Yaşadığımız kent İzmit neyiyle meşhur diye sorduklarında ilk verdiğim cevap elbette ‘ simit’ oluyor.

Sonrasında ise ‘pişmaniye’…

Ve Türkiye’nin neresine gidersem gideyim bizim simidin tadını, lezzetini bulamıyorum.

Neredeyse doğduğumuzdan beri, dişlerimiz yeni yeni çıkmaya başladığından beri oyalanalım diye elimize tutuşturulan simidimiz ne yazık ki farklı şehirlerde farklı isimlerle anılıyor.

Mesela İzmir’e gittiğimde ‘gevrek’ dediklerinde nasıl aval aval baktığımı hiç unutmam.

Ankara ve Eskişehir’de de simidin farklı hale bürünmüş çeşitlerini bulmak mümkün.

Kimisi taş gibi, kimisi susam yoksunu…

Pekmezleme farklarına göre de değişiklik göstermekte.

En bilineni bence İzmit Simidi.

Daha sonra İstanbul Simidi, Ankara Simidi, Bursa Simidi, İzmir Gevreği, Eskişehir Simidi geliyor. Sonrasında pek aşina olmasak bile Kastamonu Simidi, Manisa Taban Simidi, Manisa Tahinli Simidi, Nevşehir Simidi, Rize Simidi, Safranbolu Osmanlı Simidi, Samsun Simidi, Trilye Kulurisi, Elazığ Meyveli Simit, Şekerli Galata Halkası, Beyaz Arnavut Simidi, Baharlı Simit, Arab Gevreği, Gurâbiyye Gevreği, Nohutlu Simit diye sıralamak mümkün.
***
Bu arada ne çok çeşidi varmış…
İstanbul'a gelen ya da İstanbul'dan doğuya giden kervanların konaklama alanı olarak bilinen İzmit'te yolculara pratik bir yiyecek olarak hazırlanan simit, bu özelliği ile de ilk fast food örneklerinden sayılıyormuş.

Kervanlarda yolculuk yapanların atıştırmalık olarak yanlarına aldıkları simitleri, yol boyunca karşılaştıkları kişilere "Simiti'den" aldıklarını söyledikleri için, bu halka şeklindeki yiyeceğin adı ‘simit’ olarak kalmış.

Yalnız tüketilebilen simit, kahvaltı için tercih edildiğinde peynir, çay, reçel gibi birçok çeşitle birlikte de yenilebiliyor.

Günümüzde simit, modern fırınlarda ve simit evlerinde hazırlanıp satılabildiği gibi cadde ve sokaklarda satıcılık yapan seyyar satıcılar tarafından bir el arabası içinde de satılıyor.

Simite Yunanistan'da kuluri adı veriliyor.

Bulgaristan'da 'gevrek', Sırbistan'da 'çevrek' ve Romanya'da da 'covrigi' deniyor.

Selçuklu mutfağında kulice (kiliçe çöreği) (simit) ara yemek olarak tüketilirmiş.

Osmanlı İmparatorluğu dönemi simitten bahseden en eski arşivsel kaynaklarda simidin İstanbul'da 1525'ten beri tüketildiği yazmakta olduğu biliniyor.

***

Şimdi gelelim saadete;

Pideciler, Simitçiler, Çörekçiler; Pideciler, Simitçiler, Yufkacılar; Pide, Gevrek İmalatçıları ve Benzerleri Esnaf ve Sanatkarlar Odası bulunuyor.

Bunun gibi hemen hemen her ilde arasında ‘Simit’ barındıran odalar var.

Mesela bizim ilimizde Kocaeli Pastacılar, Börekçiler, Yufkacılar, Çikolata, Şeker ve Dondurma İmalatı ve Ticareti Esnaf ve Sanatkarlar Odası diye bir oda var.

Okurken biraz yoruldunuz ama idare edin.

Ben kısaca Pastacılar Odası diyorum.

Diğer taraftan Kocaeli Fırıncılar Odası var.

Bakıldığında mantıken simitçi esnafının Pastacılar-Börekçiler diye uzun uzadıya başlıkla giden odaya dahil olması gerekiyor.

6 meslek grubunu barındıran oda simitçileri mi barındıramayacak diye de düşünüyorum zaman zaman…

***

Ya da daha da mantıklısı Kocaeli gibi nüfusu kalabalık bir kentte, simide talebin yoğun olduğu ve mantar gibi her yerde simitçi fırınının olduğu bir yerde, hatta ekmek fırınlarının bile simit ürettiği bir yerde ‘Simitçiler Odası’nın olmaması bana gerçekten tuhaf geliyor.

Şimdi nereden çıktı bu simit muhabbeti diyenleriniz için hemen açıklayayım.

Bu kentte özellikle pandemi sonrasında simide kaçak göçek bir zam furyası geliyor.

Simide zam yapılacak diye ortaya bir laf atılıyor ama direkt muhatap bulamıyorsunuz.

Bizim kentimizde simidin zam kararını veren oda Kocaeli Fırıncılar Odası’dır.

Ama simide zam gündemdeyken bile “Simide zam var mı?” diye sorduğunuzda net bir cevap alamadığımız gibi durum şekillendirmesi yaptıkları da bir gerçek.

Ekmek zammı yapacaklarında gösterdikleri kararlılık ve netliği mevzu simit olunca göremiyorum.

O yüzden diyorum ki bu kente Simitçiler Odası şart…

Şunu da belirteyim; Simitçiler zam yapmasın demiyorum.

Haliyle onların da bir sürü gideri var.

Sadece tepki çekmemek için bu kadar dolanbaçlı yollara gerek yok diyorum.

***

PANDEMİ DÖNEMİNDEN BU YANA

SİMİDE GELEN ZAMLAR ŞÖYLE:
Ara ara unutulmaması için simit fiyatlarının yakın tarihine kronolojik tablomu güncelleyerek yeniden paylaşmak istiyorum.

Böylece simidin önlenemez yükselişini bir kez daha gözler önüne sermek istiyorum.

✓ 25 Temmuz 2019’da yapılan 25 kuruşluk zamla İzmit’in meşhur simidi 1.50’den 1.75’e yükseldi. Yani pandemi patlamadan önce simit 1.50 liraydı.

✓ 04 Mart 2020’de ülkemizde ilk korona vakası görülmesinden kısa bir süre önce 1.75 liralık simide 25 kuruş zam yapıldı ve simit 2 lira oldu.

✓ 14 Mayıs 2021’de simit 1.75’den 2.50’ye yükseldi. Bu kez pandeminin etkisiyle iş yerlerinin kapalı kalması, ekonominin sarsılması girdi araya. Fiyatların yükselmesi falan derken 2 liradan satılan simide 75 kuruşluk zam geldi.

✓ 17 Kasım 2021’de yapılan zamla da 2.50’den satılan simit 3 lira oldu.

Oysa simide zam daha 6 önce gelmişti.

✓ 25 Şubat 2022 itibariyle simidin fiyatı ise 3 liradan 4 liraya yükseldi.

✓ 01 Temmuz 2022 itibariyle 4 liradan satılan simit 5 liraya yükseldi.

✓ 01 Kasım 2022 tarihinde simit 5 TL’den 6 TL’ye yükseldi.

✓ 14 Ocak 2023 tarihinde simit 7.5 TL’den satılmaya başlandı.

✓ 05 Temmuz 2023 itibariyle simit 2.5 liralık artışla 10 TL oldu.

✓01 Ocak 2024 itibariyle de 2.5 liralık bir artışla simit 12.5 TL’den satışa sunuldu.