ercan, kamuoyunu etkisi altına alan “deprem her an olabilir” veya “deprem artık oldu” gibi açıklamaların bilimsel dayanağı bulunmadığını vurguladı. Bu açıklamayla birlikte, Marmara’da ya büyük bir deprem olacak ya da hiç olmayacak yönündeki tartışmaların geçersiz olduğu bilimsel olarak ortaya konmuş oldu.
