Ajda Yatar, 28 yaşındaydı ve annelerine hasret 3 çocuğu vardı. Kocaeli’de eski eşi tarafından yüzüne 4 el ateş edilerek katledildi. O çocuklar hala annelerini özlüyor.

Narin Güran, 8 yaşındaydı. Diyarbakır’da oyuncaklarıyla oynaması gereken yaşta toprak oldu. En yakınları tarafından katledildi.

Özgecan Aslan, 19 yaşında başarılı bir üniversite öğrencisiydi. Mersin’de tecavüz girişimine direndiği için bir minibüste öldürüldü.

Münevver Karabulut, 17 yaşındaydı. Ailesinin tek kız evladıydı ve İstanbul’un göbeğinde erkek arkadaşı tarafından kafası kesilerek katledildi.

Başak Cengiz, 28 yaşında başarılı bir mimardı. İstanbul’a eğitim almak için geldi ve kaldırımda yürüdüğü sırada hiç tanımadığı birisi tarafından samuray kılıcıyla öldürüldü.

Leyla Aydemir, 4 yaşındaydı. Leyla bebek, Ağrı’da yine en yakınları tarafından katledildi.

*

Daha onlar gibi niceleri…

Ülkenin dört bir tarafında yitip giden on binlerce can.

Özellikle bir bölgeye, bir millete has değil.

Bizim ülkemizde yaşanıyor bunlar. Kadınlar ve kız çocukları gözümüzün önünde ölüyor, öldürülüyor.

Ben öyle feminizmdir, komünizmdir, sağcısıdır, solcusudur…Anlamam!

Vatanımı bilirim.

Öldürülen her kadın ve çocuk için kendimi, bu ülkenin her bir karış toprağında yaşayan herkesi sorumlu tutarım.

*

Özellikle kadınlar için kanunlarda iyileştirilmeye gidilsin demeyeceğim.

Sadece “insan” olduğumuz için haklarımız korunsun istiyorum.

Ama görüyorum ki, hiçbir erkek kaldırımda yürürken bir samuray kılıcıyla öldürülmüyor ya da hiçbir acılı erkek, sırf çocukları doysun diye hurda toplamaya gittiği esnada çocukları can verdiği için kendi hemcinsleri tarafından “Babanın yaşam tarzına bakmak lazım” ifadesiyle yerden yere vurulmuyor.

Sizlere şöyle bir soru yönelteyim…İş görüşmesine gittiği yerde çeşitli işkenceye ve tacize maruz kalarak katledilen kaç tane erkek tanıdınız?

Artık yaşama hakkımız korunsun, çalışma hayatındaki haklarımız korunsun, tacize ve tecavüze maruz kalmayalım istiyorum.

Şu canına yandığımın dünyasında “insanca” yaşayalım istiyorum. Çok mu?

Kadınlar! Erkekler! Kız kardeşlerim…

Eğer şimdi bu mücadelenin bir ucundan da biz tutmazsak, sıradaki kurban sizin evladınız ya da siz olacaksınız, kız kardeşiniz olacak.

Korkmayın, sesinizi duyurmaktan çekinmeyin.

Tek başınıza yapamıyorsanız, örgütlenin öyle yapın.

Haklarınızı koruyun, kimsenin onları harcayıp geçmesine izin vermeyin.

Susmayın.

*

Gelecek nesiller bizim!

Bu vatan toprağı bizim!

Hükümetler gelip geçicidir ama bu devlet bizim!

Eğer biz değişirsek, dünya değişir.