İzmit Körfezi’nin korunması için TÜBİTAK MAM, Ortadoğu Teknik Üniversitesi(ODTÜ), Kocaeli Üniversitesi (KOÜ), Gebze Teknik Üniversitesi(GTÜ), İstanbul Üniversitesi(İÜ) ve Kocaeli Büyükşehir Belediyesi(KBB) iş birliğiyle yürütülen bilimsel iş birliğinin bu yıl 4’üncüsü düzenlenen "Hedef: Sağlıklı bir deniz ekosistemi paneli" Kongre Merkezinde gerçekleştirildi. Programın ilk oturumu "Marmara Yeniden: Körfez Dip Çamur Temizliği" başlığıyla gerçekleştirilirken, deniz ekosisteminin geleceği konuşuldu. Program "dipten gelen diriliş" isimli video gösterimiyle başladı. Gösterimde Körfez'in dip çamuru temizliğinde yapılan çalışmalar ve sonuçları, süreçte yaşanan değişimler anlatıldı. Ardından moderatörlüğü Prof. Dr. Mustafa Sarı'nın üstelendiği ve konuşmacı olarak Prof. Dr. Melek İşinibilir Okyar, Devrim Cenk Ulusoy, Kağan Özdemir'in yer aldığı panelde deniz ekosisteminin geleceği ve yapılması gereken ve yapılmaması gerekenler anlatıldı
"Kocaeli'de harika bir proje yürüyor"
Panelin açılışını yapan Prof. Dr. Mustafa Sarı, Marmara Denizi'nin yüzey itibariyle en küçük deniz fakat dünyadaki en nadir denizlerden bir tanesi olduğunu ifade etti. Sarı, burada iyi olan da kötü olan şeylerin de insana ait olduğunu söyledi. Sarı konuşmasının devamında şunları söyledi: "2021'de biliyorsunuz bizleri kaygılandıran müsilaj olayı başladı. Sayın Tahir başkanımızla görüştük ve burada verilmesi gereken mücadelenin önemini konuştuk ve çalışma başladı. Kocaeli'de harika bir proje yürüyor."
Körfezin Yeniden Canlanması ve Ekosistemin Sağlığına Kavuşması
Konuşmasında İzmit’te yetişmiş biri olarak kentin geçirdiği dönüşümü yakından izlediğini belirten Prof. Dr. Melek İşinibilir Okyar, geçmişte Körfez’in girişteki keskin kokusuyla tanındığını söyledi. Bölgeye uzun yıllar boyunca yoğun atık girdisi olduğunu, bu atıkların yerçekimi etkisiyle ağır metaller içeren çamur tabakası oluşturduğunu hatırlatan Okyar, bu birikimin balık çeşitlerini ve deniz canlılarını ciddi biçimde olumsuz etkilediğini dile getirdi. Okyar, bölgenin doğal koşullarda Karadeniz’den giren balıkların yumurtlama alanı olduğunu ancak kirlilik nedeniyle bu canlıların buradan uzaklaştığını vurguladı. Okyar, “Bu çalışma İzmit Körfezi’nin yeniden canlanması ve ekosistemin sağlığına kavuşması açısından son derece önemlidir.” dedi.
"Popülizm kısa vadeli göz boyamadır"
Ardından konuşan KBB Başkanı Tahir Büyükakın, beş yıl sürecek seçimsiz dönemin kısa vadeli beklentilere kapılmadan uzun vadeli planlama gerektirdiğini belirtti. Projenin üç paydaştan oluştuğunu, Cumhurbaşkanlığı Strateji Ofisi ile Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının üçte bir oranında bütçe sağladığını; aynı miktarın da Büyükşehir tarafından karşılandığını anlattı. Toplam 150 milyon dolarlık kaynağın Kocaeli’ye düşen kısmının 50 milyon dolar olduğunu ifade eden Büyükakın, “Popülizm kısa vadeli göz boyamadır; uzun vadeli şehir yararı ise gerçek siyaset anlayışıdır.” dedi.
Yıllık Yaklaşık 120 Ton Çamur
Büyükakın, evsel atıkların kanalizasyon sistemiyle denize yöneldiğini ve arıtma tesislerinin çalışmaması durumunda bunun doğrudan deşarja dönüştüğünü belirtti. Marmara’ya her gün 4,5 milyon metreküp atık su verildiğini, bunun yüzde 53’ünün yalnızca ön arıtmadan geçirilerek bırakıldığını aktardı. Kocaeli’deki 23 tesisin bir damla suyu bile arıtmadan denize göndermediğini söyleyen Büyükakın, yıllık yaklaşık 120 ton çamurun tesislerde tutulduğunu ifade etti. Üç yıl içinde tüm tesislerin ileri biyolojik arıtmaya geçeceğini belirten Büyükakın, “Arıtmadan bir tek damla suyu denize bırakmayacağız.” şeklinde konuştu.
Çamur Tabakasının Balıkların Yaşamasını Engellemesi
Başkan Büyükakın, dünyada bu ölçekte bir temizleme projesinin az görüldüğünü söyleyerek çalışmanın büyüklüğünü aktardı. Temizlenen alan ile kirli alanın havadan çekilen görüntülerinin yapılan işin etkisini açıkça gösterdiğini belirtti. Büyükakın, bölgenin flamingolar dahil 168 kuş türüne ev sahipliği yaptığını ve sulak alanın ekoturizm açısından önemli bir potansiyel taşıdığını ifade etti. Yer yer 1 buçuk metre, yer yer 3 metreyi bulan çamur tabakasının denizin üstünü kapladığını söyleyen Büyükakın, bu tabakanın balıkların yaşamasını engellediğini dile getirdi. Büyükakın, “Denizin dibindeki çamuru almadığımız sürece balıkların ve o dipte yaşayan canlıların var olma şansı yoktur.” dedi.
















