Bazı yazılar vardır.
Daha yazmaya başlamadan bile,insanın içini acıtır.
Yazmadan da olmaz diyerek,ister istemez yazmak durumunda kalıyorsunuz.
Nedir bu içimizi acıtan konular?
Hepimizin aslında ortak duyguları!
Yaşadığımız toplumun sosyal yapısı ile ilgili yaşadığımız sıkıntılar.
Toplumu meydana getiren yapı,aile topluluklarıdır.
Bireyler ailelerin birer üyeleridir.
Aile yapılarında inanılmaz derecede olumsuzluklar yaşanıyor.
Ahlâkî çöküntüye doğru hızla ilerliyoruz.
Evin beş,altı yaşındaki en küçük çocuğu bile anne, babaya agresif bir şekilde laf sokmaya çalışıyor.
Anne, baba sanki küçük, çocuk onlardan büyük!
Bebeklerin beslenme şekli bile değişti!
Anne sütü ile beslenmeyen küçük çocukları beslerken,telefonda veya tabletlerdeki İnternet görselleri ile beslenmeye başlandı.
Annenin şefkatli,merhametli ninni sinin yerini,ne idüğü belirsiz anlamsız çizgi filmleri aldı.Anne sesi bütün seslerden daha kıymetlidir.
Çocuğun kişilik yapılanmasında,ruhunun,canının temel duygu taşı anne sesidir.
Önceleri evlerde aileler birlikte masaya oturur,hep beraber yemekler yenirdi.
İşimiz şimdi fast food ivedi, çabuk yemek yemeye döndü.
Onun içindir ki, obezit beslenme, obeze olan insanların sağlıklı yaşamasını olumsuz etkiliyor.
Evde oturma şeklimiz de değişti!
Önceden büyüklere saygı vardı.
Büyüklerin yanında bacaklarını uzatıp,yan gelip yatma yoktu.
Edepli,edebinden susar, büyüklerimiz izin verirse konuşurdu.
Yolda yayan yürürken,büyüklere selam vermeden yanından geçemezdin.
Müsaadenizle demeden yanından adım atamazdınız.
Dedikodu,fitne insanları sarmala almış!
İnsanları rahatlatacak,huzurlu sohbetler hak getire!
Kadınlarımız,kızlarımız kendilerinin ulaşılması zor bir zirve olduğunu bir bilseler!
Tabiki davranışları,giyim kuşamları düzgün olanları tenzih ederim.
Komşuluk,akrabalık, paylaşımların yavaş yavaş bittiğini üzülerek hep birlikte görüyoruz,yaşıyoruz.
Gençlerimizin gelecek kaygısı, ister istemez toplumun tümünü kucaklayan,etkileyen olumsuzlukları beraberinde getiriyor.
Bir an önce,öz kültürümüzün fabrika ayarlarına geri dönüşünü yapmalıyız.
Çocuklarımız iyi yetişmesinde çok olumlu radikal kararlar almalıyız.
Onlar bizim çocuklarımız.
Eğitimli,donanımlı şekilde geleceğimizi emanet edeceğimiz çocuklarımızı güzel yetiştirmek zorundayız.
Çocuklarımızı yetiştirirken, onların her dediğini yapmak yerine, yanlışları,doğruları öğreterek,vatanına,milletine faydalı güzel insanlar olmasını sağlamalıyız.
Çocuğun hayatında,literatüründe hayır kelimesi olmalıdır.
Her dediği olacak diye bir şey yoktur.
Ahlâkî değerlerimizi,görgü kurallarımızı hep birlikte yaşamalıyız.
Yoksa,gün geçtikçe daha da çok huzursuzluklar bizi bekliyor demektir.
Kendimize gelelim!
Çünkü;
Biz bu değiliz
Sağlıkla kalın, sevgiyle kalın.