Son yıllarda Türkiye’de siyaset sahnesi, özellikle genç kuşakların katılımıyla önemli bir dönüşüm geçiriyor. Bu dönüşümün merkezinde ise Z kuşağı var.
Dijital çağın çocukları olarak büyüyen bu nesil, toplumsal meselelere bakış açısı, örgütlenme biçimi ve demokrasi talebi konusunda önceki kuşaklardan ayrışıyor.
Önceki nesillerde sokağa çıkmak, pankart açmak ve slogan atmak klasik protesto yöntemleriyken, Z kuşağı sosyal medya üzerinden bir kampanya başlatıp milyonlara ulaşabiliyor. Artık fiziksel eylemlerin yerini, güçlü dijital stratejiler alıyor.
Change.org imza kampanyaları, X trendleri, TikTok videoları ve Instagram hikayeleri, kısa sürede bir hareketi büyütmeye yetiyor. Ancak bu, gençlerin sokaktan tamamen çekildiği anlamına gelmiyor. Aksine, gerektiğinde fiziksel alanlarda da varlık gösteriyorlar.
Eski ile en büyük farkları; bunu daha yaratıcı ve dikkat çekici yollarla yapıyorlar.
***
Saraçhane eylemleri de Z Kuşağının eylem diline ilişkin önemli ayrıntılar verdi bize.
Malum; Son dönemde Saraçhane Meydanı, siyasi ve toplumsal hareketlerin merkezi haline geldi. İstanbul’un tarihi ve sembolik noktalarından biri olan bu alan, birçok kez demokrasi, adalet ve özgürlük talep eden kalabalıklara ev sahipliği yaptı.
Ancak dikkat çeken nokta, burada toplanan gençlerin klasik protesto yöntemlerinden ziyade yenilikçi ve mizahi dille hareket etmesi.
Z kuşağı, protestoları yalnızca bir direnç noktası olarak değil, aynı zamanda kendini ifade etme alanı olarak görüyor. Müzik, sanat, mizah ve performanslarla demokrasi taleplerini dile getiriyorlar. Bir duvara yazılmış yaratıcı bir slogan, viral olan bir video ya da ironik bir pankart, artık politik mesajları yaymanın yeni yolları.
Saraçhane’de toplanan gençler, eski tarz meydan konuşmalarından ziyade, daha dinamik ve interaktif yöntemlerle mesajlarını veriyor.
QR kodlarla bilgi paylaşımı, projeksiyonla binalara mesaj yansıtma, flash mob gösterileri gibi yöntemler, onların demokrasi mücadelesinde kullandığı yeni araçlardan sadece birkaçı.
***
Z kuşağı, otoriter eğilimlere karşı doğrudan mücadele eden bir nesil olmasa da, özgürlük alanlarının daralmasına sessiz kalmadıkları da bir gerçek. Geleneksel siyaset diline mesafeli durmaları, siyasete ilgisiz oldukları anlamına gelmiyor. Aksine, kendi yöntemleriyle demokratik haklarını savunuyor, kendi liderlerini ve gündemlerini yaratıyorlar.
Gelecekte bu kuşağın siyasette nasıl bir rol oynayacağı büyük bir merak konusu. Ancak şurası kesin ki, demokrasi talepleri sadece sandıkla sınırlı kalmayacak. Sürekli değişen ve dönüşen dijital çağın imkanlarıyla, yenilikçi ve etkili protesto biçimlerine tanık olmaya devam edeceğiz.
Saraçhane’de atılan sloganlar, X'te trend olan başlıklar, TikTok’ta yayılan videolar… Bunların hepsi, Z kuşağının demokrasi talebinin farklı yansımaları. Bugün onları anlayamayanlar, yarın onların belirlediği siyasi atmosferde yol almak zorunda kalacak.
**
Son Saraçhane eylemleri görüldü ki, Z kuşağı hiç de hafife alınacak bir kuşak değil.
Özellikle siyasetçiler binlerce lira harcıyor, bot hesaplara yüzbinlerce lira akıtıyor, daha çok insana ulaşmak için.
Buna rağmen başarılı olamıyorlar.
Oysa, beğenmedikleri, çoğu zaman burun kıvırdıkları ve kaale almadıkları Z kuşağı, sosyal medya üzerinden, üstelik para vermeden 3 mesajla milyonlarca kişiye ulaşabiliyor. Örgütleyebiliyor.
Bu nedenle de Z kuşağını hiç ama hiç hafife almayın.