Eğitim Sen şube binasında düzenlenen toplantıda hem eğitim alanındaki sorunların altı çizildi. Toplantıda konuşan Eğitim Sen Genel Başkanı Kemal Irmak, Türkiye’de son bir ayda çalışırken hayatını kaybeden çocuk sayısının 10’a, yıl içinde yaşamını yitiren çocuk sayısının 82’ye ulaşırken; son on yılda bu rakamın 800’e yaklaştığını belirttti. Irmak, çocukların yalnızca iş cinayetlerinde değil, istismar, zorla evlendirilme, tarikat baskısı ve eğitim hakkı ihlalleriyle de baş başa kaldığını dile getirdi.
Irmak, “Bu ülkede çocuklar hiçbir biçimde korunmuyor. İstismar, sömürü ve eğitim hakkının gaspı her gün artıyor.” dedi.

KOÜ’de 35 Öğretim Üyesi Kadrosu İçin Başvurular Başladı
KOÜ’de 35 Öğretim Üyesi Kadrosu İçin Başvurular Başladı
İçeriği Görüntüle


"MESEM Çocukları Sanayiye Sürüklüyor"
Irmak, MESEM uygulamasının çocukları eğitim ortamından kopararak patronların insafına bıraktığını, bunun devlet eliyle yürütülen bir çocuk sömürüsü düzenine dönüştüğünü vurguladı. Uygulamanın okul iklimiyle bağı kopardığını, çocukları kontrolsüz çalışma koşullarına ittiğini belirtti. Irmak, MESEM’in eğitim adı altında yürütülen bir sanayi yönlendirme programı olduğunu ifade etti ve öğrencilerin dört gününü işyerinde, yalnızca bir gününü okulda geçirdiğine dikkat çekti.


"Okula Bağlayacak Sosyal Destek Sistemi Kurmuyor"
Türkiye’nin OECD ülkeleri arasındaki öğrenci başına kamu harcamasının üçte bir düzeyinde kaldığını söyleyen Irmak, bunun özellikle yoksul ailelerin çocuklarını okuldan uzaklaştırdığını ifade etti. Verilere göre her dört çocuktan biri gününü okulda aç geçiriyor; bazı okullarda temiz içme suyuna erişim olmadığı için öğrenciler tuvalet musluklarından su içmek zorunda kalıyor. Irmak, “Bu bütçe çocukları okula bağlayacak bir sosyal destek sistemi kurmuyor. Yoksulluğun eğitime etkisini görmezden geliyor.” değerlendirmesinde bulundu.


"Kamusal Eğitim Zayıflıyor, Piyasacı Yaklaşım Güçleniyor"
Irmak, bütçenin kamusal eğitimi güçlendirmek yerine özel kurumlara bağımlılığı artırdığını, bunun eğitim çalışanları arasında huzur ve barışı da ortadan kaldırdığını belirtti. Çoklu unvan sisteminin öğretmenleri parçaladığını, özel sektörde çalışan eğitimcilerin tamamen güvencesiz bırakıldığını dile getirdi. Irmak, “Devletin görevi kamusal eğitimi güçlendirmektir. Ama biz kamusal eğitimin değil, piyasaya açılan bir eğitim düzeninin içinde kalıyoruz.” diyerek doğrudan eleştiride bulundu.

"Eşitsizlik Çocuğu Suça ve Şiddete İtiyor"
Irmak, okula aç giden, barınma ve beslenme hakkına erişemeyen çocukların yalnızca eğitimden kopmadığını; aynı zamanda suça sürüklenme, okul terk etme ve şiddete yönelme riskinin arttığını belirtti. Dünyanın gelişmiş ülkelerinde çocukların korunmasının, yalnızca sosyal devlet ilkesi açısından değil, ekonomik ve demokratik gelişim açısından da temel unsur olduğunu söyledi. Irmak’a göre Türkiye’deki tablo, “çocuğun geleceğini güvence altına alan bir devlet modeli” ile örtüşmüyor ve her yıl daha da derinleşiyor.Whatsapp Image 2025 11 20 At 10.56.20Whatsapp Image 2025 11 20 At 10.56.17 (1)Whatsapp Image 2025 11 20 At 10.56.17