Stokçuluk yapan yardım dernekleri vicdanları yaralıyor

Abone Ol

Türkiye'de sayıları her geçen gün artan, dolayısıyla da etki alanları genişleyen yardımlaşma dernekleri ve vakıflar, toplumun vicdanının somutlaştığı kurumlar olmalıdır.
Bu kuruluşların temel amacı, ihtiyaç sahiplerine el uzatmak, toplumsal dayanışmayı güçlendirmek ve adil bir paylaşım sağlamaktır.
Ancak, ne yazık ki son dönemde bu misyonun ne kadar yozlaştığını ve bazı derneklerin vicdanlarını nasıl kaybettiklerini üzülerek görüyoruz.

***

Çok uzak tarihe gitmeye gerek yok.
6 Şubat 2023 Kahramanmaraş merkezli depremler, Türkiye'de dayanışmanın gücünü bir kez daha gözler önüne serdi.
Binlerce insan yardım eli uzattı, derneklere ve vakıflara akın etti. Ancak bu yardım akışı, bazı derneklerin karanlık yüzünü de ortaya çıkardı.
Yardımsever vatandaşların içtenlikle yaptığı bağışlar, bazı dernekler tarafından şahsi çıkarlar için stoklandı. Bu nasıl bir vicdandır? Bu nasıl bir anlayıştır?
Yardım çatısı altında fırsatçılık yapan bu dernekler, topladıkları paraları, eşyaları, gıda ürünlerini ve diğer yardımları yerine ulaştırmayıp, kendi çıkarları için kullanıyor.
Bu, vicdanen kabul edilemez bir durumdur.
Yardım malzemelerini evlerinde, sığınaklarında depolayıp kendilerine kullanan bu dernek başkanları, toplumun güvenini suistimal ediyor ve yardımseverlik ruhunu kirletiyor. Kıyafetler, paralar, gıda ürünleri...
Hepsi bu kötü niyetli ellerde yok olup gidiyor.

***

Tabii ki, tüm dernekleri ve vakıfları bu durumla suçlamak haksızlık olur.
Gerçekten amacına hizmet eden, toplanan yardımları ihtiyaç sahiplerine ulaştıran, samimiyetle çalışan birçok dernek ve vakıf var.
Ancak, bu tür kötü örneklerin varlığı, tüm dernek kültürüne gölge düşürmekte ve toplumsal güveni sarsıyor.
İşte bu noktada, devletin ve toplumun ciddi bir denetim mekanizması oluşturması şarttır.
Yardım malzemelerinin ve paralarının nereye gittiği, nasıl kullanıldığı sıkı bir şekilde denetlenmeli, suistimal yapanlar adalet önünde hesap vermelidir.
Toplum olarak biz de, yardım yaparken daha dikkatli olmalı, şeffaflık ve hesap verebilirlik ilkesine uyan kuruluşları tercih etmeliyiz.

***

Bu yazıyı okuyan herkesin şunu düşünmesini istiyorum: Yardım malzemelerini kendi çıkarları için kullanan bu insanlar, vicdanlarını nasıl susturuyorlar?
İnsanların zor anlarında umut ışığı olması gereken bu kurumların böyle bir duruma gelmesi, toplumsal değerlerimizin ne kadar zedelendiğinin bir göstergesidir.
Yardım kuruluşlarının temel amacı, adil bir paylaşım ve dayanışma sağlamak olmalıdır. Bu misyonun yozlaşmasına izin vermemeliyiz.
Sonuç olarak, toplum olarak dayanışmanın gücüne inancımızı kaybetmeden, bu tür yozlaşmalara karşı durmalıyız.
Yardım kuruluşlarının asli görevine dönmesi için gerekli adımlar atılmalı, şeffaflık ve hesap verebilirlik ön planda tutulmalıdır.
Unutmayalım ki, gerçek yardım, ihtiyaç sahibine ulaşan yardımdır. Yardımların amacına ulaşması, toplumun vicdanının temiz kalması için elzemdir.