Kocaeli’nin en ağır sanayi yükü Dilovası’nın sırtında.

6 organize sanayi bölgesi, 10 liman bu ilçede.

İrili ufaklı 200’e yakın fabrikanın bulunduğu bir yerden bahsediyoruz.

Bunca yükü taşıyıp, bunlara iş gücü sunacaksın ancak şehrinin en kötü ilçesi olacaksın.

Ben “Kötü” kelimesini bilerek seçtim.

Çünkü bu ilçenin yöneticileri kötü.

Bu ilçeyi yönetenler çağa ayak uydurmadı.

Dilovası’nda yaşayan halkı kimse düşünmedi.

15 yıldır bu ilçeyi AK Parti yönetiyor.

Hangi sorunu çözdüler?

Dilovası’na ne kattılar.

 

***

 

Bu ilçede gençlerin, kadınların, işinden gelip biraz farklı bir şey görmek isteyecek emekçilerin gideceği bir yer yok.

50 binden fazla nüfuslu ilçede AVM yok, sinema yok, tiyatro yok.

Ya hu doğru düzgün insanların çoluk çocuğuyla gidecek bir parkı yok.

Bu ilçeyi böyle hizmetsiz bırakırken Alllah’tan da mı korkmadınız kardeşim?

Tavşancıl Sahili ki, muhteşem bir kasaba sahilidir.

Burada eskiden bir ticaret döner, insanlar buraya gelirdi.

Şimdi Tavşancıl sahili yapıldı ama sosyal yaşam öldürüldü.

İşleyen bir tane doğru düzgün işletme kalmadı.

Diliskelesi sahiline gitmek için normal araç kullanamazsınız.

Yani Dilovası halkı, evinin dört duvarı ile fabrika dişlisi arasına sıkıştırılmış halde.

 

***

AK Parti, her seçim dönemi bir başkan değiştirdi.

Her değişimde daha vasat başkan buldular.

Gerçekten AK Parti belediyeciliğinde başarısızlık örneğini Dilovası’nın son 15 yılına bakarak tahlil edebilirsiniz.

AK Parti, şimdi yeniden Dilovası’nı almak istiyor.

Ortaya koydukları ne var?

Hiçbir şey.

Kent merkezi köy gibi.

Mahalle yolları berbat.

Park yok, AVM yok, sanat yok…

Ne var?

Bol bol sanayi dumanı, bol bol iş, bol bol kölelik.

Bakın, Dilovası kocaman bir hapishane gibi!

Her şeye ulaşabilecek olanakları varken her şeyden yoksun!

Ayıptır.

Vallahi insan utanır…

 

***

Ben buna benzer bir yazıyı 2019 yılında da yazmıştım.

Şimdiki başkan aday ilan edilince il basın toplantısına katılmıştım.

Dilovası’nda sosyal hayat için ne yapacağını sordum.

Ne sorduğumu anlamamıştı.

Niye anlamadığına şaşırmadım.

Bakın 5 yıl sonra Dilovası’nda denizle bağlantısı kesik, doğru düzgün nefes alacak yeri olmayan, sinema, tiyatro, düzgün bir kafesi bile olmayan 50 binden insan var.

Ben şu an Dilovası’nda parti falan ayırmıyorum.

Dilovalı vatandaş, geçmiş yıllarına şöyle bir baksın.

Neleri kazandığını nelerden mahkum bırakıldığını irdelesin.

Ona göre; adayları yan yana koysun.

Kim mevcuttan başka bir şey vaat ediyorsa bir kere de ona şans versin.

Ya da aynı haliyle, hizmet almadan, nefes almadan, dört duvar arasına tıkılıp yaşamını sürdürsün.

Tercih şu an öyle gözüküyor ki Dilovalı hemşerilerimizin.

Selametle…

 

GÜNE BİR AFORİZMA

 

Bilirken susmak bilmezken söylemek kadar çirkindir. Platon