İSU Genel Kurulu 2’nci toplantı 2’nci oturumu Kongre Merkezi’nde KBB Meclisi sonrasında gerçekleştirildi. Toplantıda İSU Genel Müdürü Ali Sağlık’ın genel durum hakkında bilgilendirmesi sonrasında KBB Meclis Üyesi Mehmet Ümit Küçükkaya konuya ilişkin fikirlerini sundu. Küçükkaya, iklim değişikliği ve Türkiye’nin uzun süredir uyarılan su riskine değinerek ODTÜ ve İTÜ gibi saygın kurumların 2030’a doğru ciddi su stresi yaşanacağını yıllar önce duyurduğunu hatırlattı. DSİ verilerinin de tabloyu doğruladığını ifade eden Küçükkaya, kişi başına düşen yıllık su miktarının 2000’de 1.650 metreküpten 2020 itibarıyla 1.350 metreküpün altına indiğini belirtti. Türkiye’nin su stresi sınırında olduğunu vurgulayan Küçükkaya, “Şimdi su fakirliğine yaklaşmış durumdayız” dedi. Küçükkaya, İSU Genel Müdürü Ali Sağlık’ın yıllar içinde yaptığı açıklamaları hatırlatarak kurumun riskleri zamanında görmediğini savundu. Sağlık’ın 2023’te “Kocaeli’de su sıkıntısı yok” dediğini, ancak 2025’te billboardlarla tasarruf çağrısı yapan kurumun aynı ciddiyetle kendi adını bile kullanmadığını belirtti. Baraj seviyelerindeki düşüşe de dikkat çeken Küçükkaya, Yuvacık Barajı’nın doluluk oranının yüzde 4’e kadar gerilediğini, “44 günlük su kaldı” açıklamasının bugün 15–20 gün seviyesine indiğini söyledi. Baraj seviyesinin yüzde 7’nin altına düşmesi halinde pompa sistemine geçildiğini hatırlatan Küçükkaya, “Bu su yüzey suyu kadar berrak değil, bu açıdan atılacak adımları merak ediyoruz” dedi.

“Yönetmelikle itiraf edilen gerçek: sanayiye su verememe riski”
Meclise sunulan Tarife ve Abone Hizmetleri Yönetmeliği değişikliğinde yer alan “kuraklık halinde sanayi abonelerine su satışının durdurulabileceği” maddesine değinen Küçükkaya, bunun Kocaeli gibi bir sanayi kentinde kabul edilemez olduğunu vurguladı. “Bu artık geciken yatırımların resmî bir itirafıdır” diyen Küçükkaya, su krizinin yalnızca Kocaeli’yi değil ülke ekonomisini etkileme potansiyeli taşıdığına dikkat çekti.

“Hedefler değil, arızalar artıyor”
Küçükkaya, İSU’nun kayıp–kaçak oranlarında ilerleme sağlayamadığını belirterek 2024’teki yüzde 23,9 oranının 2025 için yeniden aynı seviyeye çıkmasının beklendiğini, 2028 hedefinin ise yalnızca yüzde 20,5 olduğunu aktardı. Örnek olarak İstanbul’u gösteren Küçükkaya, “Daha geniş bir coğrafya, daha fazla abone ve daha karmaşık bir altyapıya rağmen İstanbul oranı yüzde 18,63’e düşürdü. Buradaki sorun coğrafya değil, yönetim anlayışıdır” dedi. Yeni hatların yapılmasına rağmen 100 kilometredeki arıza sayısının arttığına işaret eden Küçükkaya, “Ya yapılan işler niteliksiz ya da yenilenmesi gereken hatlara dokunulmuyor. Bu teknik bir çelişki değil, yönetim krizidir” ifadelerini kullandı.

“Yedek depo gibi kullanılamaz”
Yuvacık Barajı’nın düşüşüyle Sapanca Gölü’ne yönelinmesini de eleştiren Küçükkaya, göldeki seviyenin kritik eşiklere indiğini ve bu durumun Marmara Bölgesi için risk oluşturduğunu söyledi. Kayıp su oranı düşürülmeden Sapanca’ya yüklenmenin “krizi büyütmek” olduğunu belirtti.

“Fizibilitesiz, verimsiz ve atıl”
Küçükkaya, Kullar ve Gebze’deki çamur yakma tesislerinin teknik olarak sorunlu ve ekonomik olarak verimsiz olduğunu, projelerin fizibilite yapılmadan hayata geçirildiğini belirtti. Kapasite hesaplamalarının yanıltıcı olduğunu vurgulayan Küçükkaya, “Bu tesisler doğalgazdan elektrik üretir hale geldi, çünkü planlama doğru yapılmadı. Dünya literatürüne ters bir sonuçla karşılaştık” dedi. Ayrıca, İSU’nun görev tanımında olmayan tarımsal sulama altyapısına 2026’da ayrılan 200 milyon liralık bütçeyi de eleştiren Küçükkaya, DSİ ile görev karmaşası yaşandığını, bu bütçenin gerekçesinin açıklanmadığını söyledi.

“Şeffaf olmayan kalemler soru işareti yaratıyor”
Küçükkaya, Sayıştay’ın 2024 denetim raporundaki bulgulara değinerek, faaliyete geçmemiş daire başkanlıklarına yapılan atamaları, personel araç tahsislerindeki suiistimalleri, performans ve ek ödeme uygulamalarındaki belirsizlikleri gündeme getirdi.
Kurum içi eğitim ve tanıtım başlıkları altında ayrılan yüksek bütçeleri eleştiren Küçükkaya, 2026 yılı için yalnızca tanıtım faaliyetlerine 118 milyon lira, eğitim ve seyahat başlıklarına ise 193 milyon lira ayrılmasını eleştirerek “İSUnun reklama değil, gerçekçi su yönetimine ihtiyacı var” dedi. Sosyal sorumluluk bursları adı altında kimlere ne tür ödemeler yapıldığının da şeffaf olmadığını belirtti.

YILDIZLI: BU BİNA NEDEN YIKILDI !
YILDIZLI: BU BİNA NEDEN YIKILDI !
İçeriği Görüntüle

“Kocaeli’nin suyu tükeniyor; bu gidişatı değiştirmek zorundayız”
Konuşmasının sonunda su krizinin doğanın değil, uzun yıllar boyunca ertelenen yatırımların, fizibilitesiz projelerin, tamamlanmayan baraj bağlantılarının ve niteliksiz altyapının sonucu olduğunu söyleyen Küçükkaya, çözüm çağrısını şöyle özetledi: “Bilime dayalı, şeffaf, hesap verebilir, siyasi değil teknik akılla yönetilen bir su idaresine ihtiyacımız var. Bugün sadece eleştiri değil, uyarı yapıyoruz: Kocaeli’nin suyu tükeniyor. Bu tabloyu değiştirmek zorundayız.”Whatsapp Image 2025 11 27 At 17.01.31