Genel ve Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ardından aklı selim düşünen herkes, ekonomide bir fırtınanın yaklaşmakta olduğunu hissediyordu.
Keşke fırtına olarak kalsaydı. Tam tersine, bir kasırganın içine girdik.
Bir gecede akaryakıta gelen 6 liralık ÖTV zammı, arka arkaya yapılan zamlarla motorin fiyatının 2.5 ayda 18 liradan 38 liraya yükselmesi, birçok vergiye zam yapılması, ek MTV… Liste uzayıp gider.
Bir de faizlerin yüzde 11 seviyesinden yüzde 25 seviyesine çıkarılması. Ki, döviz başta olmak üzere ekonomide güven sağlanması için faiz artışlarının devam edeceğini öngörüyorum.
Tabii ki bütün bunlar, hesapta enflasyonla mücadele içindi. Ancak görünen o ki, amaç enflasyonu indirmek değil. Tamamen, tam takır bir hale gelen veya getirilen devlet kasasını doldurmak için.
Öyle olsaydı, motorin fiyatlarına zam yapılmazdı. Çünkü yapılan yüzde 110’luk zam, enflasyonu daha da azdırdı. Üstelik en sakin olması gereken dönemde. Haziran, temmuz ve ağustos aylarında. Sadece bu 3 ayı toplayın, gelişmiş ülkelerdeki yıllık enflasyonun 6-7 katı kadar bir rakam ortaya çıkıyor.
Yani, enflasyonla mücadele tamamen bahane. Kasa dolsun yeter.
***
Peki bu politikalar, sokakta nasıl görülüyor? Özellikle de Cumhur İttifakı mensupları, şu anki durum için ne düşünüyor?
Size AK Parti ve MHP’li isimlerle, birer gün ara ile yaptığım görüşmelerin özetini geçeceğim.
Her iki isim de şu anda parti içi önemli konumlarda oldukları için isimlerini vermeyeceğim. Açıkçası söylediklerini duyunca çok şaşırdım. Çünkü böyle bir tepki beklemiyordum.
Öncelikle, AK Partili ismin söylediklerine bakalım.
Son 2 yılda kendisini AK Parti’ye bağlayan en önemli konunun, faizle mücadele olduğunu vurgulayan AK Partili isim, “Ben Milli Görüş geleneğinden gelen bir kişiyim. Yıllardır faize karşı vermediğimiz mücadeleye her platformda tepki gösterdim. Neyse ki son 2 yılda özümüze dönmüştük. Ancak seçimden sonra ciddi bir hayal kırıklığı yaşıyorum. Mehmet Şimşek iyi bir isim olabilir. Ama bizim sözümüzü adeta yere düşürdü. Hani faiz artmayacaktı?” tepkisini gösterdi.
***
MHP’li isim ise biraz daha sertti. Şunları söyledi: “Tamam, enflasyon kötü bir şey. Ahlaki yapı başta olmak üzere birçok şeyi zamanla bozuyor. Bu açıdan mücadele etmek önemli. Ancak mücadele böyle olmaz. Faizi artırarak vatandaşın sırtına, zamlarla yine vatandaşın sırtına yüklemekle olmaz. Bir de şuna inanmaya başladım. Devletin kasasında para kalmamış. Yapılan vergi ve ÖTV zamları da kasayı doldurmak için olabilir. İnan ki, seçim öncesi kapısını çaldığımız seçmenin yüzüne bakamaz noktaya geldik. Bir an önce bu krizden kurtulmamız gerekir.”
***
Evet. İktidar ortağı Cumhur İttifakı’nı oluşturan iki büyük partinin, iki önemli isminin görüşleri böyle.
Yeniden Refah Partisi zaten seçimden sonra muhalefet tarafını tercih etti. Ki, kendileri zaten kırmızı çizgilerini dile getirmiş, bunlarla ilgili adım atılmazsa destek olmayacaklarını söylemişti. Öyle de oldu.
Hadi YRP’nin ayrılışı iktidarı çok etkilemez. Ancak kendi içlerinden çıkacak aykırı sesler, iktidarı zor durumda bırakabilir.
Bunun ilk yansımasını da yerel seçimlerde görebiliriz.