Alman merkezli sağlık ve biyoteknoloji şirketi Merck’in paylaştığı son verilere göre, Türkiye’de kısırlık oranı yüzde 13,2 olarak hesaplandı. Bu oran, doğurganlık çağındaki çiftler arasında her 100 çiftten yaklaşık 13’ünün doğal yolla çocuk sahibi olamadığını ortaya koyuyor.
Tıbbi Tanım ve Süreç
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) kısırlığı, bir yıl boyunca korunmasız ve düzenli cinsel ilişkiye rağmen gebelik oluşmaması olarak tanımlıyor. Merck verileri de bu kriter doğrultusunda değerlendirilerek hazırlanıyor. Hem kadın hem de erkek kaynaklı nedenlerle ortaya çıkabilen bu durum, modern yaşam tarzı, stres, çevresel faktörler ve geç yaşta çocuk sahibi olma tercihiyle ilişkilendiriliyor.
Uzmanlardan Uyarı ve Öneriler
Üreme sağlığı uzmanları, kısırlık oranlarının artmasının yalnızca bireysel değil, aynı zamanda toplumsal bir mesele olduğunu vurguluyor. Tedavi süreçlerinin zamanında başlatılması, üreme sağlığı konusunda bilinçlendirme kampanyalarının artırılması ve destekleyici sağlık politikalarının geliştirilmesi gerektiği belirtiliyor.
Tüp Bebek ve Yardımcı Tedavi Seçenekleri
Kısırlıkla mücadelede en çok başvurulan yöntemlerin başında tüp bebek ve diğer yardımcı üreme teknolojileri geliyor. Türkiye’de bu alanda hem kamu hem de özel sağlık kuruluşlarında tedavi olanakları sunulurken, Merck gibi küresel firmaların desteklediği klinik çözümler de dikkat çekiyor.
Toplumsal Yansıma ve Gelecek Projeksiyonu
Uzmanlara göre, kısırlık oranlarının artması, ülke genelinde doğurganlık hızlarını ve nüfus projeksiyonlarını da etkileyebilir. Bu nedenle, erken teşhis, sağlıklı yaşam alışkanlıkları ve bilimsel yöntemlerle desteklenen tedavi süreçleri daha da önem kazanıyor.



