Yapay zeka artık hayatımızın her yerinde.

Mekanik ve rasyonel işler dışında edebiyata şiire sanatın her dalına yönlendirdiklerini de biliyoruz. Yani insanlar öyle bir icat yaptılar ki…

Yapay zekayla ilgili herkesin kafasında deli sorular…

En çok merak ettiğim konu ise yapay zeka yüzünden insanların işsiz kalıp kalmayacağı konusu.

Ben de kafamdaki bu soruyu ve diğerlerini yapay zekaya sordum.

Yapay zeka sorularımı bakın nasıl yanıtladı…

***

Yapay Zeka yüzden insanlar işsiz kalır mı?

Cevap:

Yapay zekanın insanların işsiz kalmasına yol açıp açmayacağı, birçok faktöre bağlı olarak değişen bir konudur. İşsizlik potansiyel etkileri şunlar olabilir:

 

1. Otomatizasyon ve Yeni İşlerin Ortaya Çıkması: Yapay zeka ve otomasyon belirli işleri insanların yerine getirebilir (örneğin, tekrarlayıcı görevler). Ancak aynı zamanda yapay zeka ve otomasyon, yeni iş türlerini de ortaya çıkarabilir (örneğin, yapay zeka yönetimi, veri analizi uzmanlığı gibi). Bu durum, bazı işlerin kaybına karşılık yeni iş fırsatlarının da yaratılması anlamına gelebilir.

 

2. Eğitim ve Uyum Yeteneği: Yapay zeka ve teknolojik ilerlemeler, çalışanların beceri setlerini sürekli olarak güncellemelerini gerektirebilir. Bu durumda, eğitim ve sürekli öğrenme önem kazanır. İnsanlar, teknolojiye uyum sağlayabilen ve yeni beceriler geliştirebilen kişiler olarak rekabet avantajı elde edebilirler.

 

3. Toplumsal ve Ekonomik Değişimler: Yapay zeka ve otomasyonun iş gücü üzerindeki etkisi, ekonomik ve toplumsal değişimlere de yol açabilir. Bu değişimler, işsizlik oranlarını etkileyebilir ve iş piyasasında dönüşümlere neden olabilir.

 

Sonuç olarak, yapay zeka işgücü piyasasını etkileyebilir, ancak işsizlik yaratıp yaratmayacağına dair kesin bir sonuca varmak zordur. Teknolojik ilerlemeler genellikle iş dünyasında dönüşüm sağlar ve bu dönüşüm, hem fırsatları hem de zorlukları beraberinde getirir.

 

***

Piloton ve Aristoteles yaşasaydı bu olanlara acaba ne derdi diye yapay zekaya sordum.

Cevap:

Platon ve Aristoteles gibi antik filozoflar, yapay zeka ve bilinç konusunu değerlendirirken farklı perspektifler sunabilirlerdi:

1. Platon:

   - Platon'un düşünceleri genellikle ideal formlar ve gerçeklik arasındaki ilişki üzerine odaklanır. Yapay zeka ve bilinç konusunu ele alırken, Platon muhtemelen yapay zekanın gerçekliğin ideal formlarına (yani zihin dünyasına) nasıl bir etki yapabileceğini düşünürdü. Onun için yapay zeka, idealar dünyasında mükemmel bir formu taklit edebilir veya yakalayabilir mi sorusu önemli olurdu. Bilinç kavramı ise Platon için gerçekliğin daha derin ve içsel boyutlarını anlamakla ilgili olacaktı; yapay zekanın bu derin boyutlara ulaşabilirliği veya ulaşamayışı onun için önemli bir tartışma konusu olurdu.

 

2. Aristoteles:

   - Aristoteles, metafizik üzerine yoğunlaşmış bir filozoftur ve nesnelerin varoluşunu, doğasını ve işlevlerini araştırmıştır. Yapay zeka ve bilinç konusunda Aristoteles, yapay zekanın doğası ve işlevi üzerine odaklanabilir. Onun için yapay zeka, doğal nesnelerin işlevlerini taklit edebilir mi ve bu taklit gerçek bir bilinç oluşturabilir mi sorusu önemli olacaktır. Bilinç kavramı da Aristoteles için bir varoluş biçimi olarak değerlendirilecek ve yapay zekanın bu varoluş biçimini nasıl etkileyebileceği üzerine düşünmeye çalışacaktır.

Her iki filozof da yapay zeka ve bilinç konusunda temel olarak varoluş, taklit ve ideal formlar gibi kavramlara odaklanarak bu yeni teknolojinin insan doğası ve gerçeklikle ilişkisini anlamaya çalışırlardı.

***

Adolf Hitler yaşasaydı yapay zeka hakkında ne düşünürdü?

Cevap:

Adolf Hitler'in yapay zeka hakkında ne düşüneceği konusunda kesin bir bilgi bulunmamaktadır çünkü yapay zeka teknolojisi onun döneminde mevcut değildi. Ancak Hitler'in ideolojisi ve düşünceleri, bilim ve teknolojiyi sadece ideolojik ve askeri amaçlar için kullanmayı tercih eden bir yönde ilerliyordu. Yapay zeka gibi ileri teknolojik gelişmeleri, propaganda, kontrol veya askeri üstünlük sağlamak için potansiyel bir araç olarak görebilirdi.

Ancak, bu sadece spekülasyon olurdu çünkü yapay zeka gibi gelişmiş teknolojilerin etkileri ve kullanım alanları o dönemde henüz anlaşılmış değildi. Hitler'in bilim ve teknolojiye yaklaşımı, politik ve askeri hedeflerine yönelikti ve bilimsel ilerleme ve teknolojik yeniliklerin toplumun genel refahına katkı sağlama potansiyelini pek önemsemediği bilinmektedir.

***

Peki Atatürk yaşasaydı yapay zeka hakkında ne düşünürdü?

Cevap:

Atatürk'ün yapay zeka hakkında ne düşüneceği kesin olarak bilinmez çünkü yapay zeka teknolojisi onun döneminde mevcut değildi. Ancak Atatürk, teknolojiye ve bilimsel gelişmelere önem veren bir lider olarak bilinir. Muhtemelen yapay zeka gibi ileri teknolojik gelişmelerin toplum ve ekonomi üzerindeki etkilerini değerlendirirken, bilimin ve teknolojinin ülkenin kalkınmasında önemli bir rol oynayabileceğini düşünürdü. Ayrıca, bilimsel ilerlemenin insanlığın refahı için kullanılması gerektiği görüşünü benimseyen bir lider olarak, yapay zekanın etik ve sosyal boyutlarını da önemseyebilirdi.

***

Ve gelelim o malum soruya…

Yapay zeka dünyayı ele geçirir mi?

Cevap:

Yapay zekanın dünyayı ele geçirmesi gibi bir senaryo bilim kurgu ve popüler kültürde sıkça işlenir, ancak gerçek hayatta bu olasılık oldukça düşüktür. Yapay zeka, şu anda ve muhtemelen önümüzdeki yıllarda da insan kontrolü altında geliştirilen bir teknolojidir. Gelişmiş yapay zeka sistemleri, insanların tasarladığı ve programladığı sınırlar içinde işlev görürler.

Yapay zeka, insanların verileri ve talimatları üzerinden çalışan bir teknolojidir. Kontrol dışı bir şekilde hareket edemez veya kendi başına amaçlar belirleyemez. Gelişmiş yapay zeka sistemleri bile, sadece belirli görevleri yerine getirme yeteneğine sahiptir ve geniş ölçekte insan toplumunu etkileyebilecek bir bilinç veya iradeye sahip değildir.

Ancak, etik ve güvenlik konuları dikkatlice ele alınmalıdır. Yapay zeka teknolojisinin gelişimiyle birlikte ortaya çıkabilecek potansiyel riskler, önlemler alınarak minimize edilmeye çalışılmalıdır. Bu tür teknolojilerin etik ve sosyal etkileri üzerine düşünmek ve geliştirme sürecinde şeffaflık sağlamak, bu teknolojilerin güvenli ve sorumlu bir şekilde kullanılmasını sağlayabilir.