Şeyda’nın Katili Çürümüş Siyaset ve Hukuktur

Abone Ol

“Adaletin olmadığı yerde ahlak da yoktur”diyor Montaıgne.

İstanbul'da şehit edilen genç polis memuru Şeyda Yılmaz'ın katilinin 26 suç kaydına rağmen elini kolunu sallayarak dışarıda gezmesi bizlere bir kez daha ülkedeki hukukun ne halde olduğunu acı bir olayla gösterdi.

Bir ülkede hukukun olmaması tüm alanlarda çürümeye neden oluyor 26 sabıkası olan bir katil dışarıda geziyor.

Ama belgesel çeken, kitap yazan, bir tweetle eleştiren bir kişiye şafak baskını yaparak ensesine çökülüyor.

Düşünce suçu olduğunda gözünün yaşına bakmayıp içeriye tıkayan yargı, 26 suçtan sabıkalı olan potansiyel bir suçluyu elini kolunu sallayarak halkın arasında gezmesini görmezden gelebiliyor.


Maalesef bu kötülükte ülkedeki hukuk ve adalet sorunu kadar siyasette sorumlu. MHP lideri Devlet Bahçeli’nin 2018 yılında yapmış olduğu kader mahkumlarıyla ilgili kampanya sonrasında içeride ne kadar potansiyel suçlu varsa dışarıya çıktı.

Ülkede ki mafyalaşma, çeteleşmenin ve suç oranındaki yükselmenin siyasetteki sorumlusu ne yazık ki TBMM’de grubu olan, geçmişte hükümet ortağı olmuş ülke yönetmiş olan MHP’dir.

Çünkü 66 yıl hapis cezası alan organize suç liderini makamında ağırlayarak Türkiye’de mafyalaşmayı, çeteleşmeyi yüceltti.

Gencecik bir polisin şehit edilmesinde siyaseten sorumluluk sahibi olan Bahçeli ve ekibi fütursuzca muhalefeti düşmanlıkla suçlamaya devam ediyor.

Tüm bunlar olurken muhalefet ise elimizden sabun gibi kayan hukuk ve adaletsizliği önlemek için hareket etmesi gerekirken üç buçuk yıl sonra yapılacak olan cumhurbaşkanlığı seçimlerinde kimin aday olacağı derdine düştü.

Ülkede hukuksuzluk, adaletsizlik, talan öyle derinleşti ve toplum bu durumu öylesine içselleştirdi ki devlet potansiyel suçluları, çeteleri, mafyaları artık kontrol edemez noktaya geldi.

Bunun sonucunda vatandaşı koruması gereken ve hukukun sınırları içerisinde hareket etmesi gereken polis kendine göre adalet arayışı içerisinde oluyor.

Polis memurunu şehit eden katili çöp poşetine koyup hayvan aracına bindirmesi kesinlikle kabul edilemez bir davranış. Ne suç işlenirse işlensin devlet hiçbir zaman hukukun dışına çıkamaz çıkarsa devlet değil kabile olur.

Burası muz cumhuriyeti değil, ancak polisin bu davranışını doğru bulmaksak da onlara kızmaya hakkımız yok.

Polis bu eylemiyle ülkede hukukun, adaletin olmadığını gösteriyor. Burada 26 suç kaydına rağmen harekete geçmeyen yargıya karşı bu hareketin yapıldığını düşünüyorum.

Çünkü polis bunun gibi suçluların tutuklanıp yarın öbürgün arka kapından serbest bırakılacağını çok iyi biliyor. Bunun için o katili aşağılayarak, ezerek içini soğutmaya çalışıyor.

Bunun sorumluları adil kararlar vermeyen, dosyalar üzerinden pazarlıklar yapan, siyasilerin söylemleriyle hareket eden bazı kendini bilmez yargıçlar.

Anayasa Mahkemesini yok sayan, Yargıtay ile Anayasa Mahkemesi arasındaki çatışmaya müdahale etmeyen iktidar…

Ne suç işlenirse işlensin devlet hiçbir zaman hukukun dışına çıkamaz çıkarsa devlet değil kabile olur.

Bu devletin bir kuralı ve terbiyesi vardı bir zamanlar…

22 yıllık iktidar maalesef ülkede yarattığı hukuksuzluk, adaletsizlik ve çürümenin sonucu ülke tel tel dökülmeye bizlerde bu durumu acı acı izlemeye devam ediyoruz.