Bir Kelimenin Peşinde: Sırrı Süreyya Önder’in Kalemi ve Kalbi
Bir insanı tanımlamak kolay değildir. Hele ki o insan hem bir yazar, hem bir siyasetçi, hem de bir hikâye anlatıcısıysa… Sırrı Süreyya Önder, Türkiye’nin çalkantılı politik arenasında sadece sözleriyle değil, yüreğiyle de iz bırakmış bir isim. Ama onun asıl gücü, belki de kürsülerde değil, satır aralarında saklıdır.
Sırrı Süreyya, kalemi eline aldığında başka bir kimliğe bürünür. Mizahın ince zarafeti, acının içtenliği, umudun direngen diliyle yazar. “Beynelmilel” filminin senaristi olarak, darbe yıllarının suskun acılarını mizahın yumuşak tülünden geçirerek anlattığında, sadece bir dönemi değil, o dönemin ruh halini de taşıdı bize. O film, sadece bir hikâye değil, bir dönemin iç çekişi, bir annenin gözyaşı, bir çocuğun inadıdır.
Onun yazarlığında göze çarpan en önemli şey: samimiyet. Bir duyguyu anlatırken onu güzelleştirmek ya da sansürlemek için çabalamaz. Gerçeği, olduğu gibi, ama incitmeden sunar. Sanki okuyucu bir dostudur da karşısına oturmuş, çay eşliğinde anlatıyordur her şeyi. Ne eksik, ne fazla.
İnsani yönü ise kelimelerle sınırlanamayacak kadar derin. Zaman zaman siyasi kavgaların ortasında görülse de, onun bakışındaki merhamet duygusunu kaçırmak zordur. Cezaevlerinde çocuklar için, işçiler için, kimsenin duymadığı isimler için verdiği mücadele, bu ülkede vicdanı olan insanların hâlâ var olduğunu hatırlatır.Meclis kürsüsünde Başkanlık yaparken yaptığı içden ve doğal espriler ile,tüm görüşteki siyasilere kahkaha attıran tek vekildir. Bazen bir ağıt olur sesi, bazen bir kahkaha. Ama her seferinde içten, her seferinde yerli yerindedir.
Sırrı Süreyya Önder’in kalemini tarif etmek gerekirse, belki en doğrusu şudur: O, acıyı da gülümsetmeyi bilir. Çünkü bilir ki, en çok acı çekenler en derin gülümsemeleri taşır.
Bugün ülkemizde edebiyat, mizah ve siyaset arasındaki sınırlar gittikçe kalınlaşırken, o çizgiler arasında ince ve derin bir yol yürüdü.Belki her zaman anlaşılmadı, ama asıl kıymetli olan da budur: Anlatmak için anlaşılmayı beklememek.
Sırrı Süreyya Önder, bir politik figür olarak zaman zaman tartışmalara konu olabilir. Ama bir yazar olarak, insanın kalbine dokunan sesiyle, bu toprakların vicdanlı hafızasında daima yer bulacaktır.
İyi ki bu Dünyadan bir Sırrı Arkadaş geldi ve geçti.