O, kendisini gizli tanık yapanları yakmak istiyor!

Abone Ol

Unuttunuz mu bilmiyorum, dalga dalga süren “Ergenekon Operasyonu” ve buna bağlı soruşturmalar vardı. Soruşturmayı Özel Yetkili Cumhuriyet Savcısı Zekeriya Öz yürütüyordu. İktidara yakın yayın organlarında, “Bu savcının heykeli dikilmelidir” önerileri de eksik olmuyor, “Türkiye bağırsaklarını temizliyor” yorumları yapılıyordu.

Osman Yıldırım, Danıştay’a yapılan saldırının azmettiricisi olduğu gerekçesiyle cezaevindeydi. Ankara Emniyet Müdürlüğü’nden bir yetkili bana, “İstanbul’dan bir ekip geldi. Onları koruma altında Sincan cezaevine götürdük” dediğinde, bu ziyaretin önemli bir ziyaret olduğunu tahmin etmiştim. Çünkü, o günlerde Ergenekon Davasında “gizli tanıklık” yapacak birileri aranıyordu.

CEZAEVİNDE GİZLENEN GÖRÜŞME

İstanbul’dan gelen özel yetkili savcı, yanında iki-üç emniyet görevlisiyle birlikte Sincan Cezaevinde yatan Osman Yıldırım’la görüşmeye gelmişti. Bilgiler sağlam ama bir debunu cezaevinden sorumlu Başsavcı vekiline sormak gerekiyordu. Başsavcı Vekili Bekir Selçuk’tu. DGM döneminde, üstelik terörün en azgın olduğu yıllarda Diyarbakır Başsavcılığı görevinde bulunmuştu. Bekir Bey, görevi döneminde bizi asla yanıltmayan, ama söylemek istemediği bir konu olduğunda da, bunu söylemeyeceğini de belirten bir isimdi.

Bekir Bey’e, “Osman Yıldırım’ı gizli tanıklığa ikna etmek için İstanbul’dan savcı ve bazı emniyet mensupları gelip cezaevinde görüşmüşler” dediğimde, kendisinden ve söylediklerinden emin bir dille, “Böyle bir şey olamaz. Böyle bir görüşme yapılacaksa bile bundan mutlaka benim haberim olur, onayım alınır” dedi.

SİZDEN DE GİZLEMİŞLERDİR

Ben de, “Ama size de haber vermemiş olamazlar mı?” diye sorduğumda, “Vermemezlik yapılamayacağını” söyledi. Ben, edindiğim bilgiden o kadar eminim ki, “Bekir Bey, siz yine de bu konuyu bir araştırırsanız iyi olur. Size bilgi vermemiş, sizden de gizli görüşme de yapılmış olabilir” dedim.

Ertesi gün, Bekir Bey aradı, “Evet görüşme olmuş. Çok gizli bir görev olduğu, kimsenin haberinin olmaması istenmiş. O yüzden bana da söylememişler” dediğinde açıkçası hiç şaşırmadım. Osman Yıldırım, gizli tanık olarak söyleyeceklerini söyledi. 25 Mayıs 2021 tarihli ifadesinde kendisine koruma verildiğini, yurt dışına çıkarıldığını, zaman zaman Türkiye’ye geldiğini belirtti.

Osman Yıldırım, Ergenekon davasının hem sanığı, hem gizli tanığı olmuştu. Osman’ın verdiği ya da ona söylettirilenle çoğu kişinin canı yandı. Sonunda Ergenekon Davasından serbest bırakıldı. Dönemin ünlü Savcısı Zekeriya Öz, Osman’a “Osman’ım” dediği de yayılmıştı. Tahliye olduktan sonra Osman kayboldu. Yurt dışına gittiği söyleniyordu. Bu arada Savcı Zekeriya Öz de FETÖ’cü çıkmış, o da hakkında yurt dışı çıkış yasağı olmadığı için Hopa Sarp Sınır Kapısından yurt dışına çıkmış, oradan Almanya’ya gitmişti.

Osman Yıldırım, 15 Temmuz darbe girişiminden sonra Türkiye’ye döndü. Dönem değişmişti. Osman yakalandı, cezaevine konuldu, Danıştay Davasından ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezasına çarptırıldı.

İFADELERDE ÖNEMLİ İDDİALAR

Şimdi, Osman Yıldırım değişik makamlara dilekçeler veriyor. “Danıştay saldırısı ve Ergenekon’un iç yüzünü anlatmak istiyorum. Beni yeniden yargılayın” diyor. Hangi pazarlıklar sonucu bu olayların içinde yer aldığını açıklarsa bugün önemli görevlerde olanların çok zor duruma düşeceğini de öne sürüyor.

Osman, “Ben yandım, beni bu yola itenleri de yakacağım” havasında. Osman’ın yurt dışına çıkması, kendi anlatımına göre koruma verilmesi, 15 Temmuz 2016 darbe girişiminden sonra Türkiye’ye dönmesi ilginç. O şimdi Edirne Cezaevinde yatıyor. Danıştay Davası kapsamında ömür boyu hapis cezasına çarptırıldı. Yazdığı dilekçelerde, “Danıştay Davasının iç yüzünü açıklamak istiyorum” diyor. Gizli tanık Osman cezaevinde, savcı ise FETÖ’den yurt dışına kaçtı. Osman verdiği dilekçelerde, kendisini gizli tanık yapıp sonra ortada bırakanları yakmak için dilekçe üstüne dilekçe veriyor...

OSMAN ÇOK ÇEKTİRDİ

Ergenekon Davasının unutulmaz avukatlarından birisi Celal Ülgen’di. Gizli tanıklardan çok çekti. Ekrem İmamoğlu Davasında 15 gizli tanık olmasını da şöyle yorumladı:

“Gizli tanıklık, bir hadiseyi doğrulamak için yapılır. Örneğin FETÖ döneminde birisinin bilgisayarına bir şeyler yüklüyorlar, sonra da onu uygulamak için, gizlemek için ya da gerçeği çıkarmak için gizli tanık kullanıyorlar. Bu kadar gizli tanıklık olacak iş değil. İmamoğlu soruşturmasında 15 gizli tanık var. Ama şimdi gizli tanık sadece iddia ediyor. Sadece gizli tanıkla sanıklar mahkum edilemez. Bunun bilinmesi lazım.”

CHP’li başkandan, eski başkanlara şoförlü makam aracı

Makam aracı saltanatını biliyoruz. Bursa Büyükşehir Belediye Meclisi’nin bugün yapılacak toplantısında gündem maddelerinden birisi, hayatta olan eski dört Büyükşehir Belediye Başkanı’na CHP’li başkan tarafından makam otomobili ve bir şoför tahsis edilmesi ele alınacak.

Bursa Büyükşehir Belediyesi, yıllardır AKP’nin elindeydi. CHP’den seçilen Mustafa Bozbey’in AKP’ye geçeceği, sürekli yalanlamasına rağmen hep gündemde tutuluyor.Eski başkanlara makam aracı tahsis edilmesi önerisini de Bozbey yaptı. Eski başkanlardan ANAP’lı Erdem Saker, DSP’li Erdoğan Bilenser, AKP’li Recep Altepe ve Alinur Aktaş’a şoförlü makam aracı verilecek. Su fiyatlarına geçen hafta yüzde 30 zam yapılmasının ardından, eski başkanlara makam aracı kıyağı da Başkan Bozbey’e dönük eleştirileri artıracak.