Amerikan Ulusal İstihbarat Müdürlüğü'nün raporuna göre, dünyada içme suyu kaynakları, 2040 yılına kadar küresel talebe cevap veremeyecek duruma gelecek. Dolayısıyla 2020'li yıllardan itibaren su savaşları yaşanabilir.
Su kaynaklarına ilişkin sıkıntı, gelişmekte olan ülkelerin hidroelektrik santrallerinden enerji elde edilmesini güçleştirecek, ekonomik potansiyellerini olumsuz etkileyecek.
Yeraltı su kaynaklarına aşırı yüklenilmesi de, toprağın kalitesini olumsuz etkileyecek, bağlantılı olarak gıda üretimini baltalayacak, bu da sosyal patlamalara yol açabilecek.
Öyle ki, 2030'da su talebi ile arzı arasındaki fark, yüzde 40'a çıkacak.
Ve su, uluslararası ilişkilerde bir silah ya da baskı unsuru haline gelecek.
Küresel ısınmasının su kaynakları üzerindeki etkisini, 2040'tan sonra daha da artırması bekleniyor.
Bu irdelemeler doğrultusunda ,Dünyadaki Su Miktarı ve İçme Suyu Kaynaklarına göz atalım;
Yerkürede bulunan suyun %97,5’i okyanuslarda bulunan tuzlu sulardan oluşmaktadır. Geriye kalan %2,5’lik oranın %10’luk kısmı yani dünyamızdaki su miktarının yalnızca %0,25’lik kısmı ulaşabildiğimiz kullanılabilir tatlı su potansiyelini oluşturmaktadır.

Dünyada olduğu gibi ülkemizde de kullanılabilir içme suyu kaynaklarının giderek azalmasıyla birlikte su yönetiminin ve mevcut içme suyu şebekelerindeki kayıpların önemi artık yadsınamaz bir sorun haline gelmiştir. Küresel ısınma ve nüfus artışı gibi etkenlerin sonucunda suya olan ihtiyaç giderek artmaktadır.
Yapılan bilimsel araştırmalara göre bulunduğumuz coğrafya yakın gelecekte ciddi su sıkıntıları yaşamaya başlayacaktır. Su kayıpları konusunda önlemler alınmaması halinde yakın gelecekte su fakiri ülkeler sınıfına girerek insani tüketim amaçlı suya ulaşmakta zorluk çekeceğiz. Asıl sorun suyun az olması değil, kötü yönetilmesi ve israf edilmesidir. Su yönetimi önemli ölçüde iyileştirilmezse dünyanın su sorunu çözülemez.
Su ile ilgili birçok konu kaleme alabiliriz. Ben bu yazımda su kayıpları ve bu konuda en önemli etken olan basınç yönetimi çalışmalarından bahsedeceğim.
Ülkemizde Suyun Yönetimi İle İlgili Yapılan Çalışmalar :
* İçme Suyu Temin ve Dağıtım Sistemlerindeki Su Kayıplarının Kontrolü Yönetmeliği (8 Mayıs 2014)
Su Yönetimi Genel Müdürlüğü, su kayıpları konusunu gündeme taşıyarak 2013 yılında alınacak önlemler ile ilgili bir çalıştay başlatmıştır. Çalıştay sonrasında elde edilen veriler değerlendirilerek, 8 Mayıs 2014 tarihinde “İçme Suyu Temin ve Dağıtım sistemlerindeki Su Kayıplarının Kontrolü” yönetmeliğini yayımlamıştır. 31 Ağustos 2019 tarihinde yapılan düzenleme ile;
Büyükşehir ve İl Belediyeleri Su Kayıplarını
2023 yılına kadar en fazla %30,
2028 yılına kadar ise en fazla %25 düzeyine,
diğer belediyeler su kayıplarını
2023 yılına kadar en fazla %35,
2028 yılına kadar en fazla %30,
2033 yılına kadar ise en fazla %25 düzeyine indirmekle yükümlüler.
Yönetmelik; su kaynaklarının korunması ve verimliliğinin arttırılması doğrultusunda, içme-kullanma suyunun etkin kullanılması ve israfının önlenmesi için içme-kullanma suyu temin ve dağıtım sistemlerindeki su kayıplarının kontrolüne ilişkin usul ve esasları düzenlemektedir.
Yönetmeliğe göre idarelerin;
* Su kaynağından temin edilen ve içme-kullanma suyu sistemine verilen su hacminin ve debisinin her bina bağlantısında uygun cihazlar ile sürekli ölçülmesi,
* İçme-kullanma suyu sistemindeki kritik noktalarda su basıncının sürekli ölçülmesi ve izlenmesi,
* İçme-kullanma suyu temin ve dağıtım sistemi planlarının sayısallaştırılması ve CBS veri tabanının oluşturulması,
* İdarelerce uygun izleme sistemlerinin (SCADA vb.) kurulması,
* Sistemde ana basınç bölgesi ve alt bölgelerin oluşturulması
* Konularını hayata geçirmeleri gerekmektedir.
Bazı İllerimizdeki güncel
su kayıpları oranları :
Sakarya %47
Samsun %38
Ankara %38.5

İstanbul için ayrıntı verecek olursak;
Şehre verilen Su : 1.074.133.977 (metre küp olarak)
Faturalanan Su : 843.564.311
Bedelsiz Su :7.111.725
Kartlı Sayaç :1.141.624
Tesbit Edilen Kaçak Su : 170.797
Tanker(Hamidiye) : 44.108
Kayıt Altına Alınana Su Miktarı : 852.032.565
KAYIP-KAÇAK ORANI :………………………………………………………% 20.68
Necmi Hoca İzmit’te yaşıyorsun .Oradan bahset dediğinizi duyar gibiyim. Buyrun Kocaeli’nin tamamının güncel tablosu(2020 yılı şehir merkezleri+kırsal)…,
İzmit : % 28.1
Kandıra : % 30.4
Kartepe : % 40.6
Körfez : % 30.3
Gebze : % 21.7
Başiskele : % 25.5
Gölcük : %31.5
Karamürsel : % 38.6
Derince : % 29.4
Dilovası : % 21.0
Çayırova : % 24.7
Darıca : % 22.1
KOCAELİ’de ORTALAMA KAYIP_KAÇAK ORANI : ...% 28 ‘dir.
Yani Her İki Büyükşehir de % 30 olan 2023 hedefine şimdiden ulaşmış.
Ancak Türkiye ortalaması % 51 ile çok düşündürcüdür.
Kaçak azaltılabilir.Yeniden irdelersek,
Suyun Yolculuğu :Su, kaynağından alınarak evlerdeki musluklara ulaşana kadar birçok aşamadan geçmekte ve her aşamada değer kazanmaktadır. Yani su musluğumuza gelene kadar oldukça maliyetli ve zahmetleri yollardan geçer. Bütün bu sürecin tamamlanması için teknolojiden faydalanılmakta ve bu süreç giderek insan kontrolünden çıkmaktadır. Her alanda olduğu gibi su sektöründe de kullanılan sistemler ile ilgili ürün geliştirme çalışmaları ülkemizde hız kazanmıştır. Günümüzde teknolojik kontrol sistemleri sayesinde su kaynağı, isale hatları, arıtma tesisleri ve su şebekeleri uzaktan takip, kontrol ve analiz edilebilir
Basınç – Kayıp ilişkisi :
Yüksek basınçlı bir içme suyu şebekesini tansiyon hastası bir insan olarak düşünebiliriz. Tansiyon yükseldiğinde damarlarımız nasıl zorlanıyor hatta patlıyor ise yüksek basınçlı şebekede de aynı sonucu görüyoruz. Patlayan, çatlayan, eskiyen, işçilik hatalarından dolayı borulardan sızan su yüzeye çıkmadan yer altına gitmektedir. Dolayısı ile basınç ne kadar yüksek ise kayıp o kadar fazladır. Bu yüzden şebekede basıncı yönetmek su kayıplarını azaltmak için büyük önem arz eder.

Bunlardan neden mi Bahsettim ;
Su Yönetimine yönelik başlıkların ele alınacağı “ Kentlerde Sürdürülebilir Su Politikaları Zirvesi “
İzmir’de CHP li Büyükşehir Belediyelilerinin katılımıyla yapılacak. Çok önemli ve anlamlı bir etkinliktir.
Ancak Su Yönetimi Ülkemizin her beldesinde ortak bakış açısı ile ele alınmalıdır.
YOL HARİTASI TEMEL DE AYNI-ÖZEL DE KISMİ AYRILIKLAR GÖSTERECEK YAPI DA OLMALIDIR.
Bu çalışmalar zincirinin her halkasında da yerli ürün kullanımı Donanımsal-Yazılımsal olarak çoğaltılmalı ve bu konuda giirşimciler teşvik edilmeli ve desteklenmelidir.
Çünkü SU en az ENERJİ kadar STRATEJİKTİR.