Bugün, 17 Ağustos 1999 Marmara Depremi’nin üzerinden tam 26 yıl geçti. 45 saniyede on binlerce insanımızı yitirdiğimiz, yüz binlerce ailemizin evsiz kaldığı, ülkemizin tarihine kara bir gün olarak geçen o acıyı unutmadık, unutturmayacağız.
Aradan geçen yıllara rağmen, ne yazık ki deprem gerçeği karşısında hâlâ yeterli hazırlık içinde olduğumuzu söylemek mümkün değil. Yapı denetim sistemi kurulmuş olsa da, uygulamada ciddi eksikler sürmekte; kağıt üzerinde alınan önlemler, sahada karşılığını bulmamaktadır. Kentlerimizin meydanlarında, ilçe merkezlerinde bile hasarlı binaların hâlâ ayakta olduğu gerçeği, bu eksikliğin en çarpıcı göstergesidir.
Bugün ülkemizin her bölgesi deprem riski altındadır. Depremi engelleyemeyiz, ancak can kayıplarını ve yıkımı engellemek mümkündür. Bunun yolu;
Bilimsel veriler ışığında şeffaf ve etkin yapı denetiminden,
Riskli yapıların hızla tespit edilip dönüşümünün sağlanmasından,
Deprem toplanma alanlarının korunmasından,
Afet bilincini toplumun her kesimine yayacak eğitim çalışmalarından geçmektedir.
Siyasi irade ve yerel yönetimler, vatandaşlarımızın can güvenliğini her türlü siyasi çıkarın üzerinde tutmak zorundadır. Bugün hâlâ hasarlı binaların gölgesinde yaşayan yurttaşlarımız varsa, bu ülkemizin depreme hazır olmadığının açık bir göstergesidir.
17 Ağustos, bize sadece acıyı değil, ders alma sorumluluğunu da hatırlatmaktadır. Daha fazla can kaybetmeden, ihmallere fırsat vermeden, güvenli şehirler inşa etmek hepimizin görevidir.
Unutmadık, unutturmayacağız. Daha güvenli bir gelecek için mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğiz.
Zeynep Sudan
Deva Partisi Genel Başkan Yardımcısı