Türkiye, tarihinin en önemli ve kritik seçimlerinden birini hazırlanıyor. Milyonlarca seçmen 14 Mayıs Pazar günü sandığa giderek tercihini kullanacak.
Gerek Cumhur İttifakı gerekse millet İttifakı gerekse diğer ittifaklar 14 Mayıs seçimlerini siyasi gelecekleri açısından ölüm kalım savaşına çevirmiş durumda.
Herkes bu seçimin kendileri açısından devam mı tamam mı seçimi olacağını düşünüyor
O yüzden de ortamı gerdikçe geliyorlar. Sağcısı solcusu, muhafazakarı laiki fark etmiyor. Söylemler son derece sert. Hatta ağza alınmayacak ifadeler kullanılıyor.
Durum böyle olunca da ortalık gerildikçe geriliyor. Herkes fırlamaya hazır ok gibi.
Dün İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun Erzurum'da yaptığı mitingde kendisine ve seçmenlerine yönelik provokatif saldırı bunun en güzel örneği.
Başka illerde de taraflar arasında kimi zaman kavgaya varan görüntüleri hepimiz izliyoruz. Ve de üzülüyoruz.
Tamam bu bir seçim kendilerince var olma veya yok olma seçimi görebilirler. Ancak bunun sadece bir seçim olduğunu göz ardı etmeyelim.
Seçimler bize yıllardır söylendiği gibi demokrasinin tavan yaptığı şölenlerdir. Hepsi bu.
Sert eleştirilerin olması gayet normal.
Ancak bu söylemler, provokasyon ötekileştirme kutuplaştırma gibi istenmeyecek sonuçlara yol açmamalı.
Demokrasi şölenini sonuna kadar yaşayalım. Provokatörlere asla izin vermeyelim.
Sağduyu bugün hepimizin en çok ihtiyaç duyduğu husustur.
Seçimler gelir geçer, siyasi aktörler değişir ancak yine biz baş başa kalırız. Bunu unutmayalım.
Kazanan ittifaklar değil partiler değil Türkiye olsun.
Öfkemizi de tepkimizi de sandığa gidip oy kullanarak gösterelim.
Şimdiden seçim sonuçlarının tüm türkiye'ye hayırlı olması dileğiyle...