Kripto para(Bitcoin) ve Blokzincir(Blockchain), nesnelerin interneti’nin, endüstriyel internet’in tamamlayıcısı olmaya aday.

Kripto para(Bitcoin) ve Blokzincir(Blockchain), nesnelerin interneti’nin, endüstriyel internet’in tamamlayıcısı olmaya aday. Ve biz bu adayların yapısına baktığımızda karşımıza gelen tablo şu şekilde:
Kripto para merkezi işleyiş , namahrem kullanıcı, kapalı işlem kaydı ve dijital güvenlik yapısına sahip geleneksel dijital ortamdan farklı olarak işleyişi merkezsiz, kullanıcıları mahrem, sistemin bütün kayıtlarının şeffaflıkla paylaşıldığı, kripto güvenliğin sağlandığı dört temel özellikli bir para sistemi ve kripto para’nın bu dört özelliği önümüze blokzincir diye tanımlanan aracıyı ortadan kaldıran, kullanıcıların mahrem ama bütün sistemin şeffaflıkla görülebildiği tamamen bambaşka bir kapı açıyor. Ve bu giriş sonrası gelin şimdi bu bambaşka açılan kapılardan kripto para ve blokzincir dünyası’nın derinine inelim;
Yazımızın giriş bölümü de diyebileceğimiz bu bölümde kripto para ve blokzinciri bilinen güvenli yönleriyle de ele aldık. Blokzincirin üstünlüklerini vs. yazdık. Yazının devamında Devletler blokzincir potansiyelini nasıl kullanabilir? başlığında devletlerin yapısında blokzincirin yerine bir göz attık. Blokzincir neden sihirli bir değnek değil onu irdeledik. Son bölümde ise %51 kuralı çerçevesinde hacklenemez sanılan blokzincirlerin nasıl saldırıya uğradığını da yazdık.
Dünya günden güne nesnelerin interneti, endüstriyel internet alanındaki çarpıcı gelişmelere sahne oluyor.
Mobil İletişim Araçları ve Bilgi Teknolojileri İş Adamları Derneği (MOBİSAD)’ın bu yıl ilkini düzenlediği “İl Temsilcileri Yıllık Değerlendirme Toplantısı’’nda konuşan Ulaştırma ve Altyapı Bakan Yardımcısı Dr. Ömer Fatih Sayan “Haberleşme kavramı son 10 yıla kadar insanların birbirleriyle iletişimini ifade ediyordu. Her geçen gün insanlardan çok makinaların, cihazların ve nesnelerin iletişimi için konuştuğumuz bir kavram haline geliyor. İnternete bağlı kişi sayısını rakamlarla ifade edecek olursak; 2018 yılında 10 milyardan az cihaz internete bağlıyken, 5G ve sonraki nesil teknolojilerin de etkisi ile 2023’e geldiğimizde 29,3 milyara ulaşacak. 2030’a geldiğimizde yüzlerce milyara ulaşılacağı tahmin ediliyor. Bağlantılı cihaz sayısı arttıkça daha güçlü altyapılara ihtiyaç duyuyoruz. Yeni dünya düzeninin en temel unsurlarından birisi de öncelikle güçlü bir iletişim altyapısına sahip olmaktır. Bilgi ve iletişim yapılarının çeşitliliği ülkeler için zenginlik ve refah meselesi haline gelmiş durumda. Haksız rekabetlerin önüne geçmek adına sizden gelen bilgi ve birikimin bizim için çok anlamlı olduğunu söyleyebilirim” diyor.

2023 ve 2030 rakamları hayli iddialı ve nesnelerin interneti, endüstriyel internet ile bütün dengelerin değişeceği ortada. Ancak aşılması gereken zorluklar da var, endüstriyel internet’in hızlı gelişimiyle birlikte çok sayıda cihazı güvenli bir şekilde tanımlamak, birbirine bağlamak, yönetmek ciddi bir zorluk haline geliyor ve internetin mevcut altyapısı ve mimarisinin geleceğin nesnelerin interneti, endüstriyel internet ekosistemindeki online hizmetleri desteklemesi zor görünüyor.
Bugüne kadar kullanılan merkezi modeller, ağa bağlanan cihazların sayısı milyonları, gerçekleştirilen işlemlerin sayısı milyarları bulduğunda yeterli olmayacak. Üstelik tek bir merkezdeki sistem hatasının, arızanın ya da giderek artan online saldırıların tüm dünyayı etkilemesi gibi bir risk söz konusu. Olası sorunların başında veri yönetimi, güvenliği ve güvenilirliği geliyor. Siber güvenlik, internetin geçtiği her yerde olduğu gibi nesnelerin interneti ,endüstriyel internet için de son derece önem taşıyan bir konu ve nesnelerin interneti, endüstriyel internetin yaratacağı devasa miktarda verinin depolanması, anlam ifade edecek şekilde düzenlenmesi ve kullanılması da bir başka sorun ve birçok şirket bu konuda hazırlıksız durumda. Mevcut altyapılar, protokoller ve süreçler nesnelerin internetinin, endüstriyel internetin getirdiği dönüşüme henüz hazır değil.
Cihazların güvenliği, birbiri ile uyumlu çalışabilmesi, birlikte çalıştığında sağlama ve kimlik doğrulama (authentication) yapabilmesi gibi noktalarda standardizasyon ve uyum gerekliliği ortada. İşte bu noktada son dönemin bir başka popüler kavramı olan sanal para birimi kripto para( bitcoin) ve onun güçlü blokzincir(blockchain) teknolojisi, endüstriyel internetin ihtiyaç duyduğu güvenli ortamı sağlayabilecek sihirli enstrümanlar olarak karşımıza çıkıyor.
Blok zincir(Blockchain) nesnelerin internetinin, endüstriyel internetin Çözüm Ortağı Olabilir
Birçok kişi tarafından bilgisayar teknolojisinin en büyük inovasyonlarından biri olarak görülen kripto para(Bitcoin), 2008 yılında Satoshi Nakamoto adını kullanan kişi ya da kişilerce deneysel olarak başlatılmış, herhangi bir merkez bankası, resmi kuruluş, vs. ile ilişiği olmayan, ancak ülkelerin para birimleriyle alınıp satılabilen, herhangi bir üçüncü parti hizmetine ve aracı kurumuna gerek kalmadan transferi yapılabilen bir tür dijital para birimi. Ve bu inovasyon, uluslararası ekonomiden gündelik yaşama dek her şeyi değiştirmeye başladı. Bitcoin’ın bağlı olduğu protokoller bulunuyor. Bu protokoller çerçevesince yaptığınız her işlem şifreleniyor. Bu şifreleme aynı paranın iki kez harcanmasına da engel oluyor.
Bitcoin üreten madencilerin bir görevi de hesaplama yetkisini kullanarak işlemi gerçekleştirmek, sistem ağını güvenli bir şekilde korumak ve sistemdeki her kullanıcıyı senkronize hale getirmek. Bu madenciler gönderilen paranın size ait olduğunu ve daha öncesinde başka birisine gönderilmediğini teyit ediyor. Bu sayede dolandırıcılığın ve yolsuzluğun da önüne geçiliyor.
Bir merkeze bağlı olmaksızın işlem yapmaya olanak tanıyan ve maksimum güvenilirlik esasına dayanan bu sistemin akla ilk getirdiği sorulardan biri de “gerçekten ne kadar güvenli” olduğuydu. Başlangıçta birçok kişi, bu sistemin bir sabun köpüğü etkisiyle yok olacağını, uygulanamayacağını veya tutmayacağını düşündü. Ancak bu tarihten günümüze uzanan süre içerisinde bu yeni teknoloji, hızla ülkeler ve kurumlarca yatırım yapılan, geliştirilen bir yapı haline geldi. 2013’te yazılımcı Vitalik Buterin’in dâhiyane fikri yeni bir ufuk açtı; Ethereum denilen akıllı kontratların(sözleşmelerin) öncüsü olarak kabul edilen altyapı, blokzincir tabanlı sistemlerin elektronik ödeme amaçlarının ötesinde kullanılmasının yolunu açıyordu.
Blokzincir teknolojisi sayesinde değer taşıyan her işlem, kriptoloji aracılığı ile dağıtık ve bir aracının yönetmediği bağımsız veri zincirlerine dönüşüyordu. Böylelikle para, ürün, mal, hizmet, mülkiyet ve hatta oy işlemleri dahi, bu sistemle aracısız yapılabilecekti. Gelecekte kâğıt paranın tedavülden kalkıp kripto para bitcoin’e geçeceğimizi iddia edenlerin sayısı azımsanmayacak kadar çok.
Bitcoin dünyanın birçok ülkesinde bireysel olarak kullanıldığı gibi, resmi olarak devletler nezdinde de itibar görmeye başlamış durumda. Almanya bitcoin’i bir tür hesap birimi olarak gördüğünü açıkladı. Hollanda bankaları (ABN Amro, ING, Rabobank) 2014 sonunda Blokzincir’e yönelim göstermiş, NASDAQ ise özel pazar platformunda kullanılmak üzere 2016 mayıs ayında Blokzincir’e el atmıştı. Microsoft blokzincir’e sosyal fayda amaçlı yaklaşırken, Deutsche Bank ve Goldman Sachs da Blokzincir’in geleceğiyle doğrudan ilgilendiğini açıklayan kurumlar arasına katıldı.
Buraya kadar yazılanlar bu ve benzeri çalışma ve gelişmelerin Blokzincirin gelecekteki yerini gittikçe sağlamlaştığını göstermekte, ve bu bağlamda da 2019 yılı içinde gerçekleşen gelişmelerden de örneklerle bahsedilmesi gerekliliği gözardı edilmemeli. Sistem aslında önemli ve yakın gelecekte bizlere olan etkisi de bu önem oranında genişleyecek. Ve bu önem ve etkiyi dikkate alarak şimdi 2019 yılına bir göz atalım:
Blokzincir konusunda öncü birtakım adımlar atan ülkelerin başında gelen Bermuda, vatandaşlarına blokzincir tabanlı dijital kimlikler vermek üzere ulusal blok zincir tabanlı elektronik kimlik programı kapsamındaki çalışmalarına hız kazandırdığını duyurdu.
Çin ve İsveç gibi ülkelerin merkez bankası destekli dijital para çalışmalarına özellikle son dönemde sıkı bir ağırlık verdiğini duyuyor ve biliyoruz.
Öte yandan Tunus Merkez Bankası’nın Tunus dinarını dijitalleştirmek adına çalışmalara başladığı haberi de yine hem şaşırtıcı hem de önemli gelişmeler arasındaydı.
Gelişmiş ve merkez bankası destekli dijital para kullanımının, kurumlar arası olduğu kadar ülkeler arası da bir güç gösterisi haline gelmesine önemli örneklerden biri de İsviçre’den gelen açıklamaydı. Özellikle Çin’in bu konuda hızla ilerlemesi haberlerinin üzerine İsviçre’nin Uluslararası Finans Sekreteri; Blokzincir konusunda en az Çin kadar iyi oldukları temalı bir açıklamada bulundu. Kendisi hükümetlerin artık e-para birimindeki soru ve sorunların gerçek olduğunu ve bunun küresel bazda kararlara daha fazla ivme kazandıracağını fark ettiklerini söyledi. Bu açıklama sonrasında İsviçre borsasının merkez bankası ile beraber blokzincir kullanımıyla ilgili seçeneklerin geliştirilmesi üzerine çalıştığını biliyoruz.
Yukarıda da bahsedildiği gibi kripto para ve blokzincir alanlarından en öne çıkan ve hızlı adımları atan ülkelerin başında gelen Çin ise son olarak blokzincir tabanlı akıllı şehirler sistemi geliştirdiği bilgisini duyurdu. Yani kimlik tespiti gibi önemli özellikler de barındıran, blokzincir teknolojisi üzerine kurulu bir akıllı şehir altyapısından bahsediyoruz.
IDC’nin raporuna göre ise Çin’in blokzincir teknolojisi adına yaptığı harcamaların 2023 yılında 2 milyar doları aşacağı öngörülüyor. Bir diğer gelişme ise Fransa’dan geldi. Fransa Merkez Bankası’nın 16 Ekim 2019 tarihinde yayınladığı bir iş ilanından, bankanın dijital para birimlerine uygulanacak program konusunda yardımcı olması için blokzincir analisti aradığını öğrendik.
Singapur da 2019 yılı içinde bu alanda atak yapan ülkelerden biriydi. Singapur Merkez Bankası, JPMorgan iş birliği ile sınır ötesi ödemeler ve transferler için bir blokzincir prototipi geliştirdiklerini duyurdu. Yine 2019’un son çeyreğinde blokzincir konusunda yaşanan gelişmelerden bir diğeri de Güney Kore’deydi. Shinhan Bank, Küçük İşletmeler Pazar Tanıtım Kurumu (SEMAS) ile iş birliği yaparak blokzincir tabanlı kredi yönetim platformu kurmayı planladıklarını dile getirdi.
Ülkelerin yanı sıra çeşitli marka ve kuruluşların da bu teknolojiyi kullandıkları sistemleri geliştirme ve uygulama haberlerinin sayısı artıyor. Örneğin perakende devlerinden Walmart, Kanada’daki teslimatları izlemek, işlemleri doğrulamak ve her yıl 400’ün üzerinde perakende mağazasına envanter sağlayan taşıyıcılarının ödemelerini otomatikleştirmek için blokzincir tabanlı nakliye ve ödeme ağı olarak tanımlanan bir çözüm geliştirdi.
Facebook’un 2020 yılına planlanan Libra kripto parası ise oldukça tartışıldı.
Facebook ekosisteminin büyüklüğü sebebiyle kimilerini korkutan proje, şaşırtıcı şekilde bazı ortakların çekilmesine sebep oldu.
Fransa’da bulunan Marsilya Fos Limanı ise yük taşımacılığındaki blokzincir pilot projesini başarılı şekilde tamamladı. Farklı ülkelerden bu gibi ataklar gelirken Blockshow Asia 2019 etkinliğine katılan NEO’nun kurucusu Da Hongfei’den de önemli açıklamalar geldi. Blokzincirin günümüzdeki teknolojilerin yerini alacağı ve 2030 yılına geldiğimizde değerinin 3 trilyon doları geçeceği konusunda oldukça net konuştu.
Ülkemiz tarafına geldiğimizde, Dijital ve kripto paraların geleceğine dair açıklamalarda bulunan Bahçeşehir Üniversitesi Blockchain Araştırma Uygulama Merkezi Direktörü Dr. Öğretim Üyesi Bora Erdamar, "Kağıt paralar ve kredi kartları hayatımızda olmaya devam etse de başta onları tamamlayıcı, zamanla onların yerini alabilecek, merkez bankası dijital para projeleri birer birer hayata geçecek" diyor.
Ayrıca son dönemde çok fazla tartışılan konuya dair açıklamalarda da bulunan Erdamar, dijital para ve kripto para arasında bir ayrım olduğuna işaret ederek şunları söylüyor:
"Öncelikle, kripto para ve dijital para ayrımıyla başlayalım dilerseniz.Alışkın olduğumuz şekliyle 'para', merkez bankaları tarafından üretilen ve arzı merkez bankalarının tekelinde olan bir finansal varlıktır. 2008 yılından itibaren Blockchain Teknolojisi, aynen internetin haberleşme araçlarında yarattığı gibi bir devrimsel dijital dönüşümü, öncelikle finans ve para dünyası için sağlamıştır. Bu teknolojisi sayesinde üzerinde bir topluluğun değerli olduğuna hemfikir olduğu her varlık, dijital dünyada bir para gibi takas edilebilen, alım satımı yapılabilen, dolayısıyla piyasası dizayn edilebilen bir hale getirilebilmektedir.
Bu piyasalarda işlem gören dijital finansal varlıklardan üretimine dileyen herkesin donanımsal, yazılımsal ve finansal yükümlülükleri yerine getirerek ortak olabildiklerine 'kripto para' diyoruz. Öte yandan kripto paralardan feyz alınarak, dileyen herkes yerine, belirli sayıda firmanın ya da merkez bankası gibi tek bir kurumun üzerinde tam ya da kısmi kontrolü bulunan, piyasaları da sadece bu yetkili kuruluşlarca düzenlenenlere de 'dijital para' diyoruz. Özetle, kripto paralar kamuya mal olmuş yani merkeziyetsiz, dijital paralar ise kurumlara mal olmuş yani merkezi dijital finansal varlıklardır."
Salgın dönemi ile birlikte dijital para çıkarma konusunda çalışmaların hız kazandığına dikkati çeken Erdamar, "Özellikle Pandemi'den sonra, tüm dünyada merkez bankalarının para politikası araçlarını sonuna kadar kullanarak, piyasaların aktif şekilde likidite ihtiyaçlarının karşılanması, istihdam ve vergi desteklerinin yarattığı bütçe yükünün yine hafifletilmesi için her aracın kullanıldığını görüyoruz" diyor ve Erdamar, sözlerine şöyle devam ediyor:
"Para politikalarının da bir yere kadar etkili olabildiğinin, bu politikaların mutlaka uzun vadeli ekonomik kalkınma ve teknoloji hamleleriyle desteklenmesi gerektiğinin en çok anlaşıldığı dönemde yaşıyoruz. Teşviklerin ve finansal yardımların özellikle bankacılık sisteminin dışında kalan büyük bir kesime kolayca ulaştırılamaması, para politikalarının piyasalara 7-24 anlık müdahalesinin zor olması gibi nedenler hem likidite sağlama araçlarının etkisini hem de enflasyonla mücadele yöntemlerini kısıtlamaktadır. Öte yandan Facebook, Google, Apple, Amazon, Alibaba gibi dev teknoloji şirketleri, dijital dönüşümün ve online ticaretin çok hız kazandığı bu dönemde kendi 'dijital para' projelerini birer birer duyurmaya başlamıştır. Artık teknoloji sayesinde büyük ve küçük firmalar ve hatta kişiler kendi paralarını basabilmekte, yeni para piyasaları dizayn edebilmekte hatta bu piyasalarda bankacılık hizmetleri sunabilmektedir. Bu nedenlerle birlikte, değeri trilyonlarca dolara ulaşma potansiyeli taşıyan bu yeni piyasaların 'fiyat istikrarını' etkileyebileceği ihtimali de tüm dünyadaki merkez bankalarının dijital para projelerini başlatmasına ve hızlandırmasına vesile olmuştur."
Erdamar, son birkaç ay içerisinde Çin Merkez Bankası tarafından 'dijital Yuan' projesi hayata geçirilmiş, ABD bankacılık düzenleme kuruluşu OCC (Office of the Comptroller of the Currency) tarafından bankaların artık uluslararası para transferlerinde Blockchain teknolojisinden faydalanabileceklerine izin verilmiştir. Bununla birlikte Facebook, 'Diem' olarak yeniden anlandırdığı dijital para projesiyle Whatsapp ve Instagram gibi çok yaygın kullanılan uygulamalardan yakın bir zaman içerisinde hem para transferi hem kredi verme olanaklarının mümkün olabileceğinin sinyallerini vermektedir. Böyle rekabetçi ortamda, TCMB’nin 'dijital para' projesini çok önemli buluyorum" ( Erdamar’ın sözlerinin devamında bu konuyla ilgili detayları yazdık) yorumunda bulunuyor.
Dijital ve kripto paraların geleceğine dair de açıklamalarda da bulunan Erdamar, "Kağıt paralar ve kredi kartları hayatımızda olmaya devam etse de başta onları tamamlayıcı, zamanla onların yerini alabilecek, Merkez Bankası dijital para projeleri birer birer hayata geçecek. Bu durum da tüm vatandaşlara, 7-24 global para transferi imkanı, daha geniş yatırım araçları olanakları, finansal desteklere daha rahat ulaşım, daha hızlı, kolay ve güvenli alışveriş imkanı sağlayacak. Kripto paraların sağladığı finansal özgürlük ortamına teknoloji firmalarının dijital paralarıyla kolay kullanım ve hızlı ödeme seçenekleri, Merkez Bankası dijital paralarıyla da güven ve istikrar eklenecek" diye de konuşuyor.
Dünyadan birbiri ardına gelen bu gelişmeler arasında elbette ülkemizde de blokzincir, kripto para, dijital para teknolojisinin yükselişi ve öngörüleri doğru değerlendirilerek 2020 plan ve hedeflerine resmi olarak dahil edilen bir süreç yaşandı. Erdamarın konuşmasında çok önemli bulduğunu söylediği TCMB 'dijital para' projesi.
‘Dijital para’ projesi hedefi ile ilgili başlıklar 2020 Cumhurbaşkanlığı Yıllık Programı’nda da yer aldı. Buradaki bilgilere göre ülkemize özgü blokzincir tabanlı ilk dijital merkez bankası parasının uygulamaya konulacağını görüyoruz ki bu da heyecan duyulacak bir haber olarak yazımıza ekleniyor:
Merkez Bankası'ndan dijital para hamlesi!
Merkez Bankası, dijital paranın gerçek hayatta kullanılabilirliğini test etmek ve tasarım anlamında da yeni prototip sistemler geliştirmek için düğmeye bastı.
Merkez Bankası Dijital Para Ar-Ge projesi başlatarak, pilot uygulama için hazırlıklara başladı.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) 2020 yıllık raporunda finansal inovasyon alanında yapılan çalışmalar anlatıldı. Merkez Bankası’nda geçen yıl dijital para, blokzincir, makine öğrenme, yapay zekâ gibi merkez bankacılığının ve finansal sistemin geleceğini etkileyecek yenilikçi teknoloji alanlarında çok boyutlu araştırma faaliyetleri yürütmek üzere İnovasyon Genel Müdürlüğü kuruldu. Finansal İnovasyon Genel Müdürlüğü, bünyesinde yürütülen Ar-Ge faaliyetleri ile söz konusu teknolojilerin merkez bankacılığını ilgilendiren boyutlarına ilişkin kurumsal kapasite oluşturuldu.
Yürütülen proje kapsamında, Merkez Bankası’nda taraflar arasında aktarılabilen bir dijital paraya ilişkin kavramsal ispat çalışması yapıldı.
Kavramsal ispat çalışması ile elde edilen deneyim sonucunda “Dijital Para Ar-Ge Projesi” kapsamında pilot uygulama çalışmasının yapılması mümkün hale geldi. Ar-Ge projesi kapsamında yapılacak birinci aşama pilot uygulamaya ilişkin hazırlık çalışmalarının devam ettiği belirtildi. Pilot uygulama ile dijital paranın gerçek hayatta kullanılabilirliğine ilişkin senaryolar test edilerek, dijital paranın tasarımına ilişkin daha kapsamlı bulgular elde edilecek.
Blokzincir teknolojisi kullanılarak geliştirilen ve uygulamaya konması hedeflenen daha pek çok örnek sayılabilir fakat özellikle ülkelerin planları özelinden verilen örnekler, bu teknolojinin aslında hepimizi ne kadar yakından ilgilendirdiğini göstermektedir.
Görüldüğü üzere blokzincirin kullanılabileceği alanlar sınırsız. Bazı uzmanlar, 10 yıldan az bir süre içinde bu teknolojinin vergilerin toplanmasında kullanılacağını iddia ediyorlar. Finansal dolandırıcılığın ise blokzincir sayesinde kayda değer bir seviyede azalacağı öngörülüyor. Blokzincir büyük bir hızla küresel bir onay sistemi olmaya doğru ilerliyor.
Ancak işin çok daha önemli bir boyutu daha var:
Bu sanal para birimini ortaya çıkaran blokzincir( blockchain) teknolojisi.

Olay Sadece Para Değil! Geleceği Şekillendirecek En Büyük Teknolojilerden Biri Olan Blokzincir
Bitcoin'in yükselişiyle sık sık adını duymaya devam ettiğimiz kripto furyası tam gaz ediyor! Peki, blokzincir teknolojisini bu kadar önemli kılan şey nedir?
Geleceğin teknolojisi olarak görülen blockchain, geleneksel düzeni geride bıraktıracak birçok yeni teknolojiyi barındırıyor.
Son dönemde adını sıkça duymaya başladığımız blokzincir teknolojisi, şeffaflık, güvenlik ve değişmezlik sunan, dağıtık ve merkeziyetsiz bir sistem olarak tarif ediliyor. Bu sistem sayesinde her türlü varlığın ve değerin takibini ve ticaretini yapmak mümkün oluyor. Kurulan blockzincir sistemleri kullanım alanına göre, herkese açık, özel ya da izne bağlı şekilde dizayn edilebiliyor.
Merkeziyetsiz sistem birçok sektörün geleceğini şekillendirebilir.

Blokzincir teknolojisinin getirdiği en büyük değişimlerden biri merkeziyetsiz sisteme geçiş olabilir. Örneğin, geleneksel bankacılık modelinde bir para transferi yapacağınızda, işlem yaptığınız bankaya güvenmek durumundasınız. Merkeziyetsiz sistemlerde ise tüm işlemler akıllık kontratlar üzerinden yapılıyor. Herhangi bir kişi ya da kurumun işleyişe etkisi bulunmuyor. Bu nedenle bağımsız olarak kabul ediliyor.
Blokzincir teknolojisi Bitcoin ile sınırlı değil!
Blokzincir teknolojisi genellikle Bitcoin ile karıştırılıyor. Blokzincir, Bitcoin ve diğer altcoin'lerin kullandığı güvenilir ve bağımsız bir teknolojidir. Bitcoin, blokzincir teknolojisini kripto para transferinde kullananan bir sistemdir. Blokzincir teknolojisi ise çok daha geniş bir kullanım alanına sahiptir.
Blokzincir teknolojisinin en çok etkileyeceği sektörlerin başında bankacılık ve ödeme sistemleri geliyor.
Gelişen bankacılık teknolojileri sayesinde basılı paranın kullanımı her geçen gün azalıyor ve yerini bankacılık ürünleri alıyor. Blokzincir teknolojisi ise bu dönüşümü başka bir boyuta taşıma potansiyeline sahip. Blokzincir sayesinde geleneksel bankacılıktaki operasyon sürecinden bağımsız transfer işlemleri yapılabilir hem de tamamen takipsiz ve güvenilir bir altyapıyla!
Kredilendirme sistemlerinin yeni baştan tasarlanmasını sağlayacak akıllı sözleşmeler de sektörün geleceğini etkileyecek başlıklardan biri. 'Merkeziyetsiz finans' adı verilen DeFi uygulamaları da bu konuda fikir verici olacaktır.
Gelişen blokzincir sistemleri sayesinde geleneksel bankacılık masrafları minimum seviyelere indirilebilir.
Adını sıkça duyduğumuz birçok altcoin, geleneksel bankacılık masraflarını ya da kripto dünyasında gas fee olarak adlandırılan maliyetleri minimuma indirmeyi amaçlayan teknolojiler sunuyor. Bu teknolojiler sayesinde para transferlerini güvenilir, değiştirilemez ve takip edilemez şekilde, minimum maliyetlerle gerçekleştirmek mümkün oluyor.
Sigortacılık sektörü için denklem değiştirecek yenilikler yolda.
Geleneksel sigortacılıkta bilgilerin korunması ve saklanması çeşitli riskler barındırıyor. Merkeziyetsiz bir altyapı sunan blokzincir sistemleri, güvenlik açısından sektörün geleceği için büyük önem arz ediyor. Aynı zamanda aracıyı ortadan kaldırma şansı sunduğu için sistematik, hızlı ve düşük maliyetli çözümler sunuyor.
Siber güvenlik ve bulut depolama konularında her geçen gün yeni adımlar atılıyor.
Dijital dönüşümle birlikte internet ortamında veri hırsızlığına dair birçok haber duyar olduk. Dev şirketlerin dahi bu durumlardan muzdarip olabildiğine de sıklıkla şahit oluyoruz. Blokzincir dağıtılmış defter teknolojisi, merkezi olmayan ve güvenilir altyapılar sunarak siber güvenlik tehditlerine karşı önlem almada önemli bir araç olabilir.
Tedarik zinciri ve lojistik sektörleri de blokzincir teknolojisine entegre hale gelebilir.
Nakliye şirketleri, e-ticaret devleri, global çapta ürünler sunan üretici firmalar... Blokzincir teknolojisi her sektörde rağbet görmeye devam ediyor. Blokzincir teknolojisi, lojistik tarafındaki yoğun evrak sürecini, gecikmeleri, hatalı işlemleri, yüksek maliyetleri, sahtekarlıkları ve daha birçok problemi kökünden çözecek alternatif yöntemler sunuyor. Uluslararası ticareti blokzincir teknolojisine entegre ederek işlevsel sistemler tasarlamak mümkün.
Yakın gelecekte devletler de blokzincir sistemlerini kullanabilir.
Birbiriyle entegre halde, hızlı ve sorunsuz çalışan güvenilir sistemler kurmayı mümkün hale getiren teknoloji, blokzincir'in devlet sistemlerinde kullanılmasını da sağlayacaktır. Kişisel verilerin gizliliği, hataların minimuma indirilmesi, maliyetlerin azaltılması gibi birçok konu yeni uygulamalarla kökten çözülebilir. Gelecekte seçimlerin dahi bu sistemlerle yapılması hiç de şaşırtıcı olmayacaktır.
Dijital eserlerin alım satımı ve e-ticaret.
Son dönemde oldukça popüler hale gelen NFT teknolojileri, özellikle dijital alanda eserler üreten sanatçılar için büyük bir değişim olarak ön plana çıktı. Bu teknoloji sayesinde sanatçılar aracıya gerek duymaksızın, telif haklarını koruyarak eserlerini birinci elden satabiliyorlar.
Amazon gibi e-ticaret devleri ödeme altyapılarında kripto teknolojisini kullanmak için şimdiden çeşitli anlaşmalar yapmaya başladı. Blokzincir sistemleriyle satıcılar; ödeme altyapısından nakliye operasyonuna, veri gizliliğinden muhasebe işlemlerine kadar tüm e-ticaret sürecini entegre bir şekilde, hatasız olarak yönetebilecek.
Sağlık sistemlerinde birçok yeniliğe şahit olabiliriz.
Blokzincir teknolojisinin kullanımıyla sağlık sektöründe de devrim niteliğinde değişimlere şahit olmamız mümkün. Merkezi olmayan ve değiştirilemeyen kayıt sistemi, veri yönetiminin optimize edilmesine olanak sağlayarak operasyon sürecini kolaylaştıracak, maliyetleri düşürecek ve hataların önüne geçecek.
Proje fonlama ve bahşiş konularında da birçok yenilikçi çözüm yakın.
ICO uygulamalarıyla birlikte proje fonlama alanında birçok yenilikçi sistem aktif olarak kullanılmaya başladı. Borsalardaki halka arz sistemine benzeyen ICO yöntemiyle token'lar üretilerek projelere destek toplanabiliyor. Para transferini güvenilir, düşük maliyetli ve takipsiz hale getiren sistemlerin bu alanda da geleceği şekillendireceğini söylemek sürpriz olmaz.
Değişim çoktan başladı!
Değişim çoktan başladı! Blokzincir(Blockchain) teknolojisinin gelecekte neleri değiştirebileceğinden bahsederken değişimin çoktan başladığını belirtmemek olmaz. Başta finans, tedarik zinciri, sağlık, sigortacılık gibi sektörler olmak üzere birçok alanda blokzincir uygulamaları kullanılmaya başladı.
Blokzincir farklı kuruluşlar tarafından kontrol edilen çoklu bilgisayar sisteminde bire bir kopyaların tutulduğu dijital bir dağıtık işlem defteri.
Gelişmiş bir şifreleme teknolojisine sahip olan sistem, yapılan her işlemin kaydını tutabiliyor. Kim kime ne ödedi, kim kiminle evlendi, hangi arazi kimin, kim evini hangi kaynaktan gelen enerjiyle aydınlattı… Aklınıza ne gelirse… Edurne Lolnaz ve Mayel de Borniol 2015 yılında evliliklerini bir devlet kurumunun onayıyla değil Blokzincir üzerinden gerçekleştirerek bir ilke imza attı bile.
Blokzincir teknolojisi bütün işlemlerin ve bütün dijital etkileşimlerin güvenli, şeffaf, hizmet dışı kalmaya karşı yüksek dirençli, denetlenebilir ve verimli şekilde kaydedilmesini sağlayan bir yapı sunuyor. İşte bu teknolojinin güvenli yapısı, nesnelerin interneti, endüstriyel internetin ihtiyaçlarına yanıt verebilir. Blokzincir sayesinde nesnelerin interneti, endüstriyel internet ekosisteminin geleneksel, aracı bazlı zincirlerinden kurtulması mümkün. Bu bağlamda nesnelerin interneti’nin,endüstriyel internet’in ayrılmaz bir parçası haline gelmesi beklenen blokzincir teknolojisi sayesinde milyarlarca cihaza her an erişmek, cihazlar arasında gerçekleştirilecek işlemleri koordine etmek mümkün olabilir.
Örneğin, bitcoin aracılığıyla bağlantılı cihazlar arasındaki finansal işlemler sorunsuz bir şekilde gerçekleştirilebilir. Karşımızda kim olduğunu bilmeden, merkezi bir otoriteye ve bir aracıya ihtiyaç duymadan ödeme yapabiliriz. Bir fabrikadaki akıllı makineler, değiştirilmesi gereken parçaların siparişini, insanların müdahalesine gerek kalmadan kendi kendine verirken artık ödemeyi de kendileri yapabilir. Blokzincir’in merkezi bir yapıya sahip olmaması, sistemi çok daha dayanıklı ve erişilebilir hale getirebilir.
Dünyanın dört bir yanındaki milyonlarca noktadan bu teknolojiye erişilebilir. Bu noktalardan herhangi biri çökse bile, diğer noktalar varlığını devam ettireceği için sistem zarar görmeden faaliyete devam edebilir.

Blockchain(Blokzincir) Nasıl Çalışıyor?
Blockchain’in kelime anlamı “blokzincir” demektir. Dijital sistemlerde bloklar birbirine zincir halkası gibi bağlanır ve bu bloklar onaylandıktan sonra değişmez, kırılmaz bir zincir oluşturur. Blokların değişmezliğinin sağlanması için “hash” kullanılarak her blokun parmak izi alınır ve bu parmak izleriyle bloklar sisteme yazılır. Parmak izlerinin alınması ve kontrolü için ağda bulunan herhangi bir işlemci (PC, sunucu, vb.) tarafından onay verilir.
Blokzincir’de ağdan çevrimdışı olup tekrar çevrimiçi olduğunuzda kaldığınız bloktan güncel bloka kadar bir kopyasını ağdaki işlemcilerden alırsınız. Böylece dağıtık olan sistemden herhangi bir işlemcinin dâhil olması ya da çıkması, veritabanın durması ya da hata oluşması anlamına gelmez.
Herhangi bir işlemci (PC, sunucu vb.) manipüle edilmek istendiği takdirde, diğer işlemcilerin oy birliği gerekir. Oybirliği sağlanmayan manipüle edilmiş işlemler, işlemciler (PC, sunucu, vb.) tarafından reddedilir ve blokzincir zincirine dâhil edilmez. Böylece veri bütünlüğü ve verinin doğruluğu sistemdeki dağıtık işlemciler tarafından sağlanır. Bu altyapısından dolayı blokzincir’i “merkezi olmayan”, herhangi bir yere bağlı olmayan altyapı olarak da değerlendirebiliriz.

Blokzincir’in Üstünlükleri
Blokzincir, potansiyelini birçok değerli özelliğine borçlu:
– Güvenilir ve ulaşılabilir: Geniş bir katılımcı kitlesi tarafından kullanıldığı için hiçbir arıza noktası içermez ve kesintilere ve saldırılara karşı direnç gösterecek şekilde tasarlanmıştır. Katılımcı ağında herhangi bir noktada bir hata olduğunda, diğer kullanıcılar operasyona devam ederek bilginin güvenliğini ve kullanışlılığını koruyabilir.
– Şeffaf: Blokzincirdeki’deki işlemler katılımcıların tamamının görebileceği bir şekilde yapılır. Bu da denetlenebilirliğini ve güveni artırır.
– Değişmez: Blokzincirde tespit yapılmadan bir değişiklik yapılması neredeyse imkânsızdır. Bu durum taşınan bilginin güvenilirliğini artırırken dolandırıcılık ihtimalini de azaltır.
– Geri alınamaz: İdari süreçleri kolaylaştıracak ve kayıtların doğruluğunu artıracak şekilde, işlemleri geri alınamaz biçimde yapmak mümkündür.
– Dijital: Neredeyse tüm varlıkların ve belgelerin tamamı şifrelenebilir ve sınırlandırılabilir veya defter kaydı olarak gösterilebilir. Bu durum blokzincir teknolojisinin mevcut uygulanma alanlarının ötesinde, şimdiye dek hayal edilenden bile daha geniş bir uygulama alanına sahip olduğu anlamına gelir.
Blokzincir Tüm Dünyada Yaygınlaşıyor
Şimdiden çok sayıda şirket endüstriyel internet ağlarını güçlendirmek amacıyla blokzinciri kullanmaya başlamış durumda. Örneğin “Samsung”, milyarlarca cihazın birbiriyle bağımsız bir şekilde iletişim kurabileceği ve kendi bakımını gerçekleştirebileceği bir sistem üzerinde çalışıyor. Sistem çerçevesinde kendi kendine deterjan siparişi verebilen ve kullanıcının tercihleri doğrultusunda en uygun fiyatlı deterjanı araştıran akıllı çamaşır makineleri test ediliyor.
“Filament” endüstriyel internet donanımları ve tarım, üretim, petrol gibi sektörlere yönelik endüstriyel uygulamalar için yazılımlar üreten bir girişim olarak bir başka örnek.
“Filament”’in kablosuz sensörleri, şirketlerin madencilik operasyonlarını ya da tarım arazilerindeki su akışını yönetmeye olanak veren otonom ağlar yaratıyor.
Cihazların tanımlanması ve birbirleri arasındaki iletişim, ağdaki her bağlantının kaydını tutan blokzincir altyapısı sayesinde güvence altına alınıyor.
Avustralyalı iletişim devi “Telstra” da blokzincir teknolojisini akıllı evlerdeki nesnelerin interneti ekosisteminin güvenliği amacıyla kullanıyor. Cihazların ürettiği şifreli veriler özel bir blokzincirde depolanıyor. Bu sayede kimlik tespiti kolaylaşıyor ve sistem çok daha güvenli bir hale geliyor.
Blokzincir endüstriyel internet cihazları ve sensörlerinin üretilen verileri paylaşabileceği ve ücret karşılığında satabileceği bir alışveriş platformuna da olanak tanıyabilir. Örneğin “Tilepay” şirketi, kullanıcıların cihazlarını blokzincir üzerinden kayıt edebileceği ve verilerini dijital para karşılığında gerçek zamanlı olarak satabileceği güvenli bir platform sağlıyor.

Blokzincir ve endüstriyel internet iş birliği yenilenebilir enerji kaynaklarının yaygınlaşması gibi amaçlara da hizmet edebilir. Akıllı güneş panelleri, ürettiği enerjiyi blokzincir üzerinden satarak kullanıcıya dijital para kazandırabilir.
Genel olarak kripto para(bitcoin ) ve blokzincir (blockchain) yapılarına baktığımız yazımıza, bu konularla ilgili görüşlerin COVID – 19 sonrası için ele alındığı;
Marmara Belediyeler Birliği Şehir Teknolojileri ve İnovasyon Merkezi tarafından (29 Nisan 2020, Çarşamba günü saat 21.00’de)gerçekleştirilen Covid-19 pandemisiyle beraber geleceğin akıllı şehirlerinin konuşulduğu Covid-19 ile Mücadelede Blok Zincir Teknolojisi webinarı’nda ele alınan kripto para ve blokzincir konularında yapılan konuşmalardan alıntılarla devam edelim.
Moderatörlüğünü Kadir Has Üniversitesi Yeni Medya Bölümü Öğr. Gör. Tansel Kaya’nın üstlendiği webinarda Kadir Has Üniversitesi Yeni Medya Bölümü Öğr. Gör. İsmail Hakkı Polat konuşmacı olarak yerini aldı.
Corona salgını sonrası dünyada bireyler, toplumlar ve devletler için öne çıkan dinamikler ve bunların yerel yönetimleri nasıl etkileyeceği, blokzincir/kripto para gibi kavramların salgın sonrası dünyada yerel yönetimlerin nasıl işine yarayacağı masaya yatırıldı.
Corona öncesi de konuşulan online eğitim, dijital değişim projeleri, uzaktan çalışma eğilimlerinin, bu eğilimlere sorulara cevaplar aranırken Corona ile beraber daha hızlı bir şekilde hayata geçirildiği ve Corona-Sonrası 4 Temel Değişim’in:
· Uzaktan konsepti
· Temassız (İş Yapış Şekillerinde temassız yaşam)
· Hijyenik
· Güvensiz (Sosyal ya da fiziksel temassızlıktan ortaya çıkan) olarak ortaya çıktığı İsmail Hakkı Polat tarafından yukarıda ki şekilde söylendi.
Bununla beraber İsmail H. Polat konuşmasına şöyle devam etti:
“Blokzincir’in hali hazırdaki akıllı şehir uygulamalarından dijital dönüşüm uygulamalarından en önemli farkı bu mevcut uygulamaların bilgi analiz ve karar mekanizmalarının böyle süper merkezi, otomatize ya da yapay zekaya dayalı ve giderek birer büyük biradere dönüşmesi olası sistemler üzerinden değil,tam anlamıyla halkın katılımcılığına dayanan ve aslında daha otonom daha konsensus tabanlı, onların fikrinin sorulduğu daha dağıtık bir işleyiş yaratmasıdır.”
Moderatör Tansel Kaya’da “ Salgın ve sonrasında kripto para ve blokzinciri ele aldığı konuşmada şunları ifade etti;
“ Bunlar bittikten sonra sosyo-ekonomik değişimde biz ne yapabiliriz.
Bu çünkü sadece insanların hayatını kaybettiği bir rahatsızlık değil. Bunun ötesinde hayatı felç eden, hayatı durduran ve ekonomik olarak üretimi çok ciddi anlamda düşüren bir salgın. Bunun ötesinde de devletlerin bunlara verdiği tepkiye baktığımızda, bazılarının aşırı olarak nitelendirdiği çok yoğun önlem paketleri var. Ve bu önlem paketleri de normal koşullarda hayata geçirilemez, bizim kendi aramızda konuştuğumuz. Buralardan ortaya çıkacak ekonomik önlemler vb. çalışmalarla ilgili kripto paraların, blokzincirlerin yapabileceği şeyler var.
Bunlar tabi küreselde sağlıkla ilgili yapılabilecek şeyler. Yerelde yerel yönetimlerde ne yapılabilir ? Bitcoin (kripto para) blokzinciri hayatımıza sokan bir proje oldu. Bunlar açık kaynak kodlu projeler. Prensip olarak bir blokzincir projesi, bir kripto para projesi şeffaflık prensibine uyuyorsa açık kaynak kodlu prensibine uyuyorsa öyle çok önemli değil.
Genelde de bir projenin saygı görebilmesi adam yerine konması için hem açık olması lazım hem bütün soruları cevaplaması lazım, bir topluluğunun olması lazım, ne istikamete gittiğinin bilinmesi lazım, neyi nasıl yaptığını bilmesi lazım. Eğer kripto paradan söz ediyorsak oraya paranızı emenet ediyorsunuz, yani onu bir değer depolama aracı olarak kullanıyorsunuz. İyi bilmeniz lazım, bir şirket olarak, bir devlet olarak kullanacaksanızda itimat edebilmeniz lazım.”
Konuşmanın devamında şöyle bir soru geldi:
Blokzincir teknolojisi uygulanarak hayata geçirilmiş bir kamu projesi
var mı ?
İsmail H.Polat;”Var diyerek başladığı sözlerini şu şekilde devam ettirdi:
Ticaret Bakanlığı’nın şu anda gümrük işlemlerini blokzincir üzerinden geçirmek için geçen sene başladığı bir proje vardı. Ve şu anda dış ticarette birkaç ülke ile anlaşılarak İspanya, Hollanda galiba bunlar iki tanesi, onlardan gelecek malların herhangibir aracı olmadan Hollanda gümrüğü ya da Türkiye gümrüğü olmaksızın yapılan Akılı Sözleşmeler Protokolü dahilinde belli kısımların görülebileceği şekilde izinli bir veritabanı. Yerel yönetimlerde yavaş yavaş bu teknolojileri uygulamaya başlayacaklar”.
Konuşmaların bu noktasında söz isteyen Dr.Kenan Güler (CEO,Güler Dinamik) önemli bilgiler verdi:
“İsmail hoca’nın söylediği Ticaret Bakanlığı ile ilgili kısım, kamu bir şeyler yapıyor,aslında Ticaret Bakanlığı ile çalışan o projeyi de yapan biziz.
Ben aslında Gümrük Müşaviri’yim. 33 yıllıkbir Gümrük Müşaviri’yim. 2017’den bu yana da doktora projesinde tezimi yazarken bir şekilde bir article’dan etkilendiğim gecenin iki – ikibuçuğunda etkilendiğim bir yapıdan yatırım kararı aldığımız bir yapı. Şu anda biz tamamen private üzerinde geliştirmeler yapıyoruz, Bakanlığımızla çalışıyoruz.Bakanlığımız şu anda bir uluslar arası belgenin blockchain’e taşınmasıyla ilgili çalışmalar yapıyor. Bunun dışında 3-4 tane daha proje var. Ticaret Bakanlığı bu noktada çok ileri seviyede devam ediyor. Şöyle söyliyim, bu çok önemli bir şey, belki ilk defa sizde duyacaksınız; Ticaret Bakanlığı’mızda bir daire var. Davranışsal Kamu Politikiları ve Yeni Nesil Teknolojiler Dairesi, burada çok harika arkadaşlar var teknik anlamda, pratik anlamda çok harika arkadaşlar var, bu arkadaşlar bütün bu konuyu blockchain vb. konuları çalışıyorlar.Ayrıca blockchain’de baktığımızda iki konu var. En öncelikli Fintech, diğeri de Supplay Chain. Biz işin Supply Chain tarafındayız. End to End (uçtan uca) yapılan, bir işleyişten bahsediyorz. Ve biz bir proje yaptık. 2018’de Lyon’dan Manisa’ya iki palet getirdik. Tabi orda şey gümrük idareleri yoktu. Tabi 8-9 taraf vardı orda. Biliyorsunuz bu tip private yapılarda bir iletişim olması gerekiyor. Bunu sağladıktan sonra artık işin akışı farklı biryere gidiyor. Tabi önümüzdeki günlerde aslında gecenin webinar’ın esas işleyişi ile COVID – 19 bazı yapıları hızlandırmaya başladı. İnanamazsınız biz bazı bankalarla görüşüyoruz. Bankalar arıyorlar neler yapabiliriz, özel sektör arıyor neler yapabiliriz.
Yani birkaç sene birazda, işte Gartner ve bunun gibi yapılar, bunların yayınlarına baktığımızda 2022 görünüyor. 2022’den sonra bu işin çok daha hızlı olacağı görülüyor. 2023 sonuna kadar bir ciddi anlamda private olarak çalışacak yapıların pilotlanması , şu an uluslar arası bazda çalışmalar yapılıyor, ulusal bazda var, uluslar arası bazda var , çok böyle kendi içlerinde olan şeyler var iki üç parti, benim söylediğim şeyler. Blockchain’de biliyorsunuz taraflar 30’a kadar çıkabiliyor. 40’a kadar çıkabiliyor. Böyle yapıların oluşması çok önemli ve bizim ülkemiz aslında diğer ülkelere göre aynı seviyedeyiz. Başlangıç açısından aynı seviyedeyiz. Hiç kimse bizden ileri değil biz de hiç kimseden çokda geride değiliz.. Yani ben ciddi anlamda rekabetçi bi yapıda olacağımızı ve ihracatımızında blockchainle, bu tip teknolojilerle çok daha rekabrtçi bir ortamda bütün dünya ya açılabileceğini görüyorum. Tekrar çok teşekkür ederim.”
Devamında:
Bir Büyükşehir Belediyesi’nin kripto para çıkartma yönüyle ilgili hazırlığı olduğu konusu, sosyal yardımlar, vergi ödemeleri ve vatandaş ile ilgili yürütülecek tüm etkinlikliklerde kripto para kullanılması ile görüşlerin sorulması üzerine;
İsmail H.Polat şu cevabı verdi:”Burada Konya Büyükşehir Belediyesi’nden bahsediliyor. Konya Büyükşehir Belediyesi’nin Ocak ayındaki Akıllı Şehirler Etkinliği’nde ortaya attığı bir şey var işte şehir coin diye bir olgu var aslında. Bu önümüzdeki dönemde aslında birtakım şehiriçi ya da kent içi diyelim il ya da ilçe fark etmez kentte özellikle hani şu kripto parayı biraz tahvil gibi düşünürsek aslında yerel yönetimlerin ve o yerel yönetimlerin bağlamında hinterlan’dındaki küçük işletmelere can suyu olabilecek bir işleyişte yaratabilir bu. Benim ilk bazda şehirlerden ilk gördüğüm bu. Dolayısıyla hani buralarda, özellikle hani biraz daha kitle fonlamalı bir kripto para modeli’nin iyi gidebileceğini düşünüyorum. Dolayısıyla tüm etkinliklerde sadece kripto para değil blokzincir olarak ve oy hakkı olarak, katılım hakkı olarak vatandaşın eğilimini ölçme ve onun doğrultusunda yerel yönetiminde aynı zamanda o nabzıda dikkate alarak kendi sevk ve idaresini yapması yönetişim anlamında bence önemli bir şey olarak görünüyor”
Yazımızın buraya kadar olan bölümünde kripto para ve blokzincirin güven veren taraflarıyla iş ve yaşam döngümüzdeki yerine bir göz attık.
Bu bölümde Blokzincir neden sihirli bir değnek değil dahil olmak üzere devletler tarafında nerelerde daha çok uygulama alanları var başlıklar halinde ele alacağız.
Devletler blokzincir potansiyelini nasıl kullanabilir?

Devletler, karışık sonuçlarla blokzinciri uygulamaya çalıştı. Ancak doğru kullanım örneklerini bulmak, kurumların teknolojinin tam potansiyelini fark etmelerine yardımcı olabilir.
Birçok devlet, blokzincirin güvenlik ve operasyonel zorluklar gibi sorunlar için oyunun kurallarını değiştireceğini umuyordu. Aslında bu teknoloji, arazi kullanım kaydı gibi işlemlerin hızının artırılması dahil olmak üzere birçok alanda kurumların iyileştirme yapmalarına yardımcı olma potansiyeline sahiptir.
Bununla birlikte, günlük operasyonlarında blokzincir uygulayan hükümetler karışık sonuçlar gördü. Genellikle kurumlar başka bir teknolojik çözümün eksikliği veya yanıltıcı yapılanmalardan dolayı blokzincir'e yönelirler. Blokzincir, daha geleneksel teknolojilere kıyasla güvenliği büyük ölçüde artırsa da, başarısı belirli bir soruna uygulanmasına ve uygun kullanım örneklerinin belirlenmesine bağlıdır.
Blokzincir kullanan küresel kurumların başarısından haberdar olarak, devletlerin teknolojinin tam potansiyelini nasıl ortaya çıkarabileceğini gösteren beş kullanım durumu tanımladık. Blokzincir'in faydası paydaşların benimsemesine bağlı olduğundan, devlet kurumları, belirli devlet verilerine ödeme yapmadan erişim sağlamak veya kullanıcıları dahil etmek için işlem hizmeti ücretlerini düşürmek için federal krediler sunmak gibi ekonomik teşvikleri kullanabilir. Blokzincir'i başarıyla uygulayan kurumlar , vatandaşların güvenini artırabilir ve hem devlet hem de vatandaşları için değer üretebilir.
Blokzincir neden sihirli bir değnek değil
Blokzincir henüz geniş ölçekte yaygın bir şekilde benimsenmiş değil. Çoğu zaman, devletler potansiyel engellerin değerlendirmesini atlayarak doğrudan uygulamaya atlarlar. Aşağıda, devlet kurumlarının başlangıçta karşılaşabileceği zorlukların birkaç örneği verilmiştir, ancak bunlar kapsamlı değildir.
Blokzincir'in takma adlı işlemleri, bir kişinin gerçek kimliğini keşfedilmekten korumaya yardımcı olabilirken, birçok hükümetin bir işlemi gerçekleştirmek için bir kullanıcının kimliğini güvenli bir şekilde doğrulaması gerekir.
Devletler , blok zinciri dijital kimliklerle entegre edebilir veya özel ve izinli blok zincirleri uygulayabilir (ticaret sözleşmelerinde ve belirli finansal sözleşmelerde kullanılır), ancak bu seçenekler ya çok karmaşıktır ya da gizlilik sorunlarına yol açabilir - örneğin, sosyal güvenlik faydaları dijital kimliklerle bağlantılıysa Kimlik, artık takma ad değiller. Ve bazı durumlarda, devlet kurumlarının, seçmenlerin oy pusulalarında olduğu gibi tam bir anonimliğe ihtiyacı vardır.
Blokzincirin genellikle güçlü güvenlik garantileri sağladığı düşünülse de, defterin boyutuna bağlıdır: daha küçük olanlar manipülasyona daha duyarlıdır. Aslında, bir kuruluşun veya bilgisayar korsanının, dolandırıcılık işlemlerine yol açabilecek şekilde, defterin düğüm ağının çoğunluğunun (yüzde 51 kuralı) kontrolünü ele geçirmesi mümkündür.
Devlette kullanım durumları
Devletlerin blokzincir'in potansiyel faydalarını fark etmeleri için belirli kullanım durumlarını tanımlamaları gerekecek. Beş kullanım durumu, devletlerin gerçek sorunları çözmek için blokzincir'i nasıl uygulayabileceğini göstermektedir.
Mülkiyet kanıtı ve devir
Arazi işlemleri ve mülkiyet kanıtı talepleri, devlet kurumlarına dokümantasyon ve idari işler yükleyebilir. Hükümetler, blok zinciri kullanarak arazi, mülk ve araçlar gibi varlık işlemlerini halka açık bir defterde kalıcı olarak saklayabilir.
Örneğin, Gürcistan hükümetinin tapu sicil dairesi, ülke sınırları içindeki arazi mülkiyeti ve gayrimenkul işlemlerini takip etmek için bir tapu sicil aracı öncülük etti. Sonuç olarak, hükümet arazi alım satımlarında daha fazla şeffaflığa sahiptir ve ilgilenen vatandaşlar, tüm ilk ve sonraki satışlar kaydedildiği, zaman damgalı olduğu ve kalıcı olarak saklandığı için bir arazi parçasını arayabilir ve doğru bilgi alabilir. Dağıtılmış defter daha güvenli olduğundan, bu süreç aynı zamanda yolsuzluk olasılığını da büyük ölçüde azaltır.
Kendi kendini yürüten sözleşmeler
Geleneksel yasal sözleşme uygulaması hem hükümetler hem de vatandaşları için maliyetlidir. Bununla birlikte, blokzincir tarafından etkinleştirilen akıllı, kendi kendini yürüten sözleşmeler, aracılara olan ihtiyacı ortadan kaldırabilir ve sözleşme oluşturma ve yürütmeyi potansiyel olarak iyileştirebilir. Bu sözleşmeler ağ içinde herkese açık ve güvenlidir.
Örneğin, İsveç tapu sicili, arazi tapu transferleri için blokzincir tabanlı bir çözüm kullanıyor. Akıllı sözleşmeler yoluyla noter onayının kaldırılması ve kaldırılması, işlem süresini yüzde 90'dan fazla azalttı. Bazı endüstriler, çeşitli ülkeler arasındaki mal akışını iyileştirmek için blokzincir üzerinden akıllı, kendi kendini yürüten ticaret sözleşmeleri kullanan konsorsiyumlar oluşturmaya çalıştı.
Sosyal yardım yönetimi
İşsizlik gibi sosyal faydalar sağlayan hükümet sistemleri, siber saldırganlar gibi belirli kişiler ve gruplar tarafından kötüye kullanılabilir ve sızabilir. Blokzincir, kayıt yönetimini iyileştirebilir ve koruma sağlayabilir, ancak gizlilik konularının kapsamlı bir şekilde ele alınması gerekir. Şifrelenmiş hash anahtarını (dijital bir "parmak izi") blokzincirde saklarken anonimleştirilmiş kimlikleri ve verileri işveren veritabanlarında tutmak verilerin korunmasına yardımcı olabilir. Örneğin Hollanda, kullanımı daha kolay olduğu için yönetim maliyetlerini düşürme ek yararı olan emeklilik programını yönetmek için blokzincir tabanlı bir altyapı kullanıyor.
Belgelerin doğrulanması
Devletler, tüm vatandaşlarının belgelerini doğrulamak için sürekli olarak merkezi bulut tabanlı çözümler arıyor ve blokzincir bu çözüm olabilir. Teknoloji, vatandaş belgelerinin karma değerlerini blokzincirde saklayabilir ve hükümetlerin bu belgelerin her zaman onaylanmış ve kalıcı olarak zaman damgalı elektronik versiyonunu sağlamasına olanak tanır.
Örnek olarak, MIT, uygulamaların akademik sertifikaları ve diğer belgeleri blokzincir aracılığıyla yayınlamak için oluşturulabileceği açık bir standart olan Blockcerts'ı yarattı. Malta hükümeti, Eğitim ve İstihdam Bakanlığı'nın blokzincir kullanarak herhangi bir akademik kimlik bilgisini doğrulayabileceği bir sistemi uygulamak için de bu standardı kullandı.
Patent koruması
Blok zinciri, işlemlere herhangi bir zamanda kalıcı olarak zaman damgası uygulayabildiğinden, şirketler veya bireyler, zahmetli gönderim sürecine katlanmadan patent başvurusunda bulunabilirler. Gerçek patent doğrulaması zaman alabilse de, dosyalama ile ilgili zaman damgası, birden çok patentle ilgili anlaşmazlığın çözülmesine yardımcı olabilir ve potansiyel olarak maliyetli davaları önleyebilir.
Örneğin, bir şirket tam patent başvurusu ve dosyalama işlemlerinden geçmeden önce bir belgeye zaman damgası vurabilir; bu nedenle, bir rakip benzer bir patenti tescil ettirmeye çalışırsa, fikre önce hangi tarafın sahip olduğunu kanıtlamak kolaydır. Ayrıca, patent belgelerine şifreleme yoluyla koruma sağlayan bir işlem karması verilir.
Devletler nasıl ilerlemelidir?
Blokzincir geliştikçe, devletler için yıkıcı bir güç olarak umut vermeye devam ediyor. Bu dağıtılmış defter teknolojisini en iyi şekilde kullanmak için devlet kurumları üç adım atmalıdır:
Çözülmekte olan sorunu belirleyip ve temel performans göstergeleri (KPI'ler), katılımcı teşvikleri, teknoloji uyumluluğu ve gerekli yatırım dahil olmak üzere bir iş senaryosunu tanımlamak için yeterli ayrıntıyı sağlamalılar . Bu süreç, problemi çözmek için blok zincirinin en basit ve en iyi yaklaşım olmasını sağlamalıdır.
En bariz kullanım durumları için kavram kanıtları ve blok zinciri altyapısı geliştirmeliler (belgelerin zaman damgası ve doğrulanması veya minimum karşılıklı güven ile eşler arası işlemlerin yürütülmesi gibi).
Faydalar, azaltılmış maliyetler veya oluşturulan teşvikler gibi nicel temel performans göstergelerinin yanı sıra, iş yapma kolaylığı endeksi gibi sıralamaları etkileyebilecek şeffaflık gibi nitel temel performans göstergeleri içerebilir.
Avantajlar ortaya çıktığında, mevcut kullanım örneklerini ölçeklendirip ve teknolojiyi, birden çok varlık ve veri kümesini içeren süreçler gibi diğer daha karmaşık kullanım durumlarına uygulamalılar.
Devletler, tüm olası faydaları elde etmek ve organizasyon genelinde blokzincirin ölçeklenmesine yardımcı olmak için gereken yönetişimi oluşturmalıdır. Blokzinciri etkin bir şekilde geliştirmek ve yönetmek için kuruluşların, yazılım geliştirmeyi başarıyla gerçekleştirebilecek daha büyük bir çalışan havuzunu işe almaları gerekecektir.
Devletler, doğru kullanım durumlarını oluşturmaya ve ölçeklenebilir bir dağıtım yaklaşımı oluşturmaya odaklanarak, blokzincirin tüm potansiyelini kullanabilir, yolsuzluk ve aracılık dışı bırakma olaylarını azaltabilir ve vatandaşların güvenini oluşturabilir.
Yazımızın son bölümünde ise kripto para biriminde ve akıllı sözleşme platformlarında gittikçe bazıları yapılandırma şekilleri temelli daha fazla ortaya çıkan güvenlik açıklarını ve hacklenen blokzincirleri yazdık.
Hacklenemez sanılan , blokzincirler artık saldırıya uğruyor
2019 Ocak ayı başlarında, Coinbase'deki güvenlik ekibi, insanların Coinbase'in popüler değişim platformunu kullanarak alıp satabilecekleri kripto para birimlerinden biri olan Ethereum Classic'te garip bir şeyler olduğunu fark etti. Blokzincir , tüm işlemlerin tarihçesi saldırı altındaydı.
Bir saldırgan bir şekilde ağın bilgi işlem gücünün yarısından fazlasının kontrolünü ele geçirdi ve bunu işlem geçmişini yeniden yazmak için kullanıyordu. Bu, aynı kripto para birimini birden fazla harcamayı mümkün kıldı. Bu "çifte harcama" olarak bilinir. Saldırgan 1,1 milyon dolarlık bir parayı çekerken görüldü . Coinbase, hesaplarının hiçbirinden gerçekte hiçbir para biriminin çalınmadığını iddia etti. Ancak ikinci bir popüler borsa olan Gate.io, saldırgana karşı yaklaşık 200.000 dolar kaybettiği için çok şanslı olmadığını itiraf etti (tuhaf bir şekilde yarısını günler sonra geri verdi).
Bu tarihten bir yıl önce(2018), bu kabus senaryosu çoğunlukla teorikti. Ancak Ethereum Classic'e yönelik sözde %51 saldırısı, gelişmekte olan endüstri için riskleri artıran blok zincirlerine yapılan bir dizi son saldırının sadece sonuncusuydu.
Bilgisayar korsanları, 2017'nin başından bu yana, çoğunlukla borsalardan olmak üzere tam olarak kamuoyuna açıklanan yaklaşık 2 milyar dolar değerinde kripto para çaldılar. Bunlar sadece fırsatçı yalnız saldırganlar da değil. Sofistike siber suç örgütleri de şimdi bunu yapıyor: analitik firması Chainalysis, 2019 yılı başlarında , her ikisi de görünüşte o tarihlerde hala aktif olan sadece iki grubun borsalardan toplam 1 milyar dolar çalmış olabileceğini söyledi.
Şaşırmamalıyız. Blokzincirler hırsızlar için özellikle çekicidir çünkü dolandırıcılık işlemleri geleneksel finansal sistemde sıklıkla olduğu gibi tersine çevrilemez. Bunun yanı sıra, blokzincirlerinin benzersiz güvenlik özelliklerine sahip oldukları gibi, benzersiz güvenlik açıklarına da sahip olduklarını da uzun zamandır bilinmekte. Bu açıdan bakıldığında Teknolojiyi “hacklenemez” olarak nitelendiren pazarlama sloganları ve manşetleri kesinlikle yanlış bir değerlendirme.
Bu, en azından teoride, Bitcoin on yıl önce ortaya çıktığından beri anlaşıldı. Ancak 2018 yılında, yeni kripto para birimi projelerinin artışında , bunun pratikte ne anlama geldiğini ve bu doğal zayıflıkların blok zincirlerini ve dijital varlıkların geleceği için ne anlama geldiği görülmeye başlandı.
Bir blokzinciri nasıl hacklersiniz?
Daha ileri gitmeden önce, birkaç terimi açıklığa kavuşturalım.
Bir blokzincir , her biri en güncel sürümün bir kopyasını saklayan bir bilgisayar ağı tarafından tutulan kriptografik bir veritabanıdır. Bir blok zinciri protokolü , düğüm adı verilen ağdaki bilgisayarların yeni işlemleri nasıl doğrulaması ve bunları veritabanına nasıl ekleyeceğini belirleyen bir dizi kuraldır . Protokol, düğümlerin kişisel kazanç için ağa saldırmak yerine ağın güvenliğini sağlamaya yönelik çalışmaları için teşvikler oluşturmak için kriptografi, oyun teorisi ve ekonomi kullanır. Doğru bir şekilde kurulursa, bu sistem yanlış işlemler eklemeyi son derece zor ve pahalı hale getirebilir, ancak geçerli olanları doğrulamayı nispeten daha kolaydır.
Teknolojiyi finanstan başlayarak birçok endüstriye bu kadar çekici kılan da bu. Yakında Fidelity Investments ve New York Menkul Kıymetler Borsası'nın sahibi Intercontinental Exchange gibi büyük kurumların lansman hizmetleri, blokzincirleri mevcut finansal sisteme dahil etmeye başlayacak. Merkez bankaları bile şimdi bunları yeni dijital ulusal para birimi formları için kullanmayı araştırıyor.
Ancak bir blokzincir sistemi ne kadar karmaşıksa, onu kurarken hata yapmanın o kadar fazla yolu vardır. Bu 2019 Şubat ayı başlarında, kullanıcıların özel olarak işlem yapmasına izin vermek için son derece karmaşık matematik kullanan bir kripto para birimi olan Zcash'ten sorumlu şirket, yanlışlıkla protokole giren " ince bir kriptografik kusuru " gizlice düzelttiğini ortaya çıkardı . Bir saldırgan, onu sınırsız sahte Zcash yapmak için kullanabilirdi. Neyse ki, kimse bunu gerçekten yapmamış gibi görünüyor.
Güvenli olması gereken tek şey protokol değildir. Kendi başınıza kripto para ticareti yapmak veya bir düğüm çalıştırmak için, güvenlik açıkları da içerebilen bir yazılım istemcisi çalıştırmanız gerekir . 2018 Eylül ayında, Bitcoin'in Bitcoin Core adlı ana istemcisinin geliştiricileri, saldırganların sistemin izin verdiğinden daha fazla bitcoin basmasına izin verebilecek bir hatayı ( ayrıca gizli olarak ) düzeltmek için uğraşmak zorunda kaldı.
Yine de, son manşet kapma hacklerinin çoğu, blok zincirlerin kendilerine değil, borsalara, insanların kripto para birimleri satın alabilecekleri, ticaret yapabilecekleri ve tutabilecekleri web sitelerine yapılan saldırılardı. Ve bu soygunların çoğu zayıf temel güvenlik uygulamalarından sorumlu tutulabilir. Bu, 2019 Ocak ayında Ethereum Classic'e karşı %51'lik bir saldırı ile değişti.
% 51 kuralı
Çoğu kripto para biriminin doğasında% 51 saldırılara duyarlılık vardır. Bunun nedeni, çoğu, işlemleri doğrulamak için protokol olarak iş kanıtı kullanan blok zincirlerine dayanmaktadır . Madencilik olarak da bilinen bu süreçte düğümler, veritabanına yeni işlemler hakkında bilgi eklemek için yeterince güvenilir olduklarını kanıtlamak için büyük miktarda bilgi işlem gücü harcarlar. Ağın madencilik gücünün çoğunluğunun kontrolünü bir şekilde ele geçiren bir madenci, diğer kullanıcılara ödeme göndererek ve ardından ödemelerin hiç gerçekleşmediği alternatif bir blokzincir sürümü oluşturarak dolandırabilir. Bu yeni sürüme çatal adı verilir. Madencilik gücünün çoğunu kontrol eden saldırgan, çatalı zincirin yetkili versiyonu haline getirebilir ve aynı kripto para birimini tekrar harcamaya devam edebilir.
Popüler blok zincirleri için, bu tür bir soyguna teşebbüs etmek muhtemelen son derece pahalı olacaktır. Crypto51 web sitesine göre , Bitcoin'e saldırmak için yeterli madencilik gücü kiralamak şu anda saatte 260.000 dolardan fazlaya mal olacak. Ancak, orada bulunan 1.500'den fazla kripto para birimi listesinde aşağı doğru ilerlediğinizde çok daha ucuza geliyor. Düşük para fiyatları, madencilerin makinelerini kapatmalarına ve ağları daha az korumalı hale getirmelerine neden olduğu için onu daha da ucuz hale getiriyor.
2018'in ortasına doğru saldırganlar, Verge, Monacoin ve Bitcoin Gold da dahil olmak üzere nispeten küçük, hafif işlem gören bir dizi madeni paraya %51 saldırmaya başladı ve toplamda yaklaşık 20 milyon dolar çaldı. 2018 sonbaharda, bilgisayar korsanları vertcoin adlı bir para birimine bir dizi saldırı kullanarak yaklaşık 100.000 dolar çaldılar. 1 milyon dolardan fazla netleşen Ethereum Classic'e karşı yapılan vuruş, ilk 20 para birimine karşı ilk oldu.
Blokzincir tabanlı dosya depolama platformu Sia'nın kurucu ortağı David Vorick, % 51 saldırıların sıklık ve ciddiyette artmaya devam edeceğini ve borsaların çift harcamaların neden olduğu hasarın yükünü alacağını tahmin ediyor . Bu eğilimi yönlendiren bir şey, saldırganların saldırılar için bilgi işlem gücünü kiralamak için kullanabilecekleri hashrate pazar yerlerinin yükselişi olduğunu söylüyor. Ethereum Classic hacklemesinden sonra Vorick, "Borsaların, hangi kripto para birimlerinin destekleneceğini seçerken sonuçta çok daha kısıtlayıcı olması gerekecek" diye yazıyor.
%51 saldırılarının yanı sıra, araştırmacıların yeni keşfetmeye başladığı yepyeni bir blockchain güvenlik zayıflığı seviyesi var: akıllı sözleşme hataları. Tesadüfen, Ethereum Classic - özellikle kökeninin arkasındaki hikaye - onları anlamak için de iyi bir başlangıç noktasıdır.
Akıllı Sözleşme, bir blokzincir ağında çalışan bir bilgisayar programıdır. Öngörülen kural ve koşullara göre cryptocurrency hareketini otomatikleştirmek için kullanılabilir. Bu, gerçek yasal sözleşmeleri veya karmaşık finansal işlemleri kolaylaştırmak gibi birçok potansiyel kullanıma sahiptir. Başka bir kullanım—buradaki ilgi konusu-bir risk sermayesi fonundaki tüm yatırımcıların paranın nasıl tahsis edileceğine toplu olarak karar verebilecekleri bir oylama mekanizması oluşturmaktır.
Merkezi Olmayan Otonom Organizasyon (DAO) adı verilen böyle bir fon, Ethereum adlı blokzincir sistemi kullanılarak 2016 yılında kuruldu. Kısa bir süre sonra, bir saldırgan, DAO'yu yöneten akıllı bir sözleşmedeki öngörülemeyen bir kusuru kullanarak 60 milyon dolardan fazla kripto para çaldı. Özünde, kusur, bilgisayar korsanının, sistem paranın zaten çekildiğini kaydetmeden hesaplardan para talep etmeye devam etmesine izin verdi.
Hack'in gösterdiği gibi, canlı bir akıllı sözleşmedeki bir hata, benzersiz bir tür acil durum yaratabilir. Geleneksel yazılımda, bir hata bir yama ile düzeltilebilir. Blokzincir dünyasında bu o kadar basit değil. ETH Zurich'te araştırma bilimcisi ve ChainSecurity adlı akıllı sözleşmeli bir güvenlik girişiminin kurucu ortağı olan Petar Tsankov, bir blockchain üzerindeki işlemler geri alınamayacağı için akıllı bir sözleşme dağıtmanın biraz roket fırlatmaya benzediğini söylüyor . "Yazılım hata yapamaz."
Bir tür düzeltmeler var. Yama yapılamasa da, bazı sözleşmeler, onlarla etkileşim kurmak için ek akıllı sözleşmeler dağıtarak "yükseltilebilir". Geliştiriciler, bir saldırı algılandığında tüm etkinliği durdurmak için bir ağda merkezi öldürme anahtarları da oluşturabilirler. Ancak parası zaten çalınmış kullanıcılar için çok geç olacaktır.
Parayı geri almanın tek yolu, etkili bir şekilde, geçmişi yeniden yazmaktır-saldırı gerçekleşmeden önce blokzincir üzerindeki noktaya geri dönmek, yeni bir blokzincir için bir çatal oluşturmak ve ağdaki herkesin bunu kullanmayı kabul etmesini sağlamaktır. Ethereum'un geliştiricileri bunu yapmayı seçti. Topluluğun çoğu, ama hepsi değil, şimdi Ethereum olarak bildiğimiz yeni zincire geçti. Ethereum Classic olan orijinal zincirde sıkışmış daha küçük bir grup.
Geçen ay, Tsankov'un ChainSecurity'deki ekibi Ethereum'u DAO felaketinin olası bir tekrarından kurtardı. Şirket, planlanan büyük bir yazılım güncellemesinden sadece bir gün önce, Ethereum'un lider geliştiricilerine, blok zincirindeki bazı sözleşmeleri DAO hackine yol açan aynı türden bir hataya yeni savunmasız bırakmanın istenmeyen sonuçlarına sahip olacağını söyledi. Geliştiriciler yükseltmeyi derhal erteledi ve 2019 Şubat ayının ilerleyen saatlerinde bir kez daha deneyeceklerdi.
Bununla birlikte, blokzincir güvenlik firması AnChain.ai'nin kurucu ortağı ve CEO'su Victor Fang'a göre, yüzlerce değerli Ethereum akıllı kontratı bu sözde yeniden giriş hatası için zaten savunmasızdı. 2018 yılında yapılan araştırmaya göre, on binlerce sözleşme başka türden bir güvenlik açığı içerebilir . Ve halka açık blok zincirlerinin doğası, bir akıllı sözleşme hatası varsa, hackerların onu bulacağı anlamına gelir, çünkü kaynak kodu genellikle blok zincirinde görünür. Daha önce siber güvenlik firması FireEye için çalışan Fang, "Bu, geleneksel siber güvenlikten çok farklı" diyor.
Hatalı sözleşmeler, özellikle binlerce veya milyonlarca doları tutanlar, en az bankalara veya hükümetlere saldıranlar kadar gelişmiş bilgisayar korsanlarını cezbetti. Ağustos ayında AnChain, popüler bir kumar oyunundaki bir sözleşme kusurunu 4 milyon dolar çalmak için kullanan son derece karmaşık bir saldırının arkasında beş Ethereum adresi belirledi.
Bilgisayar korsanları yenilebilir mi?
AnChain.ai, blokzincir hackleme tehdidini ele almak için oluşturulan birkaç yeni girişimden biridir. İşlemleri izlemek ve şüpheli etkinlikleri tespit etmek için yapay zeka kullanır ve bilinen güvenlik açıkları için akıllı sözleşme kodunu tarayabilir.
Tsankov'un zincir güvenliği de dahil olmak üzere diğer şirketler, resmi doğrulama adı verilen yerleşik bir bilgisayar bilimi tekniğine dayanan denetim hizmetleri geliştiriyorlar. Amaç, bir sözleşmenin kodunun aslında yaratıcılarının amaçladığı şeyi yapacağını matematiksel olarak kanıtlamaktır. 2018 yılında ya da öylesine ortaya çıkmaya başlayan bu denetim araçları, Akıllı sözleşme yaratıcılarının hataların çoğunu ortadan kaldırmasına izin verdi, diyor Tsankov. Ancak bu süreç pahalı ve zaman alıcı olabilir.
Blok zinciri tabanlı "hata ödülleri" oluşturmak için ek akıllı sözleşmeler kullanmak da mümkün olabilir. Cornell Üniversitesi'nin Kripto Para Birimleri ve Sözleşmeler Girişimi'nden bir araştırmacı olan Philip Daian , bunların insanları bir kripto para birimi ödülü karşılığında kusurları bildirmeye teşvik edeceğini söylüyor .
Ancak kodun temiz olduğundan emin olmak yalnızca bir yere kadar gidecektir. Sonuçta bir blokzincir, insanların öngörülemeyen davranışlarına bağlı olan karmaşık bir ekonomik sistemdir ve insanlar her zaman onu avlamak için yeni yollar arayacaklardır. Daian ve meslektaşları, örneğin, saldırganların popüler Ethereum akıllı sözleşmelerini oynayarak nasıl kar elde edeceklerini zaten anladıklarını gösterdi
Kısacası, blokzincir teknolojisi güvenlikli olarak uzun süredir lanse edilmiş olsa da, belirli koşullar altında oldukça savunmasız olabilir. Bununla ilgili bazen kalitesiz yürütme veya kasıtsız yazılım hataları suçlanabilir. Diğer zamanlarda, bu daha çok kod, blokzincir ekonomisi ve insan açgözlülüğü arasındaki etkileşimlerin karmaşık sonucu olan gri bir alandır. Bu teknolojinin başlangıcından beri teoride biliniyor. Artık dünyada pek çok blokzincir var, bunun gerçekte ne anlama geldiğini genellikle zor yoldan öğreniyoruz.
Sonuç;
Ülkemiz banka, özel sektör, kamu taraflarının kripto para, dijital para , blokzincir yatırımları’nın(%51 saldırılarına karşı siber güvenlik destekli), ekonomiye katkı bağlamında ve ulusal, uluslararası ekonomik ilişkilerde temassız, güvenli ticaret kapsamında regülasyonlara uygun şekilde hayata geçirilmesi gerekliliğini (COVID – 19 sonrası yeni normal iş yapış şekillerinde etkili olacağını da gözardı etmeden) görmezden gelmemeliyiz.
Kaynaklar :
1. Endüstriyel İnternetin Olmazsa Olmazı:
Bitcoin ve Blokzincir I,II, III
1 Haziran 2017, 6 Haziran 2017, 12 Haziran 2017
(geturkiyeblog web sayfası)
2. 2019 Yılında Blok Zinciri Teknolojisi’nde Neler Oldu?
(FordBlog,Hayriye Karadeniz, 30.12.2019)
3. Covid-19 ile Mücadelede Blok Zincir Teknolojisi webinarı
(29 Nisan 2020, Çarşamba günü saat 21.00’de)
4. Konya, kendi ekosistemini ‘şehir coin’ ile kuracak
(ntv web sayfası)
5. Blok Zinciri ile Nesnelerin İnterneti İçin Güvenli Bir Model
(Karel Blog , Yazar: Cavit Kara)
6. mobisad org /mobisad-il-temsilcileri-yillik-degerlendirme- toplantisindan-onemli-notlar/
7. kocaelioncu com/gundem/yeni-nesil-dijital-teknolojiler-kripto-parablokzincir-h28453.html
Yeni nesil (dijital) teknolojiler: Kripto para/blokzincir,
27 Mayıs 2020, Necmi Özdemir
8. onedio com/haber/olay-sadece-para-degil-gelecegi-sekillendirecek-en-buyuk-teknolojilerden-biri-olan-blockchain-975029
9. mckinsey com/search?q=blockchain
How governments can harness the potential of blockchain
November 6, 2020 By Ameep Pandey
10. technologyreview com/2019/02/19/239592/once-hailed-as- unhackable-blockchains-are-now-getting-hacked/
Once hailed as unhackable, blockchains are now getting hacked
by Mike Orcuttarchive February 19, 2019
11. ekonomi.haber7 com/ekonomi/haber/3083658-merkez-bankasindan-dijital-para-hamlesi
12. ntv com tr/ekonomi/merkez-bankalarinin-dijital-para-girisimlerinin-hiz-kazanmasi-bekleniyor
Katkıları için Hüsnü Baysal’a teşekkürler.