NE SERDEN NE YARDAN

Abone Ol

EYT’li Emeklilerin Çalışmaya Devam Etmesi: İstihdamda Sessiz Bir Kriz.

2023 yılında yürürlüğe giren EYT düzenlemesi, yüz binlerce kişiye yıllardır beklediği emeklilik hakkını getirdi. Toplumun geniş bir kesimi için bu, bir hak mücadelesinin zaferiydi. Ancak bu düzenlemenin beklenmedik ve yeterince tartışılmamış bir sonucu var: EYT’den emekli olan bireylerin önemli bir kısmı çalışmaya devam ediyor. Bu durumun işsizlik ve istihdam dengesi üzerindeki etkilerini artık daha net görmeye başlıyoruz.

Emekli ama İşte: Sistemdeki Çift Yönlü Yük

EYT kapsamındaki bireylerin büyük çoğunluğu, emekli olduktan sonra işlerine devam etti ya da başka bir işte çalışmayı tercih etti. Bunun arkasında enflasyon, düşük emekli maaşları ve geçim sıkıntısı gibi ekonomik gerekçeler var. Ancak bu sosyoekonomik gerçeklik, işgücü piyasasında yapısal bir dengesizliğe yol açıyor.

Bir yanda genç işsizliğin giderek arttığı bir tablo var. Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) verilerine göre genç nüfus içinde işsizlik oranı %20’lere yaklaşmış durumda. Diğer yanda ise emekli olmuş ancak aktif çalışmaya devam eden bir kitle var. Bu çelişki, hem iş gücü sirkülasyonunu yavaşlatıyor hem de yeni mezun gençlerin iş bulma ihtimalini düşürüyor.

İşverenin Tercihi: Tecrübeye Dayalı İstikrar mı, Dinamizme Yatırım mı?

İşveren açısından bakıldığında, EYT’li bireylerin çalışmaya devam etmesi çoğu zaman bir avantaj gibi görülüyor. Tecrübeli, işe hazır, iş disiplini yüksek çalışanları ellerinde tutmak iş gücü maliyetlerini azaltabiliyor. Ancak bu kısa vadeli avantaj, uzun vadede toplumsal bir istihdam sorununa dönüşüyor.

EYT’liler, özellikle sanayi ve hizmet sektörlerinde önemli pozisyonları meşgul etmeye devam ettikçe, gençlerin bu alanlara girmesi daha da zorlaşıyor. Bu durum, iş gücünün yaş ortalamasını yükseltiyor ve Türkiye’nin dinamik genç nüfus potansiyelini verimsiz hale getiriyor.

Çifte Maaş Tartışması: Adil mi?

Toplumun bir kesimi, emekli maaşı alıp bir de çalışmaya devam eden bireylerin “çifte maaş” aldığını ve bunun adil olmadığını düşünüyor. Bu durum, sosyal güvenlik sistemine olan güveni de zedeliyor. Üstelik bu yapı, devletin bütçesine de ek yük getiriyor; çünkü emekli aylığı ödenmeye devam ederken, aynı bireyden alınan sosyal güvenlik primleri bu açığı karşılamaya yetmiyor.

Çözümler Neler: Ekonomik Gerçekleri ve Sosyal Adaleti Dengelemek

Bu sorunu çözmek için atılabilecek birkaç adım var:

1-Kamu ve Özel Sektör Kalibrasyonu:

Kamuda olduğu gibi özel sektör çalışanlarına da iki seçenek sunarak,ya emekli olup mevcut çalıştığı işi bırakmaları,yada emekli maaşı hakkı saklı bir şekilde,emekli maaşı almadan mevcut işini isterse,yasal yaş dolana dek devam etmesi istenmeli.

2-Kademeli Geçiş Sistemleri: 

EYT’den faydalanan kişilerin emeklilik sonrası çalışma koşullarına sınırlamalar getirilmeli.Belirli bir yaşa kadar sadece yarı zamanlı çalışmaya izin verilmesi gibi düzenlemeler, istihdamı daha dengeli hale getirebilir.

3-Genç İstihdam Teşvikleri: 

İşverenin genç çalışan istihdam etmesini cazip hale getirecek yeni teşvik paketleri hazırlanmalı.

4-Emekli Maaşlarında İyileştirme:

Emeklilerin çalışmaya mecbur kalmayacağı bir maaş düzeyi sağlanırsa, çoğu birey iş hayatından gönüllü olarak çekilecektir.

Sonuç

EYT düzenlemesi, birçok insanın hakkını teslim etti ama beraberinde yeni sosyal ve ekonomik sorunları da gündeme taşıdı. Emeklilik sistemi yalnızca bireylerin değil, aynı zamanda toplumun geleceğini de ilgilendirir. Bugün çalışmaya devam eden EYT’liler, yarının işsiz gençleriyle doğrudan ilişkilidir.Bakıldığı zaman çocuklarının okulunu bitirip işsiz kaldığını söyleyen büyük bir kesim,şu an EYT düzenlemesi ile emekli olmuş ve mezun gençlerin istihdam edilmesi gereken yerlerde çalışmaya devam eden bireylerdir.Bu nedenle, hem adil hem de sürdürülebilir bir istihdam politikası oluşturmak artık ertelenemez bir zorunluluk haline gelmiştir.