Aslında yazacak bir şey kalmadı. Sözün bittiği yerdeyiz.

Ama gitme dur sonuna kadar oku. Çünkü her gün çığlıklar yükseliyor ama duyan yok. Her yeni gün bir tabut daha kaldırıyoruz kimse farkında değil.

Biliyor musun? Son dört günde sekiz kadın katledildi. Sekiz can. Sekiz hayat. Sekiz kez “Yeter!” dedik. ama yeterli olmadı.

Bu öyle bir dönem ki, tabiri caizse artık insanlar tavuk keser gibi insan kesiyor.

Sanki birinin canını almak, sigarasını yakmak kadar kolay.

Birini öldürmek, pencereden dışarı tükürmek gibi sıradanlaştı.

“Kadına Şiddete Hayır” güzellemeleri yapmayacağım. Zira güzellemenin bile yüzü kızarıyor artık. Şahsen bu cümleler, vicdanları rahatlatmak için yazılmış cümle süsleri gibi geliyor bana. Gerçekliğini, ağırlığını, hatta amacını bile çoktan kaybetti.

Şimdi sizlere bizim girdiğimiz haberlerin tarihini ve başlıklarını yazacağım.

11 Nisan 2025 - 8 Aylık Hamile Eşini Öldürdü (Malatya)
12 Nisan 2025 - Uzaklaştırma Kararı Biter Bitmez Kurşuna Dizdi (İstanbul)
12 Nisan 2025 – Kız Arkadaşını Bıçaklayıp, Annesini Taşla Öldürdü (İstanbul)
12 Nisan 2025 – Cezaevinden Çıkıp Eski Eşini Öldürdü (Denizli)
12 Nisan 2025 – Boşanmak İsteyen Karısını Öldürdü (İstanbul)
13 Nisan 2025 – Kardeşini ve Yengesini Öldürdü (Denizli)
14 Nisan 2025 – Önce Eşini Sonra Kendisini Vurdu (Afyonkarahisar)
14 Nisan 2025 – Ayrılmak İstediği Erkek Arkadaşı Tarafından Öldürüldü (İstanbul)

Biz bu haberleri girerken elimiz titriyor, Kalbimize dokunuyor bu ölümler... Bu sadece son birkaç gün.

Belki bazıları bu haberleri duymadı bile. Belki algoritmalar göstermedi, belki televizyonlar başka şeylerle meşguldü. Kim bilir? Zira kadının kanı, manşet değeri taşımıyor ya bazen…

*****************************

Kendi kabuğuna çekilmiş bir toplumuz artık. Birimiz ölmedikçe ses çıkarmıyoruz.

Başımıza gelmeyince “çok üzücü” deyip geçiyoruz. Ama o “çok üzücü”lerin arkasında can var, çocuk var, anne var, kardeş var. Her biri bir evin ışığını söndürüyor. Her biri bir geleceği toprağa gömüyor.

Uyandığımız her sabah karanlığa bir can daha veriyoruz, kimse farkında değil.

Bugün 15 Nisan. Bugün başka bir kadın ölecek mi? Bir kadın cinayeti haberi daha girecek miyiz?

Belki de çoktan öldü, haberimiz yok.

Dileğimiz “bir daha olmasın” demek değil. Dileğimiz artık gerçekten bir şeylerin değişmesi.

Keşke bunları konuşmuyor olsaydık...

Bu yazı aslında hiç yazılmasaydı en güzeliydi. Ama yazıyoruz.

Çünkü mezar taşları konuşamaz…