Tutuklamalar Tamam da Peki Hizmet Kimden?

Abone Ol

Son dönemde her sabah yeni bir tutuklama haberiyle uyanıyoruz. Çok sayıda belediye başkanı, yüzlerce belediye çalışanı...

Gözaltılar, tutuklamalar, kayyum atamaları arka arkaya geliyor. En son Beyoğlu Belediyesi’nde yaşanan operasyonla, başkan dâhil 43 kişi tutuklandı.

Peki bu kadar insanın alındığı bir yerde, o belediyenin günlük işleri ne olacak?

Bakın mesele sadece bir siyasi operasyon meselesi değil artık. Mesele, doğrudan halkın hizmet alıp alamayacağı meselesidir.

Çöpler toplanacak mı? Parkların bakımı kimde kalacak? Su arızasına kim koşacak?

Elbette belediyecilik dediğiniz şey sadece başkandan ibaret değildir. Bu hizmeti emekçiler götürür.

Ancak, eğer bu emekçilerin tamamı bir anda sistem dışına atılıyorsa, o ilçedeki vatandaş da cezalandırılıyor demektir.

Evet, hatası olan, suçu sabit olan varsa yargılanmalı. Kimse “belediyeler dokunulmazdır” demiyor. Ama ortada daha yargı süreci başlamamış, savunması bile alınmamış insanları doğrudan suçlu ilan edip içeri almak da, hukuk devletiyle bağdaşmaz.

Önce yargıla, sonra cezanı ver. Suç sabit olmadan, kamu hizmetinin topyekün çökmesi sadece halka zarar verir.

Dahası var: Bu süreç öyle bir noktaya geldi ki, artık seçici davranıldığı düşüncesi yerleşiyor.

Birkaç belediye üstünde yoğunlaşılıyor, diğerlerine neredeyse hiç dokunulmuyor.

Bu da eşitlik ilkesine gölge düşürüyor. Eğer temizlik yapılacaksa, tüm belediyelere aynı mesafeden bakılmalı.

Aksi halde bu operasyonlar adalet değil, siyasi mühendislik görüntüsü verir.

Ve açık konuşmak gerekirse, bu süreçten en çok zarar görenlerden biri de iktidar partisinin kendisi olur.

Çünkü bu tablo vatandaşın gözünde güven kaybı yaratıyor.

Her sabah yeni bir operasyonla uyanan toplumda, “yarın benim belediyeme de sıra gelir mi?” korkusu oluşuyor.
Bu korku, halkla bağları zayıflatır, güveni azaltır.

Belediye hizmeti siyasi hesaplaşmanın aracı olmamalı.

Halk, çöpünün toplanmasını, suyunun akmasını, çocuğunun kreşe gitmesini istiyor.

Belediyelerin asli görevi bu. Ve bu hizmetlerin önünü kesmek, kim tarafından yapılırsa yapılsın, vatandaşı mağdur eder.

Adalet elbette sağlansın. Ama adalet, gösterişli operasyonlarla değil, sağlam kanıtlarla, şeffaf yargılamalarla, eşit uygulamalarla sağlanır.

Ve adaletin sağlanmadığı yerde, önce hizmet susar, sonra halk konuşur...