CHP belki de son yılların en kaotik kongresini geride bıraktı. Saat 10.00 gibi gittiğim kongre salonunu, 16.00 gibi terk ettim. O zamana kadar ortam çok sakindi. Ancak ne olduysa ondan sonra oldu.
Kürsüye çıkanlar, yarınlar yokmuşçasına eleştirilerde bulunmaya başladı. Üstelik sert eleştirilen o isimler, milletvekili veya üst düzey yöneticiler.
Mesela eski Derince İlçe Başkanı Birkan Koçak, Milletvekili Nail Çiler'e verdi veriştirdi. Eleştirmek normal ancak saygı sınırlarını aşmamak suretiyle... Ama ne yazık ki CHP'de o sınır çoktan aşıldı.
Bir de İzmit İlçe Başkanı Gökhan Ercan'ın, kurultay delege listesinde İzmit'in yok sayılmasına tepki göstererek ilçe delegeleri ile birlikte oy kullanmaması tepkisi var. O da ayrı bir kaos nedeniydi.
Yukarıda dediğim gibi, CHP tarihinin en kaotik il kongresiydi.
Bunların hepsi ne olursa olsun İl Başkanı Bülent Sarı'ya yazar. Hem de eksi olarak.

***

Açıkçası, Bülent Sarı'nın işi bundan sonra daha zor. Harun Yıldızlı'nın istifasının ardından il bakanlığı koltuğuna oturdu.
Ancak eminim ki, birçok partili tarafından hiç benimsenmedi. O koltuğa layık olmadığı düşünüldü.
Üstüne bir de seçim yenilgisi gelince, tepkiler de doğal olarak çoğaldı.
Oysa geçmişinde bir tane leke olmayan bir siyasetçi kendisi.
Ekonomisi gayet iyi yani bu işi kendine para kazanmak için de yapmıyor. Tek derdinin CHP başarısı olduğunu biliyoruz.

***

Tüm yaşananlara rağmen Bülent Sarı tekrar başkan seçildi. Ancak bundan sonra iş daha da zor.
Çünkü eski yönetimin devam olma kamburu sırtındaydı. Yani Harun Yıldızlı'nın adamı ithamlarına hep maruz kaldı.
Seçim yenilgisi ikinci kamburuydu.
İl kongresinde yaşananlar, delege listesine tepkiler, İzmit İlçe Başkanı Gökhan Ercan'ın bundan sonra kendisine cephe alacak olması, 609 küsür delegeden yarısının sandığa gitmemesi...
Bülent Sarı'nın sırtındaki yeni kamburlar.
Hepsi alt alta gelince, Bülent Sarı'yı bundan sonra daha zor günler bekliyor.
Sarı gibi duygusal bir siyasetçi bu cendereden nasıl çıkar? Açıkçası bilemiyorum...