Her yıl 25 Eylül – 1 Ekim tarihleri arasında kutlanan “İtfaiye Haftası”, köklü bir tarihe ve fedakârlıklarla dolu bir geleneğe sahip olan itfaiye teşkilatımızın önemini hatırlatmaktadır. Ancak bu haftayı kutlarken, İtfaiye Emekçilerinin yıllardır çözüm bekleyen sorunlarının gölgesinde olduğumuzu da unutmamalıyız. İtfaiyecilik, yalnızca yangınla mücadeleden ibaret değildir; Trafik kazalarından doğal afetlere, kurtarma operasyonlarından sel ve su baskınlarına kadar çok geniş bir görev alanı vardır.

Böylesine kritik bir görevi üstlenen yapının, çoğu zaman imkânlarını zorlayarak vatandaşın can ve mal güvenliğini korumaktadır. Ne var ki; eskiyen araç filoları, yetersiz personel sayısı, modern ekipman eksiklikleri ve özellikle kırsal bölgelerdeki erişim zorlukları, itfaiye teşkilatlarımızın omuzlarına ağır bir yük bindirmektedir.

Bugün 311 yıllık bir geçmişin onurunu taşırken, geleceğe daha güvenle bakabilmemiz için bu sorunların çözülmesi elzemdir. İtfaiye teşkilatlarımızın güçlendirilmesi, hem görevlerini daha etkin şekilde yerine getirmelerini sağlayacak hem de halkımızın güven duygusunu pekiştirecektir. Peki halkımızın güven duygusunu nasıl pekiştirebiliriz?

Bunun yolu, görev alanlarımızda afet farkındalık eğitimlerini özendirci oluşumlarla çoğaltmak ile mümkündür. Gerek okullarımızda, gerek endüstriyel tesislerde, gerekse kamu ve özel sektörde elimizden geldiği kadar yangın güvenliği konulu eğitimler vererek halkımızı bilinçlendirmemiz gerekmektedir.

İtfaiyenin üç temel görevi vardır:

·         Önleme,

·         Müdahale,  

·         Eğitim-Denetim.

Halkımız yangın güvenliği konusunda ne kadar bilinçlenirse ve eğitim seviyesi ne kadar artarsa, yangınlar ve onlara bağlı afetler de o denli azalacaktır.  Bu eğitimleri halka verecek olan itfaiye personellerinin kendi eğitimleri sürekli ve güncel (Ulusal ve Uluslararası standartlara her anlamda hakimiyet gibi) tutulmalıdır. Yangın söndürürken aynı zamanda insanların hayatlarını sürdürdüğü yaşam alanlarının yangın güvenliği de irdelenmelidir. Bir yapının yangın güvenliği, itfaiye teşkilatlarının denetimleri sayesinde sağlıklı ve güvenli bir hale gelebiliyorsa, bu güvenliği sağlayacak itfaiye personelinin de nitelikli ve donanımlı olması gerekir.

Bugün Ülkemizde 234 Belediyede itfaiye teşkilatının bulunmaması, bu yerlerde denetimlerin kim tarafından yapıldığı sorusunu beraberinde getirmekte ve sorunun boyutunu açıkça ortaya koymaktadır. Dahası, böylesine hayati görevleri üstlenen itfaiye personelinin halen bir meslek sınıfına sahip olmaması, yalnızca “genel idari hizmetler” sınıfında yer alması, ayrı bir handikap oluşturmaktadır.

Yalnızca şehir içi yangınlarla mücadele edilmemektedir; Bazen 60 km (Dün gece bir ilçemizin sorumluluk alanından  40 km ötesindeki ahşap konut yangınına müdahele edilmiş.Doğal olarak müdahele kurgusu yangının  diğer yapılara atlamaması üzerine yapılmıştır) uzaklıktaki bir köye ulaşmaya çalışılmaktadır.İtfaiyeden kaynaklanmasa da geç müdahele nedeniyle vatandaşlarca sözlü bazen de fiili demotive edici eylemlere maruz kalındığı da olmaktadır. Bunun yanısıra, sarp ve engebeli arazilerde çıkan orman yangınlarına müdahale edilmektedir.

Bu kadarla da sınırlı değil ; Barajlarda ve denizlerde boğulma vakalarına, trafik kazalarına ve daha birçok arama-kurtarma operasyonlarında oluyorlar.(Çilingircilik-Cadde sulama-Baca Temizliği vb.görünmeyen bazı işlerde var) Böylesine teknik, riskli ve yüksek sorumluluk gerektiren görevleri yerine getiren itfaiye personelinin hâlâ meslek statüsüne kavuşmamış olması, üzerinde durulması gereken en önemli sorunlardan biridir. İtfaiyeciler; 300 yılı aşkın köklü bir geçmişe sahip olan teşkilatın, artık dünyadaki emsalleriyle aynı seviyeye ulaşarak, uzmanlaşmış, teknik açıdan donanımlı ve çağın standartlarını yakalamış bir teşkilat haline gelmesi beklenmektedir.

“ESKİYE GÖRE İYİYİZ “  

İyi de biz aksini iddia etmedik ki. 30 büyükşehir+51 İl ve toplamda 419 Belediye İtfaiyesi. Ek olarak ziyaret ettiğim 66 OSB’nin bazılarındaki itfaiye birimleri +Orman İtfaiyelerinin (Bunlar dışında ayrı tanımlanan Havaalanı İtfaiye Birimleri-Sahil Güvenlik komutanlığı-Askeri İtfaiyeler-Özel Sektöre” AVM,Tüpraş vb..”bağlı itfaiyelerde mevcuttur.)  kabiliyetlerini yerinde incelemiş biri olarak Evet bizde teyid ediyoruz. İlk ziyaretlerimiz de Mezarlıklar müdürünün ,İtfaiye müdürü olarak atandığını-Sürgün Temelli- durumları biliyoruz.

An itibarıyla ön lisans ve Lisans mezunu gençlerin kendi meslekleriyle ilgili çalışma olanağı bulamadıkları durumlarda, en az  polislik mesleği kadar itfaiyeci olmakla ilgili arayışları olduğu gözlemleniyor. Ötesi lise üstü eğitim ve öğretimlerde de tercih edilen meslek oluşu çok sevindirici durumdur.

 

Van’da berberlik yapan  babanın kızını Türkiye’nin İlk İtfaiyecilik okulu ünvanına sahip,Kocaeli Üniversitesine  kızını öğrencilik için bırakıp,dönüşünde Havaalanında 3 gün önceki  sohbetimizde de  bir kez daha istenen meslek/çalışma alanı olmasının güncelliğini gördük.

SONUÇ

Beklentiler personelinden araç-gerecine, eğitiminden mevzuatına kadar ülkemizin dört bir yanında aynı standartlara sahip, eşit imkânlarla görev yapan, güçlü ve modern bir teşkilat olmaktır.  Donanımlı ve iyi yetişmiş bir itfaiye personeli, görevini layıkıyla, zamanında ve hatasız olarak yerine getirir. Bu hem vatandaşlarımızın can ve mal güvenliğini garanti altına alır, hem de afetlere karşı daha dirençli bir toplum oluşturur.

Dolayısıyla, İtfaiye teşkilatının çağın gerekliliklerine uygun şekilde güçlendirilmesi, itfaiyecilerin en büyük temennisi olduğu kadar, ülkemizin güvenliği ve geleceği için de bir zorunluluktur.

Bu vesileyle, tüm itfaiye teşkilatlarımızın “İtfaiye Haftası”nı kutluyor; afetsiz, güvenli ve sağlıklı günler dileriz.

Sevgiyle ve Sağlıkla Kalın.

ncmCozdmr

Hüsnü Baysal’ın katkılarıyla