Kocaeli ve Sakarya’nın içme suyu kaynağı olan Sapanca Gölü, son iki gündür yüzeyde beliren kabarcıklarla gündeme geldi. Su seviyesinin düşmesiyle birlikte dipten gelen ve kaynamayı andıran kabarcıklar, vatandaşların dikkatini çekti ve endişe yaratırken “Depremin habercisi mi?” sorularını gündeme getirdi. Kocaeli Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Özkan Coruk, gazetemize yaptığı açıklamada söz konusu kabarcıkların depremin habercisi olup olmadığı sorularına açıklık getirdi.
HER KAYNAMA DEPREM HABERCİSİ DEĞİLDİR
Jeoloji Mühendisliği Öğretim Üyesi Doç. Dr. Özkan Coruk gazetemize yaptığı açıklamada, Kaynamaların Kuzey Anadolu Fay Hattının 17 Ağustos 1999 tarihindeki yırtılmanın gerçekleştiği bölgede olduğunu belirterek konuşmasında şu ifadelere yer verdi; “Bu kesimde Sapanca gölünü besleyen yeraltı suyu kaynakları ve boşalımları bilinmektedir. Yeraltı suyu boşalımlarına farklı kökenli gazların eklenmesi yüzeyde kaynama şeklinde izlenir. Bu boşalımlar ve kaynamalar yeraltı suyu akımındaki rejim değişikliği veya boşalım hattındaki hareketlilikle ilişkili olabilir. Ancak bu olayın direkt deprem veya fayın aktivitesini arttırdığını söylemek mümkün değildir. Kaynamayla gelen gazın kökeni veya türü olayın tanımlanmasında önemlidir” ifadelerini kullandı.
GAZIN KÖKENİNİ ARAŞTIRMAK GEREKİYOR
“Gazın farklı kökenleri olabilir. Gaz gölün dibindeki organik kalıntıların çürümesi sonucu açığa çıkan Metan gazı olabildiği gibi Radon gazı da olabilir. Radon gazı deprem ile ilgili anomaliler için kabul edilen önemli belirteçlerdendir. Bu nedenle gaz türünün tespit edilmesi fay hareketliliği veya deprem bağlantılı olan radon gazı olup olmadığını belirlemek gerekir. Faylardaki aktiviteyi takip etmek için Radon gazı ölçümleri ülkemizde ve dünyada birçok aktif fay kuşağında kullanılmaktadır. Ancak Radon gazı çıkması hemen deprem olacak anlamına da gelmez. Elbette diğer parametrelerin veya belirteçlerinde bunu desteklemesi gerekir" dedi.