Elektrikli araçların yükselişi, aküler ve bu ekosistemdeki oyunculara giden iki kritik hammadde için ne ifade ediyor?

Elektrikli Araç (EV) devriminde, iki temel pil ürününün, Lityum ve Kobaltın fiyatında 2017 -2018 aralığında  çarpıcı artış bu batarya hammaddeleri için altın çağı başlattı.. Ayrıca, enerji depolama, e-bisiklet, aletlerin elektrifikasyonu ve diğer pil yoğunluğu için artan ihtiyaç uygulamaları da bu mallara olan ilgiyi arttırmaktadır (EK 1). 

EK-1:

Bununla birlikte, piller için hammadde arzının geleceğine ilişkin kaygılar ve artan emtia fiyatlarının pil üretim maliyetleri üzerindeki etkisi, bu iki ürün için farklı vadeli işlemler yaratabilecek riskleri ortaya çıkarmıştır.

Gereken stratejik müdahale, otomotiv OEM'leri, akü üreticileri, madencilik ve rafinaj şirketleri ve finansal yatırımcılar gibi sektör oyuncuları arasında muhtemelen farklılık gösterecektir. Hızla değişen bu pazarın karmaşıklığı ve dinamikleri ve stratejilerinin belirsizlik karşısında sağlam olmasını sağlamak tüm oyuncular için bir zorunluluk.

Bu raporda   Lityum ve Kobalt (iki malın bir hikayesi) derinlemesine araştırılmıştır. Ve yine bu raporda Lityum ve Kobalt için talep dinamikleri ve oyuncuların nasıl tepki verebileceği de ele alınmıştır. 

Temel durum analizi küresel Elektrikli Araç(EV) talebi ile ilgili birtakım varsayımlara dayanmaktadır.

Bu varsayımların meydana gelme olasılığının yüksek olduğu düşünülmesine rağmen, hükümet politikaları, pil teknolojisi yenilikleri ve endüstri ekonomisi, endüstrinin nasıl geliştiğini etkileyecektir. Bu alanlardaki büyük değişiklikler büyük ölçüde farklı görünüme neden olabilir 

İKİ HAMMADDE İÇİN DİNAMİKLER 

Tarihsel olarak hem Lityum hem de Kobalt piyasaları, başta tüketici elektroniği olmak üzere, talepte sırasıyla yüzde 40 ve yüzde 25'i temsil eden akü talebi tarafından yönlendirildi. Ancak, temel durum görünümünde,  daha yüksek enerji yoğunluğuna sahip Elektrikli Araç (EV) akülerine olan ihtiyaç, lityuma talep artışının 2017 ile 2025 arasında üç kattan fazla olacağını, (lityum hacimlerinin ölçülmesi için endüstri standardı olan 214 kiloton Lityum karbonat eşdeğerlerinden 669 kiloton Lityum karbonat eşdeğerine (LCE)), talep göstermektedir.  

Kobalt’a olan talep, aynı dönemde yüzde 60 oranında artarak,136 kilotonluk rafine edilmiş metalden 226 kilotonluk rafine metal eşdeğerine kadar yükselecektir (EK 2). Bu tahminle, Lityum-iyon-pil teknolojilerinin öngörülebilir gelecekte geçerli olan pil teknolojisi olacağı varsayılmaktadır.

EK-2:

Geçerli olacak pil teknolojisi olarak bakıldığında Lityum ve Kobalt için fiyat artışları, bu malların uzun vadede tedarik edilebilirliği konusunda endişeleri de ortaya koymaktadır. Ve her iki ürün içinde farklı arz dinamikleri de bu raporda ele alınmıştır.

Dünyadaki Lityum tedarikinin yüzde 95'inden fazlası, Avustralya, Çin ve Latin Amerika dahil olmak üzere küresel bir üretim ayak iziyle, brines veya hard-rock cevherleri şeklinde birincil bir ürün olarak ortaya çıkmaktadır. 

Tersine, Kobalt arzının yüzde 10'undan daha azı birincil ürün olarak gerçekleşmekte, geri kalanı ise başta bakır ve nikel madenlerinin bir yan ürünü olarak üretilirken, küresel üretimin yüzde 65'inden fazlası Demokratik Kongo Cumhuriyeti'nde (DRC) yoğunlaşmıştır. Bu fiyat artışları, önümüzdeki birkaç yıl içinde Lityum için 2025 yılına kadar talebin büyümesini ve 669 kiloton LCE'ye ulaşacak kapasiteye işaret etmektedir. Ancak, şeffaflık eksikliği göz önüne alındığında Kobalt için değer zinciri ve DRC ülke riski daha fazla endişeyi ortaya koymaktadır. 

 OYUNCULAR NASIL CEVAP VEREBİLİR?

Bu metaların nasıl farklılaştığının en önemli faktörü Elektrikli Araç(EV) benimsenme hızıdır. Gelecek ne olursa olsun, endüstri oyuncuları stratejik yanıtlarını gelecekteki arz ve talep dinamiklerini, pil teknolojisinin gelişimini, fiyatlandırmayı ve risk yönetim mekanizmalarını iyi bir şekilde anlamaya ihtiyaç duyarak bulacaklardır. 

İşte bazı oyuncuların düşünceleri:

Madencilik şirketleri son kullanıcıların ihtiyaç duydukları hammaddeyi sağlayabileceklerini ve son fiyat artışlarının yarattığı cazip kâr havuzlarının takibini ve son kullanıcıların artan fiyat artışları konusundaki endişelerinin neden olduğu potansiyel talep yıkımını dengeleyebileceklerini göstermelidir. Bunu başarmak için, madencilerin analistlerin “uzun vadeli açgözlülük” dedikleri şey haline gelmesi gerekiyor. Madencilerin, kısa vadeli karlar aramak yerine, akü tedarikçileri, otomobil üreticileri ve finansal oyuncularla kendi malzemeleri için daha büyük bir pazar yaratmak için iş birliği yapmaları gerekmektedir.

Bu gereklilik müşterilere gerekli malzemelerin istikrarlı, maliyet-rekabetçi ortamda tedariğinin sağlanması için mevcut teknolojileri şekillendirmek üzere pil üreticileriyle ortaklık yapmayı içerebilmelidir; Yeni kapasitenin zamanında gelişmesini sağlamak ve maliyet-rekabetçi ve uzun vadeli finansmana erişmek içinde finansal oyuncularla çalışmak gerekmektedir.

• Akü üreticileri ve otomotiv OEM'leri, lityum ve kobaltın istikrarlı bir şekilde tedarik edilmesini sağlayarak kaynak sıkıntısı ve potansiyel fiyat artışları riskinden korunmaları için kaynak stratejileri geliştirmelidir. Açıkça, Kobalt en zorlu görevi temsil ediyor ve kullanıcıların potansiyel olarak arz kısıtlı hammaddeden kaçınacak olan çeşitlendirilmiş teknolojiler bulmak için kendi pil Ar-Ge'sine bakmaları gerekecektir. Bu strateji halihazırda NMC 811 pilinin geliştirilmesi ve gelecekteki pillerde daha az Kobalt kullanımı için girişimlerin gerçekleştirilmesiyle gerçekleşmektedir. Bu belirsizlik, otomobil üreticilerinin daha temkinli olmasını gerektirebilir çünkü yeni trendler piller için öncü teknolojileri hızla değiştirebilir. Bu tür değişikliklerin gelmesi, otomobil üreticilerinin orta vadeli bir stratejiye değilde, katı hal pilleri, grafen tabanlı piller ve hatta çinko-hava pilleri gibi yeni teknolojilerdeki gelişmeleri içeren daha uzun vadeli bir stratejiye sahip olmalarını gerektirebilir. 

• Finansal aktörler, endüstrinin gelişiminde iki önemli açıdan da rol oynayacaklardır: Birincisi Elektrikli Araç( EV) materyallerinin finanse edilmesinden, doğrudan sermaye yatırımlarından akış anlaşmalarına ve Elektrikli Araç(EV)-pil değer zincirindeki şirketlerin finansal risklere karşı korunmalarına yardımcı olmalarıdır. İkincisi ise, yeni likit piyasa mekanizmalarının yanı sıra vadeli işlemler ve türev ürünler yoluyla piyasa likiditesini artırmaya yardımcı olmak için küresel borsalar ve aracılarla birlikte çalışmalarıdır.

Sonuç olarak bakıldığında;

Lityum ve Kobalt endüstrilerinin güçlü büyüme beklentilerini gerçekleştirmek için, madencilik şirketlerinden batarya ve otomotiv OEM'lerinden finansal oyunculara kadar tüm katılımcılar, batarya değer zincirini bir ekosistem olarak anlayacaklar ve şeffaflık sağlamak için birbirleriyle çalışmak zorunda olacaklardır.

Batarya hammaddeleri için yeni çağın garanti altına alınması için batarya teknolojisi, arz yönlü büyüme ve fiyatlandırma mekanizmaları gibi kilit alanlardaki yapılanmalar gerçekten altın değerinde.

Bu sonuçlara Türkiye açısından baktığımızda da Zorlu Holding’in  hem pil tekonolojileri hem de batarya fabrikası kurulması çalışmaları içinde olduğunu  görmekteyiz.

Meta Nikel, "geleceğin hammaddesi" nikel ve kobaltı yüksek katma değer ile ekonomiye kazandırıyor.

Zorlu Holding’in 600 milyon dolarlık yatırımla Manisa, Gördes'te hayata geçirdiği Türkiye'nin ilk nikel-kobalt işletme tesisi Meta Nikel Kobalt, Zorlu Holding’in 5 ana faaliyet alanından biri olan Maden ve Metalürji Grubu çatısı altında faaliyet gösteren Türkiye’nin ilk, Avrupa’nın tek nikel kobalt konsantre tesisi ve  ‘geleceğin hammaddesi’ olarak tanımlanan nikel ve kobaltı, farklı formlarda ve yüksek katma değer ile Türkiye ekonomisine kazandırıyor; nikel madenciliğini yenilikçi bir iş alanı haline getirmek için çalışıyor.

Teknolojisi ile Kuzey Yarım Küre'de tek, Dünyadaki ilk 10 tesisi arasında olmanın gururunu yaşayan Meta Nikel, Ar-GE ve inovasyon ile katma değer yaratan bir endüstri olarak, gelecekte Türkiye’nin yeni nesil madencilik alanındaki Ar-Ge üssünü oluşturmayı hedefliyor.  Bu hedefler doğrultusunda  elektrikli otomobillerin bataryalarında da kullanılan nikeli üreten Meta Nikel , Zorlu Holding'in girişimci ruhu ve sanayici kimliği ile ilk fazı için 360 milyon dolarlık yatırım yaptığı tesiste, 2015-2023 yılları arasını kapsayan ikinci faz ile birlikte toplam 860 milyon dolar değerinde bir yatırım hayata geçirilerek 20 bin ton nikel metal kapasitesine ulaşacak. 

Pil teknolojisi gelişiminin en önemli iki unsuru olan nikel ve kobaltta yeni nesil üretim anlayışıyla global bir oyuncu olmayı hedefleyen Meta Nikel, Türkiye’nin en önemli projelerinden ‘Yerli Otomobil Projesi’ne sağlayacağı katkının verdiği heyecanla da yarınlara emin adımlarla ilerliyor. 

Bu hedefle 2023’te devreye alınacak 25 bin MW kapasiteli batarya fabrikası ile, 500 bin adet elektrikli araca batarya sağlanması planlanmış durumda. 

Bunların Türkiye ekonomisine getireceği katkı ise uzun vadede 6 milyar dolar tutarında yüksek katma değerli ihracat geliri ve 4 bin kişilik istihdam. Ve bu vizyonun bir parçası olarak Türkiye yi geleceğin yenilikçi ekonominin en güçlü oyuncularından biri yapmak.

Bunlarla beraber bir başka önemli gelişme daha var Ülkemizde:

ASPİLSAN Depolanabilir Enerji Alanında Dışa Bağımlılık Azaltacak

 ASPİLSAN Enerji tarafından kurulacak depolanabilir enerji alanında "dışa bağımlılığı azaltacak  Türkiye’nin ilk  Lityum iyon pil tesisinin temeli Ekim 2020’de Kayseri’de atıldı.

ASPİLSAN Yönetim Kurulu Başkanı İsmail Hakkı Doğankaya, Mimarsinan Organize Sanayi Bölgesi'nde kurulacak tesisin temel atma töreninde yaptığı konuşmada, firmanın gelecek yıl 40'ıncı yılını kutlayacağını söyledi.

ASPİLSAN'ın Kayseri halkı tarafından kurulduğuna işaret eden Doğankaya, temeli atılan tesisin tarihi dönüm noktası olduğunu dile getirdi.

Doğankaya, firmalarında yaklaşık 300 çeşit batarya sistemi ve 20 çeşit akü sistemi üretildiğini belirterek şöyle devam etti:

"Yapılan yoğun çalışmalar, görüşmeler ve analizler sonucunda, 2030'lu yıllarda dünyada yüzde 40'lık pazar payıyla 47 milyar dolarlık hacme sahip olacak nikel magnezyum kobalt baz yapıda yılda 21 milyon adet üretim yapabilecek kapasiteyle, kullanım alanı en yaygın ve pazar payı en büyük olan silindirik pil üretimine başlamaya karar verilmiştir. Hazırladığı 12 yıllık yol haritası kapsamında ASPİLAN Enerji, savunma ve sanayimizin kullandığı ve kullanacağı mobil araç ve sistemlerin ihtiyaç duyacağı lityum-iyon silindirik pillere ilave olarak prizmatik ve lityum iyon piller ile her türlü araç pili, yakıt pili, süper kapasitör, katı elektrolit, sıvı hidrojen ve metal anotları özgün, yerli ve milli olarak eşgüdümlü çalışmalarla tasarlamayı ve üretmeyi planlamıştır."

Lityum-iyon pil tesisinin 25 bin metrekarelik alanda kurulacağını ve yaklaşık bir yılda tamamlanmasının planlandığını anlatan Doğankaya, tesisin yurt dışından temin edilecek makine altyapısıyla ilgili çalışmalarda da son aşamaya gelindiğini ifade etti.

"Yatırımla pil batarya konusunda bölgede lider konumuna gelinecek." diyen Doğankaya, Türkiye'nin savunma sistemlerinin, sanayisinin ve endüstrisinin önemli bir ihtiyacının yerli, milli ve katma değeri yüksek olarak yurt içinde giderileceğini bildirdi.

Bu gelişmeler tarafından bakıldığında Zorlu Holding, ASPİLSAN vs. AR-GE, inovasyon kapasitesi yüksek kuruluşların sürdürülebilir yaşamlar için insan, çevre odaklı yaklaşımlarla yaptıkları bu çalışmalar Ülkemizde yapılan Akıllı Şehir yapılanmalarında kullanım alanı bulan/bulacak olan Elektrikli Araç  sayılarının artmasıyla daha temiz ve sağlıklı yaşam koşullarını   bize kazandıracaktır.

Sağlıkla ve huzurla kalın.ncmozdmr

KAYNAKLAR:

1. Metals&Mining

June 2018 McKinsey&Company

Yazarlar: Marcelo Azevedo, Nicolò Campagnol, Toralf Hagenbruch, Ken Hoffman, Ajay Lala, Oliver Ramsbottom 

2. Şubat 2018 hurriyet sitesi EKONOMİ SERVİSİ  

3. zorlu.comtr/tr/faaliyet-alanlari/sektorler/maden-ve-metalurji 

4. metanikelcom tr/haber/zorlu-holding-turkiyeyi-gelecege-tasiyacak-iki-buyuk-acilisi-ayni-gunde-yapti 

5. fortuneturkey.com/vestel-kendisini-yeniliyor 

Kerem Özdemir - 24 Temmuz 2019 

6.aa.com.tr/tr/bilim-teknoloji/turkiyenin-ilk-lityum-iyon-pil-uretim-tesisinin-temeli kayseride-atildi-/1993400

Ergün Haktanyan – 02.10.2020  

Fotoğraf: Ramazan Kaya/AA 

7.Lityum ve Kobalt: İki malın bir hikayesi
             Necmi Özdemir  - 29 Haziran 2018 / OGÜNhaber sitesi
 

Katkıları için Hüsnü Baysal’a teşekkürler