Gündem

Tabutta Rövaşata Filmi Ne Anlatır?

Tabutta Rövaşata filmi özeti nedir? Tabutta Rövaşata filminin önemi nedir? Tabutta Rövaşata ne demek? Tabutta Rövaşata filmi kimin? Derviş Zaim kimdir? Mahsun kimdir?

Abone Ol

Tabutta Rövaşata: Bir Sokak İnsanının Hayatından Kesit

Derviş Zaim’in 1996 yapımı ilk uzun metraj filmi Tabutta Rövaşata, Türk sinemasında hem anlatımı hem de yarattığı karakter dünyasıyla özel bir yere sahiptir. Film, toplumun dışına itilmiş, kimliği belirsizliklerle dolu bir sokak insanı olan Mahsun’un hayatından sadece bir parçayı izleyicinin önüne koyar. Bu parça, onun tüm yaşamını değil; yaşamın içindeki mücadelesini, hayatta kalma çabasını ve insan olma hâlinin sınırlarını gösterir.

Film, hem trajik hem komik tonlar arasında gidip gelen yapısıyla klasik dram sınırlarını aşar. Yoksulluk, dışlanma, yalnızlık gibi temalar dramatik unsurlar taşırken; Mahsun’un hayata karşı “takmayan”, naif ve bazen absürt tavrı filmi kara mizahın güçlü örneklerinden biri haline getirir.

Mahsun Kimdir? Kimliği ve Geçmişi Üzerine Muğlaklıklar

Kendini Anlatmayan Bir Kahraman

Film boyunca Mahsun’un kim olduğuna, nereden geldiğine, geçmişinde neler yaşadığına dair neredeyse hiçbir net bilgi almayız. Bu bilinmezlik, filmin en güçlü anlatı araçlarından biridir.

Mahsun hakkında kesin olarak bildiklerimiz:

  • Sokaklarda yaşar.

  • Düzenli bir işi yoktur.

  • Arkadaşı Sarı ile vakit geçirir.

  • Geceleri ısınmak için araba ve otobüs kaçırır.

  • Hapishaneler bile onu istemeyecek kadar kötü bir üne sahiptir.

Onun geçmişi bir sis perdesinin arkasındadır. Arada beliren rüya/hatıra benzeri sahneler de bu muğlaklığı daha da derinleştirir.

Kimlik Sorusu: Beyan mı, Gözlem mi?

Film, “Kimlik nedir?” sorusunu Mahsun üzerinden derinlemesine sorgular.
İnsan kendini anlattıklarıyla mı tanımlar, yoksa başkalarının gözlemleri mi onun kimliğini belirler?

Mahsun hiçbir şey anlatmaz; film de onun kimliğini seyircinin gözlemine bırakır. Bu da Tabutta Rövaşata’nın en güçlü felsefi katmanıdır.

Hayatta Kalma Mücadelesi: Çaldığı Arabalar Bir Sığınak

Mahsun’un Arabaları “Ödünç Alma” Hâli

Mahsun şehirde geceleri dolaşmak için arabaları çalar, ancak gün doğarken onları temizleyip yerine bırakır.
Bu davranış:

  • Onun suçtan çok ihtiyaç odaklı bir eylem yaptığını,

  • Arabaları bir “ısınma aracı”, bir sığınak olarak kullandığını,

  • Hırsızlıkla toplumun normlarına meydan okurken aynı zamanda bu normların içinde sıkışıp kaldığını gösterir.

Bu durum filmde hem trajik hem de komik bir ton yaratır.

Kanunun Yanıt Veremediği Bir İnsan

Hapishaneler Mahsun’u içeri almak istemez; çünkü o bir önceki mahkûmiyeti sırasında hapishaneyi bile soyacak kadar “becerikli” ve “belalıdır.”
Polis ise kanunen ceza veremediği için filakaya yatırmak dışında çare bulamaz.

Bu durum, sistemin dışına itilmiş insanlara yönelik çözüm üretmeyen bürokratik yapıya sert bir eleştiridir.

Aşk, Arayış ve Hayal Kırıklığı: Kahvedeki Kadın

Adı Olmayan Kadın ve Mahsun’un Beklentileri

Mahsun’un kahvede eroin etkisiyle uyuklayan bir kadına duyduğu ilgi, onun hayatındaki tek romantik alanı oluşturur.
Ancak:

  • Kadının ismini bile bilmez.

  • Kadın uyuşturucu temin etmek için Mahsun’u kullanır.

  • İlişkileri Mahsun’un beklediği gibi şekillenmez.

Bu sahneler, sokak hayatının beklentisizliğini ve küçük umutların bile kolayca paramparça oluşunu gösterir.

Tavuskuşu: Mahsun’un Hayatındaki En Sembolik An

Güzellik, Özgürlük ve Kapana Kısılmışlık

Mahsun’un kaçırdığı tavuskuşu, filmde en önemli sembollerden biridir.
Tavuskuşu:

  • Güzelliğin ve ihtişamın simgesidir,

  • Ancak uçamaz,

  • Kuyruğunu açtığında etkileyicidir, kapattığında sıradanlaşır.

Bu özellikler Mahsun’la paraleldir:

  • Mahsun’un da içsel bir dünyası, bir güzelliği vardır;

  • Ancak yaşamı kapana kısılmıştır;

  • Ne tam özgürdür ne de topluma aittir.

Tavuskuşu, Mahsun’un hayatının şiirsel bir metaforudur.

Mahsun’un Dünyası: Dar Mekânlarda Geniş Hayaller

Rumelihisarı çevresi, kahvehane, mezarlık, deniz kenarı…
Filmde bütün bu mekânlar sınırlı ve kutu gibi alanlardır.
Ancak Mahsun bu dar alanlarda bile hayata tutunur, bazen hayal kurar, bazen isyan eder.

Bu dar alanlar filmin ismine de göndermedir:
Tabutta rövaşata imkânsızı başarma çabasıdır.
Daracık bir mekânda geniş bir hareket yapmak kadar zor bir yaşam sürer Mahsun.

Komik ve Trajik Arasında Bir Tür Dengesizliği

Film, ne tam bir dramdır ne de tam bir komedidir.
İkisinin tam ortasında duran bir kara mizah örneğidir.

Komik yönleri:

  • Mahsun’un absürt araba kaçırma maceraları

  • Tavuskuşuyla İstanbul turu

  • Kadına dair saf ve naif davranışları

Trajik yönleri:

  • Sokakta yaşaması

  • Dostu Sarı’yı hipotermi nedeniyle kaybetmesi

  • Kanunsuzluğun ortasında sıkışıp kalması

Bu dengesizlik bilinçlidir ve film insan doğasının çelişkilerini böyle aktarır.

Son Sahne: İzleyen ve İzlenen Arasındaki Duvarın Yıkılması

Filmin sonunda Mahsun’un haber bültenine çıkması ve film karakterlerinin onu izlediğini bizim de izlememiz, sinemada “meta-anlatım” denen bir kırılma yaratır.
Bu sahne seyirciye şu mesajı verir:

“Artık izlemeyi bırakın. Hayatın sessizliğini bozun. Harekete geçin.”

Tabutta Rövaşata Ne Anlatır? (Kısa Özet Sonuç)

  • Kimliksiz bir adamın muğlak hayat mücadelesini,

  • Toplumun dışladığı bireylerin görünmezliğini,

  • Sistemin çözümsüzlüğünü,

  • İnsanın en dar alanlarda bile hayata tutunma çabasını,

  • Trajik ve komik arasındaki ince çizgiyi,

  • Güzelliğin ve mahvoluşun birlikte var olmasını anlatır.

Tabutta Rövaşata, basit bir hikâye gibi görünen yapısının altında insan doğasına, toplumsal yapılara ve modern hayatın acımasızlığına dair çok daha derin bir sorgulama sunar.