Sen hıyarsın, hıyar olduğunu unutma!

Abone Ol

Vallahi billahi kimseye hakaret etmedim.

Tamamen ironi yapıyorum…

TÜİK’in açıkladığı rakamlar ortada.

Ülkenin hali ortada.

Zaten ne olduysa pandemiden sonra daha da beter oldu.

Kapanan iş yerleri, part time çalışan fabrikalar, personeli yarı yarıya azaltan sektörler derken…

Hani çiğ tavuğun başına gelenler var ya; işte bizimkisi ondan iki kat daha fazla geldi başımıza.

***

Arkadaş; Temmuzun ortasındayız, yaz ayının ortasındayız; karpuzun kilosu 20-25 lira.

10 kiloluk karpuz 250 lira.

Ya hıyara ne demeli...

Kilosu 25-30-35 lira.

Sen bir hıyarsın, hıyar.

Senin bu yaz gününde bu kadar pahalı olmayı hakkın yok.

Hıyarsan hıyarlığını bileceksin.

***

Hatta limonun kilosu bile 100 lira olmuş.

Sanki kasaptan et alıyoruz.

1 kilo limon, 1 kilo hıyar, bir tane de ortalama 6-7 kilo karpuz alsan ne eder?

Üçünün fiyatı ortalama 350 lira...

***

Bir de söylemeden edemeyeceğim.

Geçenlerde Gebze’de bir miting yapıldı.

Geçinemiyoruz mitingi…

Bu mitingi düzenleyenlerin kaçta kaçı 30 bin TL altında gelirle yaşam mücadelesi veriyor çok merak ediyorum.

Burada eleştirim CHP Genel Merkezi’nden ziyade sisteme…

Bozuk bir sistem var ne yazık ki ülkemizde.

***

Acaba 30 bin liranın hadi 40 bin lira olsun.

Bu rakamın altında geliri olan CHP’de milletvekilliğine, il başkanlığına, Genel Merkez MYK üyeliğine, PM üyeliğine aday olabilir mi?

Olsa da kazanır mı?

Diğer partiler için de aynısı geçerli.

Paran varsa siyasete de girersin.

Paran yoksa ancak kollarda komisyonlarda takılırsın.

Biraz meziyetin varsa yönetime girersin.

Eğer Ankara’dan torpilliysen problem yok tabi.

***

Mesela bazen AK Partili milletvekilleriyle de sohbet ediyoruz.

Güzel pembe tablolar çiziyorlar, çizmek durumunda kalıyorlar.

Sanki pandemi çok sıkıntı yaratmamış, esnafın durumu iyi, pazarın durumu iyi gibi bir hava estiriyorlar.

Öncelikle empati kurmalarını rica ediyorum milletvekillerimizden.

Özellikle de Kocaeli milletvekillerinden.

***

Empati kurun ki bu insanların, halkın halini daha iyi anlayın.

Mesela bir ay boyunca 50 bin lira ile geçinmeye çalışın ailenizle.

Milletvekillerinin unutmaması gereken şey; evet, sizleri biz seçiyoruz.

Sizlere bizler oy veriyoruz.

Bazen sizleri beğenmesek de partiniz için oy vermek durumunda kalıyoruz.

Bazen lanet olsun desek de başkası seçileceğine bize yakın olan seçilsin diyoruz.

***

O yüzden asgari ücretle geçinen işçilerin, 40-50 bin lirayla geçinen memurların, tarlasından hasadı toplayamayan çiftçinin, mağdur bırakılan tüm halkın sesi olmak için önce empati yapın.

Empati yapın ki bu ülkede yaz günü 5 liralık hıyar 30-40 liradan satılmasın…

Çünkü Meclis’te olan sizlersiniz.

Tasarruf yapılacaksa önce devlet-i erkan gerekli kısıtlamaları yapmalı.

Bu tasarruf halka yönelik olmamalı.

***

Geçen gün Emre Kongar köşe yazısını bu öyküyle bitirmiş.

Ben de Hz. Ömer’e ilişkin bir İslam efsanesine dayanan bu öyküyle bitirmek istiyorum.

Örnekleme noktalarımız farklı olsa da sonuçta adalet içeren bir öykü bu.

Hz. Ömer’i ve onun adaletini tanımlamak için yaygın olarak kullanılan bir öykü.

Çünkü günümüzde her konuda adalete çok ihtiyacımız var…

Çünkü kilosu 35 lira olan hıyar kimine çok pahalı geliyor.

Çünkü alım gücü düşük.

Kimine çok ucuz geliyor.

Çünkü alım gücü hayli yüksek.

***

Hz. Ali anlatıyor:

"Bir gün Ömer'i, binekli olarak ve telaş içinde, hızlı hızlı giderken gördüm; "Ya emire'l-müminin nereye gidiyorsun?" diye sordum.

"Devlete ait develerden biri kaçmış, onu aramaya gidiyorum" diye cevap verdi.

O zaman ben: "İnan ki, senden sonra bu milleti idare edecek olanlara ağır bir yük bırakıyorsun! Herkes senin yaptığını yapamaz!" dedim.

Bunun üzerine şöyle konuştu: "Hz. Muhammed aleyhissalatü vesselamı, hak peygamber olarak gönderen Allah'a yemin ederim ki, Fırat kenarında bir oğlak kaybolsa (yahut bir kurt bir koyunu kapsa) korkarım ki kıyamet gününde onun bile hesabı Ömer'den sorulur!" "Kenar-ı Diclede bir kurt kapsa koyunu, Gelir de adl-i ilâhi Ömer'den sorar onu!"