İstanbul Tarabya’daki tarihi yalıya ilişkin 2007 yılında açılan miras davası sonuçlandı. Mahkeme, yaklaşık 1,5 milyar lira değer biçilen yalı ve çevresindeki arazinin mülkiyetini, 1868’de yapıyı satın alan Rus elçilik çalışanı Nikola İsveçin’in Fransa’da yaşayan torunlarına devretti.
Dört taraflı dava, yüzlerce belgeyle yürütüldü
Tarabya’da bulunan 200 yıllık yalıya ilişkin davada, Hazine, Vakıflar Genel Müdürlüğü ve Rusya Federasyonu da hak iddia etti. Ancak İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesi, dört taraflı davayı tek dosyada birleştirerek kapsamlı bir karar aldı. Mahkeme, Osmanlı döneminden kalma belgeler, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Anayasa Mahkemesi ve Yargıtay kararlarını dikkate aldı; bilimsel makalelerle desteklenen dosya adeta bir doktora tezi niteliği taşıdı.
Mülkiyet resmen varislere geçti
Mahkeme, Hazine'nin ve Rusya'nın “yolsuz tescil” ve “inançlı işlem” iddialarını 10 yıllık hak düşürücü süre nedeniyle, Vakıflar’ın “vakfa dönüş” talebini ise mirasçılar bulunduğu gerekçesiyle reddetti. Karar gereği, tapu kaydı Nikola İsveçin’in soyundan gelen Aurelie Lecomte İsveçin, Cedric Lecomte İsveçin ve Jean Ivan İsveçin adına tescil edilecek.
Tarihi süreç: Fransızlardan Ruslara, oradan günümüze
Yalının geçmişi 1841 yılına kadar uzanıyor. Osmanlı döneminde Fransız asıllı Landevoisin Ailesi’ne geçen yalı, 1868’de Rus elçilik çalışanı Nikola İsveçin tarafından satın alındı. İsveçin’in 1903’te vefatından sonra mal varlığına ilişkin kayıtlar “mirasçısı yok” şeklindeydi. Ancak, Fransa’da ortaya çıkan soy ağacı ve onaylı belgeler, mirasçıların varlığını ortaya koydu.
Elçilik binası olarak da kullanılmıştı
Yalı, uzun yıllar Rus Çarlığı tarafından kiralanarak temsilcilik ve lojman olarak kullanıldı. Ancak hiçbir dönemde mülkiyet doğrudan Rusya’ya tescil edilmedi. Bu durum, Rusya’nın tapu tescili talebinin reddine gerekçe oldu.
Mirasçılar Fransa’dan çıktı
Fransız Soybilim Araştırma Ofisi tarafından düzenlenen soyağacına göre, Nikola İsveçin’in evlat edindiği torunları ve oğlunun torunları halen hayatta. Mahkeme kararıyla, bu üç kişi Boğaz’daki tarihi yalıya yasal mirasçı olarak kaydedildi.