Salı Günleri Şov, Halkın Gerçekleri Nerede?

Abone Ol

Türkiye'de her salı günü siyasi arenanın en bilindik ritüeli gerçekleşir.

Siyasi parti liderleri grup toplantılarında kürsüye çıkar, milyonlara hitap eder.

Fakat gelin görün ki, bu toplantılar artık çözüm üretmek yerine birer şov haline geldi.

Ülkenin gerçek sorunları rafa kaldırılmışken, gündem yaratma yarışı siyasi tartışmaların ana rotası olmuş durumda.

 Halkın sırtındaki yük artarken, yukarıdakiler sahne ışıklarında birbirlerine laf yetiştiriyor.

Her hafta yeni bir "gündem" doğuyor.

Kimi zaman bir söz, kimi zaman bir polemik, kimi zaman hayali bir tartışma...

Ama bu gündemlerin hiçbiri milyonlarca yurttaşı ilgilendiren sorunlara değinmiyor.

İşsizlik, geçim sıkıntısı, hayat pahalılığı, mülteci meselesi gibi meseleler bir kenara itilmiş durumda.

Oysa ki bunlar, sokaktaki insanın, emekçinin, gençlerin her gün yüzleştiği gerçekler.

Ama suni gündemlerle gerçeklerin üzeri kapatılmaya çalışılıyor.

Halkın konuşması gereken ekonomik kriz, artan kira fiyatları ya da geçim sıkıntısı değil, liderlerin birbirlerine yönelttiği hakaretler oluyor.

Bu durum, bilerek ve isteyerek yaratılan bir yanılsamadan başka bir şey değil…

******

Liderler kürsülerden birbirlerine sert sözler sarf ederken, halk bu sözleri sahiplenip kutuplaşıyor.

Kimi zaman bir partiye olan bağlılık, kimi zaman etnik ya da ideolojik farklılıklar halkı birbirine düşürüyor.

Yukarıdaki liderler ise bu kavgaları uzaktan izleyip güllük gülistanlık bir yaşam sürüyor.

Kendi lükslerinden ödün vermeyenler, halkı kavga ettirerek sistemin çarklarını yağlıyor.

Oysa halkın gerçeği, markete gidince temel ihtiyaçlarını karşılayamamak.

İşsizlik yüzünden umutsuzluğa kapılan gençler.

 Ama tüm bunların çözümü için ne bir proje duyuyoruz ne de bir samimi çaba görüyoruz…

 

*********

Suni gündemlerin amacı belli: Halkı oyalamak.

Sorunların asıl kaynaklarına bakmayı engellemek ve insanlar arasında bir dayanışma duygusu oluşmasını önlemek.

Oysa halkın çıkarına olan, bu boş tartışmalara kapılmak değil, hep birlikte gerçek sorunlara odaklanmaktır.

Bizim konuşmamız gereken şey, siyasetçilerin birbirine söyledikleri değil, "Bu ülke nasıl daha iyi hale gelir?" sorusudur.

********

Gerçek çözüm, halkı kutuplaştırarak değil, bir araya getirerek bulunabilir.

İşsizlikle mücadele etmek için üretimi artıracak politikalar gerekir.

Hayat pahalılığını azaltmak için kamusal denetimlerin artırılması, mülteci sorununun çözümü için kapsamlı bir planlama yapılması şarttır.

Fakat bu çözümleri kimsenin konuşmadığını görüyoruz.

Sorunları çözmek yerine üzerini örtenler, halkı yalnızca seçim dönemlerinde hatırlayanlar, bu düzenin devam etmesinden başka bir şey istemiyor.

Ama unutulmaması gereken bir şey var: Halk sustukça, bu şov devam edecek…

*********

Siyaset, halkın yaşamını iyileştirmek için yapılır; kavgaları izlemek için değil.

Bu ülkede grup toplantılarının birer kısır tartışma sahnesi olmaktan çıkıp gerçek sorunlara dair çözüm önerilerinin konuşulduğu alanlar olması gerekir.

Artık halkın, bu oyunlara karşı uyanma zamanı. Çünkü yukarıdakiler tartışırken, ezilen hep aşağıdakiler oluyor.

Artık soralım:

Salı günleri sadece bir şov mu izleyeceğiz, yoksa çözüm için sesimizi yükseltmeye mi başlayacağız?